“Ne Harman sigarası kaldı geriye
Ne Olimpos Gazozu
Ne Sadri Alışık”
İbrahim Sadri, Kuş Hatıraları
Bir apartman hikâyesi ki, okurken gözlerim yaşardı.
Yanından onlarca defa geçtiğim şahane apartman… Cihangir’de; Cihangir Caddesi’nden geçenler mutlaka görmüştür: Bazlamacı Apartmanı.
Ezgi Berk, Agos Gazetesi için Grigoris Bazlamacı ve Gülsün Karamustafa ile röportaj yapıp harikulade bir kayıt düşmüş tarihe…
Oradan alıntılarla…
YEGANE TESELLİSİ…
“Grigoris Bazlamacı, Olimpos Gazoz Fabrikası sahibi Nikoli Vaslamatzis (Bazlamacı)’nın oğlu. Çocukluğunda büyük yer kaplayan bu fabrikayı da Bazlamacı sülalesinin topluca oturdukları ve kendi isimleri ile anılan tarihi apartmanı da kaybetmiş. 6-7 Eylül Pogromu sonrası aile gerek fabrikanın gördüğü hasar gerekse artan tehditler üzerine Yunanistan’a göç etmek zorunda kalmış. Yıllar sonra eşiyle ziyaret ettiği İstanbul’da eski evinin kapısında dairenin yeni sahibi ressam Gülsün Karamustafa ile karşılaşması ise bu acı dolu hikâyenin yegâne tesellisi. Birbirinin ruhunu okuyan bu insanlar arasında gelişen dostluk, resmi tarihin kirli oyunlarına inat nelerin başarılabileceğinin de bir göstergesi” yazmış Ezgi Hanım.
CİHANGİR’İN İLK APARTMANLARINDAN
Grigoris Bazlamacı: “Büyükbabam Grigori, Bazlamacı Apartmanı’nı 1932’de yapmış. Ben 1950’de bu apartmanda doğdum, kız kardeşim ise 1941’de. Bazlamacı Apartmanı, Cihangir’in ilk inşa edilen apartmanlarındandı. 1940 yılında annem ve babam evlendiği sırada orada oturuyorlarmış.
‘ÇOK İYİ ANTARILARDI AMA DÖNMEK İSTEMEZLERDİ’
“5 Eylül’de apartmanın kapıcısı Mehmet Efendi, bizi dışarı çıkmamamız konusunda uyarmıştı.
Annem paniğe kapıldı, beni ve kız kardeşimi gece boyu küçük odaya kilitlemişti. Olimpos Fabrikası o geceki saldırılarda büyük hasar gördü; özellikle üretimde kullandığımız hassas malzemeler, cam şişeler kırıldı. Ardından da babam bir sürü tehdit ve zulüm altında kaldı. 6-7 Eylül Olayları’nı çocuk olarak büyüklerin gözleriyle ve hisleriyle görmüştüm. 1957’de ise İstanbul’dan gitmeye zorlandık, Ekim ayında Yunanistan’a gidip Atina’ya yerleştik. Annem ve babam komşuların birbirine yardım ettiği ve aralarındaki ilişkilerin çok iyi olduğunu anlatırdı hep; ama geri dönmek istemezlerdi; çünkü kendi memleketlerinden kovalanmış gibi hissetmek istemezlerdi.”
‘AKRABALARIMLA BULUŞMUŞ GİBİ HİSSETTİM’
Grigoris Bazlamacı, 6-7 Eylül olaylarıdan 40 küsur yıl sonra eşiyle İstanbul’a geliyor.
Stresli, heyecanlı.
“Biz 1957’de Atina’ya gitmek zorunda kaldıktan sonra Bazlamacı Apartmanı kademeli olarak satıldı. 1980’lere kadar babamın kardeşi Olimpia Dimitriadu, orada yaşadı” diyen Bazlamacı, yıllar sonra apartmanlarına gidiyor.
İşte o sırada mucize mi diyelim, olması gereken, haklı bir tesadüf mü, sanatçı Gülsün Karamustafa’yı görüyorlar.
“Apartmanın dış kapısında Gülsün’ü gördüm, bir an göz göze geldik, bu apartmanın benim için ne kadar önemli olduğunu hemen anlamış gibi baktı bana. Sanki kayıp akrabalarımla buluşmuşum gibi hissettim…”
‘BU BAKIŞ, DEĞİŞİK BİR BAKIŞ’
Sonrasını Ezgi Berk söyleşisinden Gülsün Hanım anlatsın:
“2000 senesi… Kapının önünde bir çift. Bu çift, biraz tedirgin bir halde binaya bakıyordu. Elimde paketlerle çarşıdan dönüyordum. Hissettim, bu bakış değişik bir bakış. Ta ensemde hissettim bakışları; çünkü bu binaya bakan alelade bakışlar değildi. (…) Bunu böyle sırtımdan hissettim ve ‘Yardımcı olabilir miyim?’ diye sordum. O zaman Bayan Bazlamacı, ‘Eşim burada yaşıyordu, burada doğmuş. Biz buraya ziyarete geldik, bu apartmanı görmek istedik’ dedi.”
‘PENCERENİN KULBUNA KADAR AYNI OLUNCA…’
“Bayan Bazlamacı eşinin buraya gelmekten ne kadar ürktüğünü, bu mekânı, evi çökmüş, bakımsız görmekten korktuğunu söyledi. Bakımlı bir apartman buldukları için mutluydular. Onları davet ettim. Bir şarap açtık, konuşmaya başladık. (…) 7 yaşında terk etmiş burayı. Odasını hatırladı, tabii bu kat değil, daha yukarıdaki katlar. Bana evle ilgili kendi anılarını anlattı. (…) Büyükbaba Grigoris Bazlamacı bütün apartmanı kendi ailesi için yapmış. Kendi ailesi en üst katta, annesi, babası, oğlu, kızı, kardeşleri, hepsi bir apartmandalar. Bir tek bu giriş katı galiba İtalyanlara kiradaymış o dönemlerde.
Onun için en önemlisi bizim burada hiçbir şeyi değiştirmeme özenini göstermiş olmamızdı. Çünkü apartmanın değişik katlarında yaşayanlar, kendilerine göre düzenlemeler yaptı. Biz hiçbir şeye kıyamamıştık. Pencerenin kulplarına kadar tanıdı Bay Bazlamacı.” (
BAZLAMACI APARTMANI ATİNA’DA…
Sonrasında Bazlamacılar ile Gülsün-Sadık Karamustafa çifti yakın dost oluyor.
Gülsün Hanım, Atina Müzesi’nden gelen bir teklif üzerine bu hikâyeyi bir maketle, bir eseriyle somutlaştırıyor. Bazlamacı Apartmanı’nın maketi Atina’ya gidiyor. Eserin ‘göçü’ bile (bildiğim kadarıyla yine azınlıklardan birileri taşımayı yapıyor) işin bir parçası haline geliyor. Biri Atina’da sergiyi gezerken “Türkiye’den maket dahi olsa bir mülkün sembolik olarak bize iade edilebileceğine inanmazdım” diyor. Ne acı…
KAPIDAKİ AMBLEM NİKAH YÜZÜKLERİNDE DE VAR!
Bazlamacı Ailesi’nin bir iç kırıklığıyla koca bir hayat yaşamasına üzüldüm, bu buluşmaya ise sevindim.
Siz de apartmanın önünden geçerken bu hikâyeyi bilin istedim.
Ve son güzel ekleme, ilgimi bu apartmana çeken yazar Şebnem İşigüzel’den “Kapıdaki işlemelerin aynısı karı koca nikâh yüzüklerinde varmış. (…) Kocam Manuel Çıtak seksenli yıllarda giriş katında ev arkadaşı Ruşen Çakır’la birlikte oturmuş. Öğrenci evi gibi. Ardından bu daire satılmış. Bizim ofisimiz yine bu apartmanda başka bir katta.”
- Bu yazının yazılmasından yıllar sonra Gülsün Karamustafa ile söyleştik… İlgilenenler için burada…
15 Yorumlar
Zeynep Zorlu
Tarih: 11:39h, 06 EylülNe çok yaşanmış acı, tatlı hayatlar var. Gün yüzüne çıkardığınız İçin, elinize emeğinize sağlık. Teşekkürler Nilay Örnek
Nilay Örnek
Tarih: 12:32h, 06 EylülSağolun
Hakan Gürses
Tarih: 10:03h, 04 NisanPodcast’i dinledikten sonra bu yazıyı merak edip okudum. Emeğinize sağlık. Site müthiş bir arşiv.
Nilay Örnek
Tarih: 19:23h, 09 NisanÇok teşekkür ederim
Yasemin Kaya
Tarih: 13:58h, 06 Nisan1923 yılında yapılan nüfus mübadelesinin üzerinden 100 yıl geçti. Biz de bu yıl dönümünün anısına mübadele romanlarından oluşan bir seçki hazırlamıştık. Geçmişle yüzleşmenin, farklılıkları anlamaya çalışmanın ve ortak bir gelecek inşa etmenin önemine vurguyla: https://www.sanatatak.com/view/100-yillik-veda-mubadele-romanlari
Nur Canoğlu
Tarih: 18:02h, 09 NisanEvini, geçmişini bırakıp gitmek ne acı. Bu binayı yapan, oturanlar, koruyanlar nur içinde yatsın, yaşıyorlarsa keyifle yaşasınlar dilerim. Sevgili Nilay, Gülsün hanımlara teşekkürler. Her umut ortak arar projesi de harika. Yavaş yavaş okuyacağım.
Nilay Örnek
Tarih: 19:21h, 09 NisanÇok teşekkür ederim, sevgiler, okuyun mutlu olurum:)
Ozden Bingol
Tarih: 00:50h, 12 NisanSevgili. Nilay Hanim, Gulsun Hanim ile yapmis oldugunuz Podcastinizi dinledikten sonra merak edip sayfanizi okudum. Ne harika bir hikaye bizlere kadar ulasmis. Yasayin, varolun. Maalesef ulkenin talan edilen icler acisi durumu hepimizi cok uzmekte. Ve bu hikayeler hep umut vermekte. Iyi ki varsiniz. Iyi ki Gulsun Hanim gibi gozlerden ihtiyaci anlayabilen gönül dostlarınin varigi icimizdeki umutlari hep canli tutuyor. Yilmadan bu degerler ile bizi tanistirdiginiz icin tesekkurler
Nilay Örnek
Tarih: 11:33h, 15 NisanÇok teşekkür ederim. İyi ki dinleyenler, okuyan, anlayanlar da var:) sevgiler
Filiz Şahinkaya
Tarih: 14:27h, 16 NisanSevgili Nilay Hanım,
Yine harika bir podcast yayını dinledim ve koşarak siteye geldim. Size ve tarihi değerlerimize sahip çıkanlara çok teşekkür ederim. İyi ki varsınız, varlar…
Sevgiler
Filiz
Nilay Örnek
Tarih: 11:57h, 22 NisanÇok teşekkür ederim. Sevgiler
Ozge Efe
Tarih: 19:48h, 20 NisanTesekkur ederiz Nilay Hanim, cok guzel bir hikaye.
Nilay Örnek
Tarih: 11:58h, 22 NisanTeşekkür ederim n.
Seda
Tarih: 18:07h, 09 MayısHarika bir yazı, Gulsun hn dan dinlemekte ayrica guzeldi. Çok duygulandim. Teşekkürler, sevgiler.
Nilay Örnek
Tarih: 13:45h, 18 Hazirançok teşekkürler