Ankara’da 1937-1977 yılları arasında var olan Sönmez Apartmanı‘ndaki karakterlerimizi hatırlayalım; eski bir bürokrat ve siyasetçi Talat Sönmez, kızı Ruhiye ve damadı Refik Besim Bakuy.
Ve benim gezip aşık olduğum, bugün hala güzelliğini koruyan “ikinci” Sönmez Apartmanı’na gelelim. (O merdivenler, o ara renkli camlar, o ışık, doku! Nedir! Çok güzel)
Instagram’daki ismiyle Ankara Apartmanları anlatıyor:
BACANAĞIN APARTMANINA ORTAKLIK
“1950’lerin sonuna doğru Ankara’nın göbeğine Demokrat Parti dönemi kalkınmasının sembol binası Emek İşhanı’nın yapılması gündeme gelince Refik Bey’in hayalindeki villa, Uybadin Köşkü ile birlikte yıkılır. Bu sırada işadamı bacanağı, Talat Bey’in oğlu, Mehmet Ali Sönmez ve bürokrat, başbakanlık müsteşarı ve bugünün Milli Emniyet (yani bugünün MİT’i) Reis Vekili Ahmet Salih Korur ile birlikte Güvenevler’e komşu Güneş Sokağı’nda bir apartman inşa ettirme hazırlığındadır.
Ali Cengizkan’ın 2000 yılında yayınladığı tezinde apartmanın adı Ahmet Ali Sönmez olarak geçiyor. Dönemin projeleri düşünüldüğünden bunun silik bir yazıdan yanlış bir okuma olduğu düşünülebilir.
Apartmanla ilgili başka bilgiler de var: Buna göre apartman inşaatı için ilk başvuruda Ahmet Salih Korur’un yanı sıra Konya Milletvekili Saffet Gürol, yine aynı ilden milletvekili ve gazeteci Sabahattin Sönmez ve Vakıflar Genel Müdürü Orhan Çapçı malikler olarak geçiyor.
MİMAR DEĞİŞİYOR
İlk mimari proje ise Bedri Kökten’e ait. İlk proje iptal edildikten sonra sadece Ahmet Salih Korur ve Ahmet Ali Sönmez’in imzasıyla ikinci bir başvuruda bulunuluyor, başvuruda adı geçmese de Refik Bey de üçüncü ortak olarak ekleniyor. Burada asıl önemli değişiklik, mimar olarak Sabih Kayan’ın seçilmesi. Kayan ile banilerin tanışıklığının ise mimarın TBMM inşaatında 1953-57 yılları arasındaki şantiye şefliği görevi sırasında oluştuğu düşünülüyor [a1] [1].
GÜNEŞ SOKAK
Bu noktada öncelikle dönemin Güneş Sokak’ını anlatmakta fayda var. Ankara’nın tamamlanan ilk konut kooperatiflerinden Güvenevler’in doğu sınırını, yani Kavaklıdere olarak bildiğimiz semtin de batı sınırını oluşturan bu sokak Güvenevler’in tamamlanmasıyla ortaya çıkan, adı G ile başlayan sokaklardan (Gerede, Gelibolu, Gerede, Güven, Gülden ve Gelincik) biri.
ADNAN MENDERES ETKİSİ
Bugünün Şili Meydanı ile Yazanlar Sokak arasında kalan sokağın talihi Demokrat Parti’nin iktidara gelmesiyle dönüyor. Zirai bugün Şili Meydanı’na bakan gösterişli evin yerindeki alan Adnan Menderes’e ait. Menderes’in başbakan olmasıyla önce asfalta sonra da güce yani Menderes’e yakın olmak isteyen bürokratlar, siyasetçiler ve işadamlarıyla doluyor.
1950’lerden itibaren burada apartmanlaşma başlıyor, yapılan ilk apartmanlar 7 ve 9 numaralarda yer alan aile apartmanları ile 23 numarada yer alan Güneş Apartmanı. Bunların dışında dönemin yine önde gelen mimarlarının elinden çıkmış başka apartmanlar da bu 10 yıl içerisinde inşa ediliyor. Sokağın geri kalan dokusunu oluşturan, yine önde gelen ailelere ait, iki katlı evler ise zamanla yıkılıyor[2].
BİNANIN DEĞİŞMEYEN SAKİNİ…
Dönelim Sönmez Apartmanı’na… Apartmana 1959 yılında taşınılmış, ikisi bodrum biri zemin 3 katın üzerine 3 de normal kat eklenmiş. Her katta bir daire bulunan binada en üst kat dışında dairelerin tümü el değiştirmiş. Binanın 4 numaralı dairesi Ruhiye Hanım ve Refik Bey’e, giriş kattaki 3 numara ise Talat Bey ve eşine ev olmuş. Bu yazıya temel oluşturan bilgileri sunan Nilüfer Başaran 1969 yılında taşındığı en üst katta yer alan dairede yaşamakta.
DÖNEMİN MİMARİSİNDEN EPEY FARKLI
Bina dönemin tipik sayılabilecek apartman mimarisinden epeyce farklı. Aynı yıllarda yükseldiği Cinnah 19 ile birlikte mahallede epey ilgi uyandırmış olmalı. Mahallenin eski sakinleri özellikle Ahmet Ali Sönmez’e ait ilk katın perdelerinin sürekli açık olduğunu, burada büyük ve gösterişli bir avize gördüklerini hatırlıyorlar.
ŞÖMİNE AYRINTISI
Sokaktan geçenlerin göremediği ise apartmanın her katında farklı olarak uygulanmış şömine tasarımları.Örneğin ilk katta yer alan şömine tasarımı salonun etrafını dolaşan bir su kanalına sahipken, bir zamanlar Atölye Ka’ya tarafında kullanılan dairede bulunan şöminenin yanında çekiç şeklinde bir boşluk ve parkelerin yanmasını önlemek için ilk bakışta halı sanılabilecek mozaik bir döşeme bulunuyor.
FARKLI SAKİNLER…
Binanın yıllar içerisinde farklı sakinleri olmuş.
Bina pek çok kişinin hafızasına 5 numarada yaklaşık 10 yıl ikamet eden Atölye KA ile kazınmış. Ekim 2022’ye geldiğimizde Atölye KA ile zemin kattaki mimarlık ofisinin taşındığı, 2020 yılında 4 nolu daireye yerleşen TekhneKultur’e ek olarak zemin ve bodrum katlardan üstte olana yerleşen pilates ve dans stüdyosu olduğu görülüyor.
Referanslar
[1] Burada bir ara verip Sabih Kayan’dan detaylıca bahsetmekte fayda var, zira onu sadece mimar olarak tanımlamak çok zor. Biyografisini Ankara’da İz Bırakan Mimarlar projesinde yer aldığı halinden özetleyelim: Mimar, ressam, grafiker, sahne ve kostüm tasarımcısı, fotoğraf sanatçısı ve çevirmen Sabih Kayan 1944 yılında Zürih’teki İsviçre Federal Teknoloji Yüksek Okulu’ndan mezun olur. Türkiye’ye döndükten sonra Paul Bonatz (Gazi Eğitim Enstitüsü – Erkek Teknik Öğretmen Okulu, Saraçoğlu Mahallesi, Sergi Evi binasının Devlet Opera ve Balesi’ne dönüşümü, Türkiye Şeker Fabrikaları Genel Müdürlüğü Binası) ile kesiştiği Devlet Tiyatroları Proje ve Kontrol Bürosu’nda çalışır. 1948 yılında kendi bürosunu açıp konut, endüstri ve idare yapıları için projeler çizmiş, iç mekân, sahne ve kostüm tasarımları yapmış, grafik ve resim alanlarında yetkin işler üretmiş. 1953-1957 yılları arasında TBMM inşaatı şantiye şefliği yapan Kayan 1964-1976 yılları arasında, Hacettepe Vakfı kuruluşlarından olan SİSAG bünyesinde Gündoğdu Akkor ile birlikte yönetici olarak çalışmış. https://www.ankaradaizbirakanmimarlar.com/04-kayan
[2] Sokağın zaman içinde geçirdiği dönüşüm Gizem Büyücek tarafından titizlikle hazırlanmış “Bir Sokağın Dönüşümü Üzerine: Güneş Sokağı Örneği” başlıklı doktora tezinde işlenmiştir.
[a1] Binadan bahsedildiğinde ne çok akılda kalan sakini ise Talat Bey’in Avusturyalı eşi. Özellikle yakında oturan başka bir Avusturyalı Mia ile köpeklerini mahallede gezdirdikleri sokağın eski sakinleri tarafından hatırlanıyor. Tasmaları yurtdışından getirilen köpekleri Kati’nin ise ölümünün ardından Sönmez Apartmanı bahçesine gömülmüş.
Henüz yorum yapılmamış.