Seneler önce, onu ilk bir ‘gece’ gördüm. O resim gece daha belirgin.
Cama yapışıp Resimli Apartmanlar serim için yansımasız bir fotoğraf çekmeye çalıştım.
İçindeki resmin Ercümend Kalmık’a ait olduğunu ise, Gümüşsuyu’ndaki Ercümend Kalmık Müzesi‘ni yazarken fark ettim.
Binanın mimarı Ali Mukbil Gökdoğan.
Gökdoğan, Türkiye’nin imarı için Atatürk’ün yurtdışına gönderdiği isimlerden. Mukbil Bey, Mimarlık Fakültesi Öğretim Üyeliği ve Dekanlığı, Kurucu Meclis Bakanlar Kurulu Üyeliği ve Bayındırlık Bakanlığı da yapmış, kıymetli bir isim.
Bu arada ‘mukbil’, mübârek, ikbal sahibi, mutlu, bahtiyar ve mesud demek…
Mukbil Bey’in kendisi de senelerce kendi yaptığı ve girişi için Kalmık’tan bir duvar resmi istediği bu apartmanda oturmuş. Peki kimle? İşte o mühim!
TÜRKİYE’NİN İLK KADIN ASTRONOMİ VE DAHA NELER NELER
Çünkü bu kıymetli beyfendinin eşi de şahane bir kadın. Yine Atatürk’ün eğitim için yurtdışına gönderdiği isimlerden biri olan Türkiye Cumhuriyeti’nin “ilk kadın astronomu, ilk kadın dekanı ve ilk kadın senatörü” Nüzhet Toydemir Gökdoğan.
1948’de Prof. Dr. Cahit Arf, Prof. Dr. Mustafa İnan ve Prof. Dr. Nazım Terzioğlu ile birlikte ‘Türk Matematik Derneği’ni kuran Nüzhet Hanım, 1954’te de Türk Astronomi Derneği Derneği’nin kurucularından biri olmuş.
Nüzhet Hanım’ın daha ne başarıları var, dün gece oku oku; sayfalarca yazasım geldi. Şu iki linkle (Nüzhet Toydemir Gökdoğan – 1) ve Nüzhet Toydemir Gökdoğan – 2) yetineyim ve ekleyeyim; 1910 doğumlu bir gökbilimcinin, 28 yaşında evlendiği eşinden ‘Gökdoğan’ soyadını da alması harika bir tesadüf değil mi?
Dünya döndükçe namı yürüyesi bu hanımefendi ile Mukbil Bey’in çocuklarından Gönül, Cumhuriyet tarihinin ilk kadın keman virtüözü, oğulları Ömer Can Gökdoğan ise Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde profesör olmuş.
Nüzhet de; tazelik, sevinç, ferahlık, eğlence gibi anlamlara geliyor.
ŞÖHRETLER KARMASI GİBİ
Apartmana Kilimli Konak denilmesinin nedeni o desen mi, isim mi o deseni getirdi bilmiyorum. Ancak bu apartmanın daha pek çok ünlü şahsiyete ev sahipliği yaptığını biliyorum.
Siyasetçi, tiyatro oyunları yazan, çocuk dergileri çıkaran Vedat Nedim Tör ile Alman eşi, Ahmet Ağaoğlu’nun kızı felsefe öğretmeni ve Kars milletvekili Tezer Taşkıran, doktor Nimet Taşkıran, yazar ve siyasetçi Samet Ağaoğlu bu apartmanın sakinlerinden olmuş.
HIFZI TOPUZ’UN DA KARŞI APARTMANI
Hıfzı Topuz da Nişantaşı anılarında (Heyamola Yayınları’ndan olanda) şöyle diyor:
“Topağacı’na girerken sağ köşedeki apartmanda uzun bir süre Ziya Şav oturdu. İnci Şav, Melih Cevdet Anday, eşi Yaşar, Ferruh Doğan, eşi Uğur, Semih Balcıoğlu, eşi Emel, Rasih Nuri İleri, eşi Bedia, Faruk Sayar, ben ve Nezihe orada sık sık bir araya geliyorduk”.
Bu apartmanın zamanında ve hatta günümüzde pek çok tanınmış simaya daha ev sahipliği yaptığından eminim -hatta biliyorum-.
LEYLA GEDİZ’İN SERGİSİNE DE KONU OLMUŞ
Sanatçı Leylâ Gediz de -o dönemde ben kaçırmışım- 2014’te ismini ve ‘yerini’ apartmandan alan bir sergi açmış. 10.05.2014 tarihli, Milliyet gazetesi Özge Kara haberinde şöyle deniyor:
“Sergiye ismini veren ‘Kilimli Konak’ Apartmanı, bundan 70 sene önce Mukbil Gökdoğan tarafından inşa edilmiş (“demek ki apartman 40’larda inşaa edilmiş demek ki” yazmıştım ama Prof. Dr. Can Gökdoğan tam yılı vermiş, 1953). Ailesiyle birlikte bir süre Gediz’in şimdilerde yaşadığı dairede yaşayan mimar Gökdoğan, apartman inşa edilirken dönemin ressamlarından Ercüment Kalmık’tan apartman girişine bir resim yapmasını rica etmiş.
Bundan çok etkilendiğini söyleyen Gediz, ‘Bugün de etrafta yüzlerce bina inşa ediliyor. Kaç tanesinin içine sanat eseri yerleştiriliyor? Nerede sanatçılar mimarlarla bir araya gelip de böyle çalışmalar yapsın. Bugünün rantı içinde sanatın s’sine yer yok,’ diye sitem ediyor. Leyla Gediz, Kalmık’ın bu resminden yola çıkarak, merkezine kadın figürünü koyduğu yeni seçkisinde 70 sene öncesinin değerlerini günümüze taşımayı amaçladığını belirtiyor. (…) Ercüment Kalmık’ın apartman girişinde bulunan resminden esinlenerek yaptığı ‘Paravan’ çalışması da bu anlamda öne çıkan eserlerden bir tanesi.
Sanatçı bu çalışmanın resimde olması gereken özgürlük ve özgünlük özelliklerinin her ikisini de taşıdığını belirtirken ‘Bu paravan, resmin direnişini, tuvallerin duvardan kurtulup kendi ayakları üzerinde durabilmesini simgeliyor. Gezi esnasında sokaklardaki barikatların iç mekâna uyarlaması nasıl olabilir diye çok düşünmüştüm ve aklıma bu paravan geldi’ diye konuşuyor.”
* Nüzhet Toydemir Gökdoğan posteri Ezgi Çakırcı’ya ait.
* Ebru Gazioğulları da bana katkı için fotoğraflar göndermişti ancak o kadar benzer çekmişiz ki, tam hangisi onun kaçırdım. Ama katkısı var:)
* Prof. Dr. Can Gökdoğan, ben çıkan haber metinlerinden binanın 40’larda yapıldığı izlenimine kapılıp bunu yazmıştım; “70 yıl önce yapılan bu bina…” vs. yazılmıştı. Ancak Prof. Dr. Can Gökdoğan şu yorumu -iyi ki- yapmış: “Kilimli Konak, 1953 yılında yapıldı. Sokak giriş kapısı sol tarafta babamın yonca yaprağı plaketinde inşa tarihi yazar”.
4 Yorumlar
Ömer Can Gökdoğan
Tarih: 22:03h, 21 NisanKılimli Konak 1953 yılında yapıldı.Sokak giriş kapısı sol tarafta babamın yonca yaprağı plaketinde inşa tarihi yazar.Yazıldığı tarih yanlış.
Prof.Dr.Can Gökdoğan
Nilay Örnek
Tarih: 09:00h, 22 NisanCan Bey çok teşekkürler bilgi için, kıymetli, hemen ekliyorum. Sevgiler
Esen Atlı
Tarih: 15:09h, 10 MayısBen ve eşım Attila, 2005 ten itibaren Kilimli Konak apt.1. Katta oturuyoruz. Ikimizde iTÜ Elektrik zayif akım mezunuyuz. Oturduğumuz dairede Samet Ağaoğlu oturuyormuş. Ozenle yapılmiş bir Apt.
Giris,te duvardaki resmi ğörür görmez bir Geyşa kafasi ile karşilastim.. Resme biraz uzaktan bakmal gerekiyor. Ancak tepesinde giydirilmiş kuyruklu bir huniyi bağdaştiramadim.
Nilay Örnek
Tarih: 13:45h, 18 HaziranSakıncası yoksa biraz anlatsanıza bina ya da daireyi, hissini, rahattır, şöyle ışık alır vs. gibi… Şimdi girişe bir daha bakacağım:)