Fener Rum Ortaokulu ve Lisesi

Yapım yılı: 1882

İstanbul’un Fener semtine, yanı başına gitmeye bile gerek yok; pek çok yerden görülebilen konum ve görkemde bir yapı: Fener Rum Ortaokulu ve Lisesi.

“Kırmızı Okul” ve “Mekteb-i Kebir”, en yaygın ikincil isimleri.

Şunca yıllık İstanbul merakıma rağmen ben de ilk bu hafta sonu, Sapor İstanbul‘a ev sahipliği yapması vesilesiyle içine girdim. Tabii hafta sonu bölgede gezenlerin “yıkıcı iştahlarına” şahit olmak, okulun dışardan biraz kale gibi-kendi içine kapalı görünmesinin iyi olduğunu da düşündürttü bana.

Binanın tarihine bakarken önceki Sapor oturumunda konuşan Dimitri Zotos’un kaydını (organizasyonun podcast kanalında var) dinledim. Okulun Cumhuriyet tarihindeki 6’ncı müdürü, matematik öğretmeni Zotos, okulu böyle güzel topluluklara açmak istediklerini söylüyordu. 

ŞATO MİMARI

Okul hakkında az şey yazacağım, şöhretli bir bina çünkü ama yine de ona dönersek…

Mimarı, kendisi de okulun mezunlarından olan Mimar Konstantinos Dimadis. 19’uncu yüzyılın önemli mimarlarından Dimadis, özellikle İtalya ve İspanya’daki yapıları nedeniyle “şato mimarı” olarak tanınan biri

Pek çok kaynakta okulun 5 yılda inşaa edildiği yazılsa da, Zotos’un verdiği bilgiye göre 2-2.5 yıl gibi kısa bir sürede tamamlanmış. 

TAVANDAKİ EĞİTİM AZİZLERİ

Ben yeni öğrendim, 30 Ocak günü Ortadoksların “Eğitim Günü” imiş ve  bu nedenle binanın temeli 30 Ocak 1880 tarihinde atılmış. 12 Eylül 1882 tarihinde de açılmış. Eğitimin koruyucusu olan 3 azizleri varmış Ortadoksların. Sempozyum konuşmalarını dinlediğimiz salonun tavanındaki 3 kişinin de o azizler olduğunu düşündüm bunu dinleyince.

Yapı malzemelerin çoğu, kırmızı ateş tuğlaları Marsilya’dan getirilmiş. Bu arada mimarın imzası, kubbeli kulede de yer alıyor. Mimarın oğlu Nikolas Dimadis de bir mimar.

1454’TEN BERİ VAR OLAN BİR OKUL

Okulun kuruluşu aslında “yüzyıllar önce”. 

500’ü aşkın senedir eğitim veren okul, İstanbul’un fethinden önce farklı isimlerle faaliyetini sürdürmüş. Fatih Sultan Mehmet, 1454’te İstanbul’un fethiyle kentten ayrılan tüm İstanbullu Ortodoksları kente geri çağırınca okul, 1454’te Patrik Gennadios tarafından kurulmuş. Farklı yerlerde faaliyet göstermiş. 1880’de ise bu yapının inşaasına başlanmış. Arazi de okulun eski mezunlarından birine ait.

Binanın daha girişten seni göğe bakmaya sevk eden hali, tabii ki kırmızı tuğlaları, yüksek tavan ve merdivenleri, genişliği, tavan işlemeleri, “Burada usta ustalar çalıştı” hissini veren her bir ayrıntısı, ışığı, manzarası etkiliyor insanı.

400’DEN 40’A DÜŞÜŞ

Eskiden müdürler hep din adamı, öğretim din ağırlıklı imiş. Artık böyle değil. Türkiye’deki herhangi bir devlet okulunda okutulan tüm dersler burada da okutuluyormuş, sadece din dersleri farklı. Rumca öğretim yapılıyor. 1960’lara kadar hep 400 kadar öğrencisi olan okulun artık sayısı 50’ye varmayan sayıda öğrencisi var. 2019’daki kayıtta İstanbullu Rum ve Hataylı Ortodoks 43 öğrencinin olduğunu söylüyordu okul müdürü Dimitri Zotos.

ARTIK KIZ-ERKEK BİR ARADA

Arada okulun sitesinden aktarayım:

“Osmanlı İmparatorluğu’nun yüksek mevkilerinde görev almış bulunan pek çok Fenerli Rum, Baş Tercüman, Eflak ve Boğdan Beyleri, Patrik ve Yüksek Din Görevlileri, bu okuldan yetişti. Osmanlı Dönemi’nde okulun müdürleri din görevlileri arasından seçilirdi.

Okutulan dersler teolojik ağırlıklı, antik ve çağdaş felsefe, klasik filoloji ve edebiyattı. Okulun hocaları arasında da çok ünlü yazar ve araştırmacılar bulunuyordu. Bunlardan, baba ve oğul Zigomalaslar (1556-1580), Teofilos Koridaleus (1621-1639), Aleksandros Mavrokordatos (1663-1671), Evgenios Vulgaris (1760-1761) ve Konstantin Kumas, dünyaca ünlü isimlerdir. Okul 1861’den sonra ise klasik eğitim veren bir liseye dönüştü.(…) Haliç’in en görkemli yapılardan biridir. Büyüklüğünden ve ihtişamından dolayı sıkça Fener Rum Patrikhanesi zannedilir.

1903’te okulun bünyesine, ilkokul öğretmeni yetiştirmeye yönelik, Klasik Filoloji ve Pedagoji Eğitimi veren bölüm eklendi.

Cumhuriyet’in ilanından sonra Fener Rum Erkek Lisesi adını alan okul, 1989 yılında hemen bitişiğindeki Yuvakimion Kız Lisesi’nden öğrencileri kabulünden günümüze kadar karma eğitim ile faaliyetine Özel Fener Rum Ortaokulu ve Lisesi olarak devam etmektedir.”


* Fotoğraflar benim, merdivenli video Canan Eren Arditi’nin. İki eski kartpostal okulun internet sitesinden, kubbe-kulenin fotoğrafı vikipedia’dan
.

BU YAZIYI PAYLAŞIN:

WhatsApp
Email
Twitter
LinkedIn
Telegram
Facebook

YORUMLAR

4 Yorumlar
  • Ufuk
    Tarih: 20:23h, 10 Aralık Cevapla

    İstanbul’un simge yapılarından biri olduğu halde, değeri fazla bilinmeyen bir eser. Harika bir yazı ve değerlendirme olmuş.

    • Nilay Örnek
      Tarih: 17:54h, 12 Aralık Cevapla

      teşekkürler, sağolun

  • Pingback:İstanbul bizden göçmüş! – Nilay Örnek
    Tarih: 17:53h, 12 Aralık Cevapla

    […] Rum Okulu’ndaydı. (Okul binası ve geçmişi hakkında meraklarınız olursa biraz yazdım; burada)Ben ilk gün tüm gün ve pazar sabahı az biraz katılabildim.Öğrendiklerim bir yana, […]

  • Şennur Vanlı
    Tarih: 12:30h, 19 Ocak Cevapla

    Her biri bir kitap oluşturabilecek kadar geçmişi dolu bir yapıyı bu kadar kısa ve öz anlattığınız için çok teşekkür ederiz. ” Ustaların Ustaları” nın yaptığı binaların ruhlarını bir nebze olsun bilebilseydik acaba betonlaşmaya bu kadar tepkisiz kalabilir miydik diye de düşünmedim değil…

Bir yorum yazın

DİĞERLERİ

Fatih

Huzur Apartmanı

Malum, uzun zamandır girişinde resim olan apartmanlara ve resimlerine ayrı ilgim var; kayıt altına alınsın istiyorum. Instagram’daki @mervellous_istanbul hesabının sahibi Merve Hanım’dan paylaştığı güzel metin ve Fatih’teki Huzur Apartmanı’nın fotoğrafları istedim. Beni kırmadı… Yani konuk yazarım Merve İra: “Binalara ait kapı, pencere, zil, dış cephe

Devamı »
Bahariye

Geren Apartmanı

Selim İleri’nin hayatının ilk 5 yılını, Bahariye’de, mimarı Zeki Sayar olan bu binada geçirdiğini biliyor muydunuz?  Zeki Sayar da malum; bir önceki paylaşımda, yıkılmasını hiç istemediğimiz Batum Apartmanı’nın da mimarı. Benim için Arkitekt Dergisi vesilesiyle bugüne bıraktıklarıyla bile dünya döndükçe namı yürüyesi biri… SESLİ EDEBİYAT FESTİVALİ’NDE

Devamı »
Bakırköy

Papazyan Evi

Tevâfuk; hakkettiğin, haklı tesadüf. Hepimize kısmet olsun.  Baştan başlayayım; Bayburt’tayım, Baksı Müzesi’nde. Baksı’nın muhteşem kütüphanesini bulmuşken Argos ve İstanbul’un 80 ve 90’lardaki sayıları ve bir kitabı ödünç aldım iki günlüğüne… Kitap Turgay Tuna’nın ‘Hebdomon’dan Bakırköy’e’ adlı kitabı. Bazı bölgeler için bazı insanlar şanstır; Turgay Tuna

Devamı »
Sirkeci

Agopyan Han

Ancak kapısı her şeye rağmen bize bir şeyler söylüyor, 1921 yılında hizmete girmiş misal. Binanın mimarı Levon Nafilyan. Levon Bey, bu toprakların ilk bevliye (üroloji) uzmanı ve aynı zamanda birçok askeri hekimin yetişmesinde rol oynamış bir hocanın, Andon Nafilyan Paşa’nın oğlu. Paris’te okumuş. Bankalar Caddesi’ndeki

Devamı »
Gümüşsuyu

Gözcü (Gayret) Apartmanı

“Rahmet istedi” derler ya… Bazen zamanında çok çalışmış, kalıcı bir şeyler yapmaya çalışmış insanların yıllar sonra bir vesileyle adlarının anılmaya devam ettiğini düşünüyorum. Bugün de, ‘bina arkeologluğu’ yaparken döneminin önemli göz doktorlarından Dr. Niyazi İsmet Bey’i, daha da doğrusu Dr. Niyazi İsmet Gözcü’yü tanıyıp andım.

Devamı »
Karaköy

Kamondo Merdivenleri

Kamondo Merdivenleri; Karaköy Bankalar Caddesi’nden Banker sokağa ve kuleye çıkan dik yokuşa 1875 yılında inşa edilmiş. Abraham Salomon Camondo torunlarının okula rahat gitmesi için yaptırmış bu merdivenleri. İyilikleri, yardımseverlikleri, kültürel hayata katkılarıyla ünlü aile, 1492’de İspanya’dan kaçıp Venedik üzerinden İstanbul’a gelmiş. Burada ve Paris’te önemli

Devamı »
Pendik

Burla Biraderler Köşkü

Ben Pendik tarafını hiç bilmem… Bir konuk yazarım var.  Deniz Yılmaz Akman, kendi ifadesiyle “çocukluğundan bu yana kendisinde iz bırakmış, Pendik’teki evlerinin karşısındaki Pendik Burla Biraderler Korusu ve içindeki o gizemli köşkü” yazmakla kalmadı. Yazdığı metin ve fotoğrafları bana 3-4 kere gönderme nezaketinde bulundu. Herkese

Devamı »
Büyükada'nın Yaşlanmayan Modernleri
Hasan Çalışlar Arşivi

Çok sevdiğim mimar Hasan Çalışlar’ın, Instagram’da oluşturduğu ve “Büyükada’nın Yaşlanmayan Modernleri” adını verdiği arşivine, bundan sonra sitenin bu bölümünden ulaşabileceksiniz.