Bazlamacı Apartmanı

Cihangir Caddesi, 1932

“Ne Harman sigarası kaldı geriye

 Ne Olimpos Gazozu

 Ne Sadri Alışık”

İbrahim Sadri, Kuş Hatıraları

 

Bir apartman hikâyesi ki, okurken gözlerim yaşardı.

Yanından onlarca defa geçtiğim şahane apartman… Cihangir’de; Cihangir Caddesi’nden geçenler mutlaka görmüştür: Bazlamacı Apartmanı.

Ezgi Berk, Agos Gazetesi için Grigoris Bazlamacı ve Gülsün Karamustafa ile röportaj yapıp harikulade bir kayıt düşmüş tarihe…

Oradan alıntılarla…

YEGANE TESELLİSİ…

“Grigoris Bazlamacı, Olimpos Gazoz Fabrikası sahibi Nikoli Vaslamatzis (Bazlamacı)’nın oğlu. Çocukluğunda büyük yer kaplayan bu fabrikayı da Bazlamacı sülalesinin topluca oturdukları ve kendi isimleri ile anılan tarihi apartmanı da kaybetmiş. 6-7 Eylül Pogromu sonrası aile gerek fabrikanın gördüğü hasar gerekse artan tehditler üzerine Yunanistan’a göç etmek zorunda kalmış. Yıllar sonra eşiyle ziyaret ettiği İstanbul’da eski evinin kapısında dairenin yeni sahibi ressam Gülsün Karamustafa ile karşılaşması ise bu acı dolu hikâyenin yegâne tesellisi. Birbirinin ruhunu okuyan bu insanlar arasında gelişen dostluk, resmi tarihin kirli oyunlarına inat nelerin başarılabileceğinin de bir göstergesi” yazmış Ezgi Hanım.

CİHANGİR’İN İLK APARTMANLARINDAN

Grigoris Bazlamacı: “Büyükbabam Grigori, Bazlamacı Apartmanı’nı 1932’de yapmış. Ben 1950’de bu apartmanda doğdum, kız kardeşim ise 1941’de. Bazlamacı Apartmanı, Cihangir’in ilk inşa edilen apartmanlarındandı. 1940 yılında annem ve babam evlendiği sırada orada oturuyorlarmış.

‘ÇOK İYİ ANTARILARDI AMA DÖNMEK İSTEMEZLERDİ’

“5 Eylül’de apartmanın kapıcısı Mehmet Efendi, bizi dışarı çıkmamamız konusunda uyarmıştı.
Annem paniğe kapıldı, beni ve kız kardeşimi gece boyu küçük odaya kilitlemişti. Olimpos Fabrikası  o geceki saldırılarda büyük hasar gördü; özellikle üretimde kullandığımız hassas malzemeler, cam şişeler kırıldı. Ardından da babam bir sürü tehdit ve zulüm altında kaldı. 6-7 Eylül Olayları’nı çocuk olarak büyüklerin gözleriyle ve hisleriyle görmüştüm. 1957’de ise İstanbul’dan gitmeye zorlandık, Ekim ayında Yunanistan’a gidip Atina’ya yerleştik. Annem ve babam komşuların birbirine yardım ettiği ve aralarındaki ilişkilerin çok iyi olduğunu anlatırdı hep; ama geri dönmek istemezlerdi; çünkü kendi memleketlerinden kovalanmış gibi hissetmek istemezlerdi.”

‘AKRABALARIMLA BULUŞMUŞ GİBİ HİSSETTİM’

Grigoris Bazlamacı, 6-7 Eylül olaylarıdan 40 küsur yıl sonra eşiyle İstanbul’a geliyor. 

Stresli, heyecanlı. 

“Biz 1957’de Atina’ya gitmek zorunda kaldıktan sonra Bazlamacı Apartmanı kademeli olarak satıldı. 1980’lere kadar babamın kardeşi Olimpia Dimitriadu, orada yaşadı” diyen Bazlamacı, yıllar sonra apartmanlarına gidiyor. 

İşte o sırada mucize mi diyelim, olması gereken, haklı bir tesadüf mü, sanatçı Gülsün Karamustafa’yı görüyorlar.

Apartmanın dış kapısında Gülsün’ü gördüm, bir an göz göze geldik, bu apartmanın benim için ne kadar önemli olduğunu hemen anlamış gibi baktı bana. Sanki kayıp akrabalarımla buluşmuşum gibi hissettim…”

‘BU BAKIŞ, DEĞİŞİK BİR BAKIŞ’

Sonrasını Ezgi Berk söyleşisinden Gülsün Hanım anlatsın:

“2000 senesi… Kapının önünde bir çift. Bu çift, biraz tedirgin bir halde binaya bakıyordu. Elimde paketlerle çarşıdan dönüyordum. Hissettim, bu bakış değişik bir bakış. Ta ensemde hissettim bakışları; çünkü bu binaya bakan alelade bakışlar değildi. (…) Bunu böyle sırtımdan hissettim ve ‘Yardımcı olabilir miyim?’ diye sordum. O zaman Bayan Bazlamacı, ‘Eşim burada yaşıyordu, burada doğmuş. Biz buraya ziyarete geldik, bu apartmanı görmek istedik’ dedi.”

‘PENCERENİN KULBUNA KADAR AYNI OLUNCA…’

“Bayan Bazlamacı eşinin buraya gelmekten ne kadar ürktüğünü, bu mekânı, evi çökmüş, bakımsız görmekten korktuğunu söyledi. Bakımlı bir apartman buldukları için mutluydular. Onları davet ettim. Bir şarap açtık, konuşmaya başladık. (…) 7 yaşında terk etmiş burayı. Odasını hatırladı, tabii bu kat değil, daha yukarıdaki katlar. Bana evle ilgili kendi anılarını anlattı. (…) Büyükbaba Grigoris Bazlamacı bütün apartmanı kendi ailesi için yapmış. Kendi ailesi en üst katta, annesi, babası, oğlu, kızı, kardeşleri, hepsi bir apartmandalar. Bir tek bu giriş katı galiba İtalyanlara kiradaymış o dönemlerde.

Onun için en önemlisi bizim burada hiçbir şeyi değiştirmeme özenini göstermiş olmamızdı. Çünkü apartmanın değişik katlarında yaşayanlar, kendilerine göre düzenlemeler yaptı. Biz hiçbir şeye kıyamamıştık. Pencerenin kulplarına kadar tanıdı Bay Bazlamacı.” (

BAZLAMACI APARTMANI ATİNA’DA…

Sonrasında Bazlamacılar ile Gülsün-Sadık Karamustafa çifti yakın dost oluyor. 

Gülsün Hanım, Atina Müzesi’nden gelen bir teklif üzerine bu hikâyeyi bir maketle, bir eseriyle somutlaştırıyor. Bazlamacı Apartmanı’nın maketi Atina’ya gidiyor. Eserin ‘göçü’ bile (bildiğim kadarıyla yine azınlıklardan birileri taşımayı yapıyor) işin bir parçası haline geliyor. Biri Atina’da sergiyi gezerken “Türkiye’den maket dahi olsa bir mülkün sembolik olarak bize iade edilebileceğine inanmazdım” diyor. Ne acı… 

KAPIDAKİ AMBLEM NİKAH YÜZÜKLERİNDE DE VAR!

Bazlamacı Ailesi’nin bir iç kırıklığıyla koca bir hayat yaşamasına üzüldüm, bu buluşmaya ise sevindim. 

Siz de apartmanın önünden geçerken bu hikâyeyi bilin istedim.

Ve son güzel ekleme, ilgimi bu apartmana çeken yazar Şebnem İşigüzel’den “Kapıdaki işlemelerin aynısı karı koca nikâh yüzüklerinde varmış. (…) Kocam Manuel Çıtak seksenli yıllarda giriş katında ev arkadaşı Ruşen Çakır’la birlikte oturmuş. Öğrenci evi gibi. Ardından bu daire satılmış. Bizim ofisimiz yine bu apartmanda başka bir katta.”

BU YAZIYI PAYLAŞIN:

Share on whatsapp
WhatsApp
Share on email
Email
Share on twitter
Twitter
Share on linkedin
LinkedIn
Share on telegram
Telegram
Share on facebook
Facebook

YORUMLAR

2 Yorumlar
  • Zeynep Zorlu
    Tarih: 11:39h, 06 Eylül Cevapla

    Ne çok yaşanmış acı, tatlı hayatlar var. Gün yüzüne çıkardığınız İçin, elinize emeğinize sağlık. Teşekkürler Nilay Örnek

    • Nilay Örnek
      Tarih: 12:32h, 06 Eylül Cevapla

      Sağolun

Bir yorum yazın

DİĞERLERİ

Harbiye

Uğur / Teodoridis Apartmanı

Uğur Apartmanı, Şişli’de önünden sıkça geçtiğim bir bina. Zafer Sokak’taki birçok binayı bayağı severim ben zaten. Uğur da görkemlidir. -Tarifte yanılmıyorsam- eklektik, art nouveau cephe dikkat çeker.  Bir de şanslı, mimarı belli olan binalardan. Karşıdan bakıldığında sağ köşesinde Osmanlıca ve Fransızca bir metinle “A. Mavpodoglou

Devamı »
Çekirge

Bay Selim Süter Evi

Nilüfer Kent Tiyatrosu’nun Murat Daltaban yönetmenliğinde sahneye koyduğu 1984‘ü izlemek için Bursa’ya gittiğimizde ertesi gün Fotoğraf Müzesi’nin kütüphanesine bir kitap gördüm; Nezaket Özdemir’in “Çekirge Köşkleri” (Sentez Yayıncılık). İlk açtığım sayfada da “Selim Süter Evi”. ARKADAŞIM SELİN SÜTER’İN DE EVİ TABİİ Arkadaşım var, tanıdığım en nezaketli insanlardan

Devamı »
Galata

Petraki Han

Bu gün bu sitenin kadrolu yazar-araştırmacılardan biri konuk yazarım; iç mimar Didem Avincan. Buyrunuz: “İngiltere Lancashire’dan Angela Fry uzun süredir araştırdığı aile geçmişi ile ilgili bulduklarını bir blog hazırlayarak paylaşmaya karar vermiş. Benzer konularla ilgilenen ama tanımadığı daha fazla kişiye ulaşmak, bilgiyi büyütmek amacıyla… İyi

Devamı »
Nişantaşı

Kilimli Konak

Seneler önce, onu ilk bir ‘gece’ gördüm. O resim gece daha belirgin. Cama yapışıp Resimli Apartmanlar serim için yansımasız bir fotoğraf çekmeye çalıştım. İçindeki resmin Ercümend Kalmık’a ait olduğunu ise, Gümüşsuyu’ndaki Ercümend Kalmık Müzesi‘ni yazarken fark ettim. Binanın mimarı Ali Mukbil Gökdoğan.  Gökdoğan, Türkiye’nin imarı

Devamı »
Merter

Vakko Binası

Bir fabrika binası, bir çocuğun zihninde ne kadar yer edebilirse bir zamanlar Merter’de olan Vakko Fabrikası, o derece aklıma kazınmıştır. Güzeldi, farklıydı, ilgi çekiciydi, acayipti… Küçükken otomobille önünden her geçişimizde onu görmek için çaba sarf ederdim. Yolda sıkıldım; onu görünce bir şekilde eve yaklaştığımı anlar,

Devamı »
Asmalımescit

S. Önay Apartmanı

İstiklal’den Şimdi’ye girer gibi girin (Atlas Apartmanı’na da değinmek lazım) -ya da Yakup’a girer gibi diyeyim- hemen birkaç adım sonrasında bu apartman. Mimarlarını biliyoruz; Beyoğlu’nun pek çok binasında görebileceğimiz iki isim. Ve şükür ki imzalı bir apartman. Mimarlar Mimarlar: Victor Adamandidis ile Dimitrios Nikola Petsillas. 

Devamı »
Tarlabaşı

Leica Galeri

Şimdi, “Ara Güler hayatta olsaydı da sorardık, kesin biliyordur” diye düşünüyorum… Geçenlerde, kapılara ilgisini görüp takip etmeye başladığım Halil Kendir’in hesabında ilk defa o binanın içini gördüm. Sağolsun beni kırmadı binanın bugünkü haline dair fotoğrafları bana gönderip öğrendiklerini yazdı. (Dışardan fotoğraflar bana ait, içerisi muhteşemmiş!

Devamı »