Güven Çimen’in bana gönderdiği bir epostayı yeni gördüm ve İstanbul Esnaf Hastanesi’nin güzel binasıyla tanıştım.
Arkitekt dergisinde yayımlanan fotoğrafları siyah-beyaz haliyle bile bu kadar güzelken yapıldığı yıllardaki halini merak ediyor insan.
Mimar Güven Çimen’den aktarıyorum:
“İstanbul’daki en sevdiğim Le Corbusier tarzı binalardan, şu an İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne bağlı hizmet veren Esnaf Hastanesi.
1955-1963 yılları arasında yapılan hastane Türkiye’nin ilk özel hastanesi olabilir.
1964 yılına ait Arkitekt dergisinde söz konusu proje hakkında şöyle yazıyor: ‘Hastane idare heyeti, esnafı temsil eden ve toplumumuz içinde bağımsız kişiler arasından kendi tüzüğüne uygun olarak seçilirler. Hastaneye başta İsviçre Çilingir ve Yapı Ustaları Birliği olmak üzere birçok İsviçre kurum ve dernekleri, sıhhî malzeme yardımında bulundular. İnşaatın ikmali müddetince ve yardımların İsviçre’den gelmesi sırasında formalite zorlukları meydana gelmiştir’
Neden İsviçre? Neden esnaflar birleşip hastane yapıyor? Bu hastane nasıl istanbul üniversitesine geçti; bilemiyorum. Bildiğim şey; bulunduğu yerde gizli kalmış modern bir hazine gibi. sonradan eklenen her şeyi yok sayıp orijinal halini düşündüğünüzde, o lineer balkonlu cephesi, renkli mozaikli pencereleri çok şey söylüyor aslında. Umarım yıkılmaz”.
BAZI YANITLARIM VAR:)
Biraz karıştırdım; Güven Bey’in sorularına bazı yanıtlar mevcut. Şevket Sürek’in (Referans) yazısından alıntılıyorum, zamanında o binada da çalışmış olduğundan çok kapsamlı bir metin yazmış:
“Esnaf Hastanesi, 1937 yılında İstanbul Esnaf Cemiyetleri tarafından Sultanahmet’te dispanser olarak kurulmuş. Esnaf Cemiyetleri’nin kurucuları arasında ağırlıklı olmaları ve esnaf çalışanlarına hizmet vermesi amaçlandığından, adı ‘Esnaf’ olsun denilmiş.
Dispanser hemen bir yıl sonra da Cağaloğlu Molla Fenari Sokak’ta 25 yataklı bir hastaneye dönüşmüş. Bir yıl sonraysa Sultanahmet’teki yerine geri dönmüş.
Geçen yıllarda Esnaf Cemiyetleri’ne Balıkçılar Derneği, Bakkallar Derneği, İstanbul Ticaret Odası (İTO), İstanbul Ticaret Borsası (İTB), İstanbul Sanayi Odası (İSO) ve yardımseverler de katılınca, 1963 yılına kadar bu mekânda kalan hastane, cemiyet olmaktan çıkmış ve “İstanbul Esnaf Hastanesi’ni Koruma ve Yardımlaşma Derneği”ne dönüşmüş. Aynı yıl büyük bir hamle yaparak gerçek anlamda hastane olmuş ve Süleymaniye’deki bugünkü yerine taşınmış.”
İLK ESTETİK AMELİYET BURADA YAPILMIŞ
“Süleymaniye’deki yeni yerine taşınan Esnaf Hastanesi, Türkiye’de hastane olarak planlanan ve yapılan ilk binadır. İlk tam teşekküllü hastanedir; ilk özel sektör hastanesidir. Tüm teknik donanımları İsviçre’den ithal edilen hastanede, Türkiye’deki ilk estetik ameliyat Prof. Dr. Halit Ziya Konuralp tarafından yapılmıştır.”
NEDEN İSVİÇRE?
Neden İsviçreliler? O hâlâ bir muamma ama Esnaf Hastanesi Derneği’nin çok aktif olmayan ama kapsamlı bir sitesi var, orada bulunacağını düşünüyorum. Hikayeyi resmi gazete sayfalarını okuyarak takip etmek gerekiyor ki, eski metin-gazete-dergi okumaya bayılsam da tek dayanamadığım Resmi Gazete okumak! Iğğğ. Ama zamanında bina için canla başla çalışan-yardım bulan pek çok insan olduğunu, onların destek-yardım talebi ya da ilişkileriyle olabileceğini düşünüyorum.
Tabii bina yapımı için o kadar zor bütçe toplanmış ki, 1955 yılında temeli atılan bina 1963’te bitmiş.
Ya da mimar Samim Oktay. Belki onun İsveç ile bir ilgisi var. Ben şimdilik kendisinin adalarla ilgisine ulaştım. Binanın statiği Bülent Yüngül tarafından yapılmış.
Bina nasıl değişiklikler yaşamış onun için de gazete haberlerine bakmak gerekiyor. Türkiye karışıklıklarından, ‘çökme’ çabaları ve dalaverelerinden nasibini almayan az…
Docomomo Türkiye metninden (E. Kurtuluş, “İstanbul Esnaf Hastanesi,” DOCOMOMO Türkiye – Türkiye Mimarlığında Modernizmin Yerel Açılımları , Zonguldak, Turkey, pp.103, 2018 ) geniş bir alıntıyla bitireyim:
“Y. Mimar Samim Oktay tarafından tasarlanan yapı, Fatih Süleymaniye Bölgesi Yenileme Alanı içerisinde, Süleymaniye Caddesi ve Besim Ömer Paşa Caddesi kesişimindeki üçgen bir parselde bulunmaktadır. Yapı, Süleymaniye Külliyesi ve İstanbul Üniversitesi Merkez Kampüsü’ne komşu olup, tarihi bir çevrede konumlanır.
T biçimli plana sahip yapı, 8 katlı, 200 yataklı bir hastane olarak tasarlanmıştır. Parselin iki yanındaki caddeler arasında 2 katlık bir kot farkı mevcuttur. Bu sebeple katların tanziminde ve giriş-çıkışların belirlenişinde kot farkından yararlanılmıştır, fakat günümüzde bu girişlerden bazıları iptal edilmiş, yenileri eklenmiştir.
Yapı 3 bodrum kat, 4 normal kat ve 1 çatı katından oluşmaktadır. En alttaki bodrum katı kısmidir. Toplam kat alanı 9000 m2’dir.
MUHAFAZAKAR BİR ÇEVREDE MODERNİST
Rasyonel bir plan kurgusuna sahip yapıda, hasta odaları ve doktor muayenehaneleri çoğunlukla Süleymaniye Caddesi’ne cephede konumlandırılmış, diğer mekanlar yapının muhtelif kısımlarına dağıtılmıştır. Ortak kullanımlı mekanlar yapının alt katlarında, hasta ve doktor odaları ise üst katlarda bulunur. Yapının her iki tarafındaki boşluktan biri bahçe olarak kullanılmaktadır.
1955-1963 yılları arasında inşa edilen yapının tasarım dilinin dönemin baskın rasyonalist-pürist mimari akımından etkilendiği söylenebilir. Betonarme karkas sistem olan yapım sistemi, yapı malzemeleri ve mekan kurgusu açısından da rasyonel çizgi takip edilmekte, dönemin popüler cephe kaplaması mozaik kaplama ve açık renkli boya kullanılmaktadır. Cepheye farklı ebattaki pencereler ve renkli mozaikler hareket katmakta, pencere açıklıklarında düşey vurgu ve rasyonel kurgu dikkat çekmektedir. Teras kısmında kırık formda kısmi bir çatı örtüsü bulunmaktadır.
Yapının muhafazakar bir çevre içerisinde modernist bir yapı olarak varoluşu, özgün kütle ve cephe oranları, malzeme ve renk kullanımıyla kendi mimari tavrını ortaya koyması ve döneminin etik-estetik tutumunu yansıtması en önemli özelliklerindendir.”
Fotoğraflar:
- Le Corbusier tarzını yansıtan binanın renkli yanını gösteren fotoğraflar mimar Güven Çimen’in
- Geri kalan fotoğraflar Esnaf Hastanesi Derneği’nin sitesinden
- Kitap sayfası müzayede kataloğundan.
3 Yorumlar
Didem Alpay didemozbekalpay@gmail.com
Tarih: 12:25h, 22 AralıkDört yıl boyunca hastanenin hemen bitişiğindeki İktisat Fakültesi İngilizce İktisat bölümünde okumuş biri olarak hastanenin hikayesini okjmak beni çok heyecanlandırdı.
Binayı her gördüğümde anlamlandıramadığım bir farklılığı olduğunu duyumsardım.
Bu yazıyla netleşti benim için .
Nilay Hanım size ve Güven Bey’e teşekkür ederim .
Nilay Örnek
Tarih: 17:46h, 28 AralıkTeşekkürler:) n.
Şükran
Tarih: 13:32h, 06 OcakMerhaba, bu hastanede 1972 de dünyaya gelmişim. Her önünden geçtiğimde umarım hiç yıkılmaz hak ettiği değeri mimari açıdan korur diye dilemişimdir. Şimdi tesadüfen okuduğum bunyzınız sonrası bir şekilde içine girip dolaşma hissi de oluştu. Kaleminize sağlık