Malum, ‘geçmiş-hatıralar-Cumhuriyet dönemi mimarisi ve insanları’ minik minik yazıp paylaşıyorum.
Bu süreçte de ara ara “Eğer ki hâlâ ayakta olan bu güzel binalardan birinde oturuyorsanız, az biraz da olsa hikâyesini biliyorsanız ne olur paylaşın, hatta beni kahveye çağırın” diyorum.
Beni ilk kahveye çağıran, oturduğu bina sayesinde tanıştığımız -sonra da arkadaş olup birlikte sanatçı galerilerini bile ziyaret ettiğimiz- sanat danışmanı Melis Terzioğlu oldu.
Ona müteşekkirim. Hem bu projeme gaz verdiği, ivme katmak için -sadece benimle değil- ‘bizimle’ evinden fotoğraf paylaştığı hem de bu kıymetli yapıya değer verdiği, onu böyle güzel yaşattığı için.
NASIL BULUŞTUK?
Ben “Böyle bir apartmanda yaşıyorsanız beni kahveye davet edin, evlerin içini deli gibi merak ediyorum” yazınca, Melis’in Ceylan Apartmanı’nda oturduğunu bilen arkadaşları ona benim paylaşımımı atmış. Arada Tarık Bayazıt ile Savaş Ertunç var, daha bir dolu ortak arkadaş çıktı; var da var. Melis de bana yazdı. Pandemi günleri uzun uzun telefonlarla konuştuk. Sonra baktım o kahve işi zor, eve gidemeyeceğim. Melis dedi ki, “Bir dergi fotoğraflarını çekti evin”.
Instagram’da kullanmak üzere dergiden istedik, ücret talep ettiler. Ben de dedim ki, “Ya Melis sen cep telefonunla çek gönder.” Gönderdi:)
ÜÇ KUŞAK CEYLAN APARTMANI’NDA
Ceylan Apartmanı, Taksim’de, Gezi Parkı’na komşu ünlü bir Sedad Hakkı Eldem binası. 1932-1933’te inşa edilmiş. Benim sevdiğim şu üçgen binalardan.
Nadir rastlanan bir durum, Melis’in babaannesi de o evde oturmuş, babası da… Üç kuşak bir binanın tarihini bilmek, yaşamak çok nadir, pek güzel. Fotoğraflardan da görülebilecek ‘gemi tipi’ üçgen salonun en ucuna Melis’in babaannesinin yatağını koyduğu bile olmuş… Meydanı oradan izlemek; ne güzel…
Hem Taksim, hem apartman yıllar yılı pek çok değişim geçirmiş. Pek çok kat ofis ve kiralık olduğu için binanın bakımı, korunması çok kolay değil. Melis hatta “Kapı değiştirilsin” önerisine şiddetle muhalefetlerini anlattı. Kapı da pek güzel. Melis’in dairesi, diğer katlardan daha küçük ama şahane bir ‘güvertesi var’. 30 yıl kiranın ardından neredeyse yeniden, bir mimarla yapılandırmış Melis; daireyi, pek de güzel, pek de ‘sanatlı’ döşemiş.
‘Koccaman’ aydınlık bir mutfağı var.
Sonradan gittim de, mesela o balkonda olmak çok acayip. Yani Taksim’den oraya bakmakta oradan Gezi’ye, Taksim Meydanı’na bakmak bambaşka. Deniz de görüyor.
AHŞAP POSTA KUTUSU BİLE AYNI
Bu arada Melis ekliyor:
“Ceylan Apartmanı adımınızı attığınız anda sizi Cumhuriyet’in ilk yıllarına götürüyor. Giriş holündeki mermer kaplama döşeme, ahşap posta kutusu gibi orijinali korunmuş detaylarıyla modernist ve aynı zamanda da nostaljik havasını hissedebiliyorsunuz. Altıncı katın dairesi diğerlerine göre daha küçüktür ve geriye çekilmiştir…”
KULLANICI DENEYİMİ; ÖNEMLİ
Bu arada içeriyi görmeyi -basit bir merak dışında- niye önemsiyorum.
‘Kullanıcı deneyimi’ çok önemli. Ne mimarların, dışarıdan ne havalı binaları hakkında bir de yaşayanlara sormak lazım, bu bir. Bir de şu var; o yapılar nasıl değişimlere uğradı. Girişler korundu mu, odalar birleşti mi? Hepsi -benim için- mühim:)
Misal bu sitede ‘mutfağı kötü’ mimarı yapıları teşhir etme niyetindeyim…
2 Yorumlar
Hikmet Akçiçek
Tarih: 15:57h, 03 EylülCeylan apartmanının üst katı öğenci olduğum 1980’li yıllardan 2000 li yıllara kadar çok uzun süre İFMC İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Mezunları Cemiyetinin lokali idi. Gülten Kazgan , Asaf Savaş Akat, Tülay Arın, İzzettin Önder gibi iktisat fakultesinin kiymetli hocalarının, Çetin Altan, Murat Belge gibi gazeteci ve yazarların katıldığı önemli söyleşiler olurdu… Evet çok güzel bir balkonu vardı boğaza, gezi parkı ve taksim meydanına bakan…
Nilay Örnek
Tarih: 12:32h, 06 EylülŞimdi burası orası…