Yine bir “Vay canına sayın seyirciler” hikâyesi… Tabii benim için:) Burada neler var?
- Bir zamanların efsanevi giyim markası Atalar
- Türkiye’nin ilk yürüyen merdiveni
- 1939 yılında İstanbul’u dehşete düşüren pek çok tarihi yapının hasar görmesine neden olan dev yangın
- Rum mimar Apostol (Apostolos) Pistikas ve AİHM’ye giden bir evlat edinme, ölüm, iki ülke arasında miras hikâyesi…
Ve daha pek çok hikâye…
FOTOĞRAFIYLA REKLAM VERİLEN BİNA
Her şey eski bir ilanda görüp merak ettiğim bina fotoğrafıyla başladı… 1934 yılına ait ilanda İstanbul Bahçekapı’daki Ata Refik Mağazası’ndaki mantodan fanilaya, kunduradan şapkaya ürünlerin tanıtımı, dikkat çekici bir bina fotoğrafıyla birlikte yapılıyordu.
Sultanhamam, Hobyar sıkça gezindiğim yerler ama böyle bir bina görmedim.
Başına bir şey gelmiş olmalıydı… Gelmiş.
SABIK ŞAMLI, ATA REFİK, ATA ATABEK
Ve bugün benim de çok iyi bildiğim bir yapı, meğer onun yerine 1941’de yapılan binanın başkalaşmış haliymiş! Başlıyorum.
Sabık Ata Refik’in (Belki ilk kuruluşunda Sabık Şamlı namıyla da tanınıyordu) giyim ürünleri satan mağazası çok meşhur. 1930’larda hem vizyoner hem de varlıklı olmalı ki, gazetelerde sık sık ilanları, hediyeli satış haberleri, ana sayfalarda gazete isimlerinin yan kulakçığında duyuruları yayımlanıyor. (Bu arada kağıt ilanın arkası başka bir reklama satılmış, Bira reklamı ile aynı kağıtta.)
İlk zamanlar isim Ata Atabek, adres Meydancık no 55.
İsim değişikliğinin zamanını da (Cumhuriyet Gazetesi’nde) buldum, 4 Nisan 1935 tarihinde Ata Refik yerine Ata Atabek ismi kullanılmaya başlanıyor. Bu arada sokak ismi değişmiş, Yeni Postane Caddesi no 55.
Bina ve yeri öyle meşhur ki, adresler onun üzerinden tarif ediliyor, krokiler yapılıyor.
SULTANHAMAM FACİASI
1939 yılı mart ayının ilk günlerinde “Sultanhamam Faciası” olarak da adlandırılan bir yangın meydana geliyor ve Refik Atabek Han’ın üst katında başlayan yangın, Dilsiz Zade Han gibi bugün de dikkat çeken pek çok binada hasar bırakan büyük bir olaya neden oluyor.
Gazeteler günlerce olayla ilgili araştırmaları yazıyor, polis vali herkes orada. 1939 yılında misal, Son Posta Gazetesi’nde, gördüğüm en güzel ve o dönem için farklı krokili olay anlatımı yapılıyor. “Kundakçılar yakalandı” haberleri de var. “Zarar 1.5 milyon lira” diye başlayan haberler, 1939 yılında 7 milyondan 12 milyona kadar türlü rakamlara ulaşıyor. Han’daki kasalarda senetler ve değerli belgelerin olduğu da ifade ediliyor. (Bu arada mağaza geçici olarak Aşirefendi Kütübhane Caddesi, Yositidis Han’da çalışmayı sürdürüyor. Araştırıp bulmuşken yazayım!:)
Sonraki dönemde de kullanılamayacak hale gelen Refik Atabek Han’ın yerine yeniden imar izni çıkıp çıkmayacağı da tartışılıyor.
Bu arada bu bahsettiğim bina şimdilerde otel olan Germanya Han’ın (girişine karşı durunca) sağda.
1941’DE AYNI YER YENİ BİNA
Sonra 1941 yılının Arkitek dergisinden anlıyoruz ki, eski ağır hasarlı bina tamamen yıkılmış ve yerine yüksek mimar Apostol (ya da Apostolos) Pistikas’ın yaptığı bir modern yapı gelmiş.
Alıntılayayım: “Atabek hanının yerine yapılan bu bina yüksek Mimar A. Pistikas’ın eseridir.
Bina 586 metre murabbaı bir saha üzerine inşa edilmiştir. Yapısı betonarme iskelet olup duvarlar dolgu tuğladır. Zemin katı eskisi gibi kumaş ve manifatura ticarethanesi olarak tanzim ve tertip edilmiştir. Bina 5 kattır. Ayrıca bir de bodrumu vardır. Fındıkçılar sokağına nazır olan cephede zemin kat eski istikameti üzerinde inşa edilmiş, diğer katlar 3.5 metre geri çekilmiştir. Bu suretle binanın mağaza kısmı diğer katlardan oldukça geniştir. Dar sokağın tevsiinde belediye bu mağaza katını bilâhara yıkmak hakkını haizdir.
EMİNÖNÜ’NÜN BÜRO İHTİYACI KARŞILANIYOR
“Bodrum katı tamamen yol seviyesinden aşağıdadır. Bu sebeple etraf araziden sızan suların bina içine nüfuz etmemesi için, duvarlar ve beton aksam tecrit edilmiş ve rutubete mani olmak için birçok havalandırma bacaları yapılmıştır. Bodrum katma kalorifer dairesi, kömür depoları konulmuştur. Zemin kat tamamen mağazaya tahsis edilmiştir. Mağaza perakende satış için icabeden tezgâhları vitrinleri havidir. Ayrıca bu katta memurlar için bir yemek odası bir ofis ve helalar vardır. Birinci kat toptan kumaş servisine tahsis edilmiştir. Hanın diğer katları bürolara tahsis edilmiştir. Bu katların antresi Fındıkçılar sokağındadır. Yol yokuş olduğu için girişten doğrudan doğruya birinci kata girilmektedir. Burada bir kapıcı ve kahveci odası vardır. Geniş bir merdiven ve bir asansör katlarla irtibatı temin etmektedir. Bu katlarda 40 büro odası vardır ki Eminönü meydanının genişletilmesinden sonra bu civarda hasıl olan büro ihtiyacının bir kısmını karşılamıştır. Bina haricen sakin bir tesir yapmaktadır”
ATABEK AİLESİ
Bina bana 1941 yılındaki haliyle çok güzel geliyor. Ve bugünkü halinin farklılığına inanamıyorum. Şimdi bir LC Waikiki mağazası. Fotoğrafını da İstanbul’un Mimarları Instagram hesabından aldım.
Bina yıkılıp bu hale getirilmişçesine aynı duruyor ama farklı, çok garip, bir tür illüzyon gibi.
Bu arada sürekli aile hakkında bilgi kırıntısı topluyorum.
Yangın döneminde Ata Atabek’in zevcesinin adını da veriyor Son Posta Gazetesi: Nazmiye Hanım.
Onun adına daha sonra Büyükada’daki Abdülkadir Efendi Köşkü’yle rastlıyorum, buraya Atabekler Evi de deniliyor.
Yine yangının çıktığı dönemde hanın sahipleri “B Ata, B. Naci ve B. Feyzi Atabek”; ifade kayıtlarından buluyorum.
Ama sanırım aile doğan erkek çocuklarına aynı ismi koyanlardan. Çünkü usta bir binici olan, -babası Ata Atabek adına kupa da veriliyor- Feyzi Atabek’in bir konuşmasına rastladım; babasının 2006’da vefat ettiğini söylüyordu.
Feyzi Bey, temellerinin 1912 yılında atıldığını öğrendiğim çoğumuzun “Atalar” ismiyle bildiği mağazalar zincirinin dördüncü kuşak temsilcisi. Kızı Aylin de Güneş Taner’in oğlu Kemal Bey ile evlenmiş (bu bilgi gerekli miydi:)?
TÜRKİYE’NİN İLK YÜRÜYEN MERDİVENİ
Atalar ile ilgili bugün Google’dan dünya kayıt bulunamasa da bulduklarım hep “vizyoner” dediğim tarife uyuyor; varlığı güzel binalarla, teknolojiyle, iyi reklamla geliştirmişler sanki.
Bir diğer Atalar haberi, Türkiye’nin İlk Yürüyen Merdiveni.
Türkiyenin ilk Yürüyen Merdiveni 29 Nisan 1964’te İstanbul’da Sultanhamam ile Bahçekapı arasında bulunan Atalar Mağazası‘nda kullanılmış. “500 kişi/saat taşıma kapasitesine sahip bu merdiven 5 metre yükseklikteki 2. kata insanları taşımaktaydı” deniyor asansör dergisinde. (Bu arada Türkiye’de ilk Yürüyen Merdiven imalatı ise Gaziantep’te kurdukları fabrikada Muzaffer ve Haşim Bakbak kardeşler yapmış birkaç yıl sonra, bu da ekstra bilgi).
Ve bir sonraki haber 2016 yılı mart ayından. Türkiye’nin en eski hazır giyim firmalarından, 1912 yılında temeli atılan Atalar Giyim çoğu İstanbul’daki 35 mağazasını kapatarak iflas ediyor.
İFLAS, MİMAR PİSTİKAS, SIRLAR, DAVALAR
Yazdığım gibi, zamanın o meşhur binası yerinde LC Waikiki var, Pistikas’ın binası onun gibi değil.
Bu arada pek çok binaya ismini de nakşeden A. Pistikas’u daha önce Gümüşsuyu’ndaki Marmara Apartmanı ile yazmıştım. Ama ismi Apostol mu, Apostolos mu hep karıştırıyorum ikisi de var; buna bakarken onunla ilgili bir evlat edinme ardından da mal varlıkları, Cihangir’de adıyla anılan (ama şimdi adı değişen) apartman ve daha pek çok şey buldum. Ama bunlar da ayrı dedektifliğe gitti ki gece 3’te ilk bulgumla çığlık attım. Onlar sonraya…
Atalar’dan hâlâ giysisi olan var mı:)
1 Yorum
Sabite orhon
Tarih: 20:52h, 10 AğustosHalâ Atalar mağazası ve atalar konfeksiyonlarini arıyorum.Gencligimden beri en sevdiğim magazaydı.Halâ giydiğim kiyafetlerim var.Çok sik ve ksliteli idi malları.Keske tekrar açilsa.Ancak şimdi öyle ksliteli kumaş kullanan cok az firma var.