O, İnönü Caddesi’nin “pek konuşmayan” binalarından biri. Taksim Meydan’dan İnönü Stadı’na doğru inerken Askeri Hastane’nin karşısında. Kabataş’a doğru inen, manzarasıyla etkileyen, o dik, o merdivenli Beytül Malcı Sokağı’nın da köşesinde… Yeşil renkte bir köşe bina.
“Konuşmayan” diyorum çünkü binanın ismi yok, kapısından pek giren çıkan, pencerelerinden bakan görmezsiniz. Zilleri size ipucu vermez… Bugünkü haliyle sağından arkasından onu kucaklamış ya da kıskaca almış otel binasının (Opera Hotel) kalabalığı, yanındaki merdivenli yokuştaki hareketlilik onu iyice de sessiz kılar. Yapısı itibariyle yıllardır bir Rum mimarisi olduğunu düşünürüm.
6-7 EYLÜL İLE KADERİ DEĞİŞENLERDEN
Binanın belki de en hareketli ve konuşkan yeri, girişi İnönü Caddesi’nde değil de yokuş başındaki merdivenlerde olan Derman Eczanesi’dir. Bir gün ilaç alırken Kenan (Şumnu) Bey’e, “Bu binanın adını biliyor musunuz ya da hakkında herhangi bir şey?” diye sordum…
“Lamburouropulos ya da Laumbopoulos gibi bir şey” diyerek şaşırttı beni Kenan Bey, “Bu binada eskiden hep Rumlar otururmuş. Burada Ali Amca vardı Tekel Bayii, o anlatırdı, 6-7 Eylül olaylarında buraya da gelmişler, apartman görevlisi ismin olduğu apartman camını sökmüş, Türk bayrağı asmış. Bir gün bodrum katından eşya alırken o camı gördüm, hâlâ aşağıda duruyor. Ama binayı en iyi avukat Osman Bey bilir. Buradaki Rumlar gitmiş, Osman Bey’in babası yıllarca apartmanın kirasını toplayıp Atina’ya götürmüş, sonra galiba ona satmışlar” dedi ve bana tak diye Osman Bey’in telefonunu verdi.
“Kaç yaşlarında, rahat konuşabileceğim biri mi, böyle tak diye aramasam” dedim, “Yok, yok size çok güzel anlatır” diyerek Osman Kuray’ın telefonunu verdi.
Ben direkt aramamak için, düşündüğümden genç bir beyfendi olan Osman Bey’in adresini bulup kendisine bir eposta yazdım. Osman Bey’den bana yardımcı olmak isteyeceğini söyleyen ve beni çok mutlu eden çok hızlı bir yanıt aldım.
Sonra da telefonla konuştuk, sadece bu bina ile ilgili değil pek çok binayla ilgili beni çok şaşırtan, kimi çok duygulandıran bilgiler verdi Osman Bey. Onları da peyderpey yazacağım.
SATIŞ AMA EMANET TESLİMİ GİBİ…
Bu bina, Kuray Hukuk Bürosu‘nun. Avukat Osman Bey’in babası Ahmet Tevfik Kuray, binayı 1984 yılında satın almış. Ama buranın, Ahmet Bey’e satılışı bir çeşit emanet teslimi gibi…
Kendi avukatlık bürosunu 1956 yılında kuran, vefatının üzerinden 20 yıl geçen Ahmet Tevfik Kuray, çalışmaya çok küçük yaşta Rum avukatların yanında başlamış. Hem çalışmış hem okumuş.
Yanında çalıştığı avukat Balıklı Rum Vakfı’nın da avukatıymış. Yıllar içinde ülkedeki Rum nüfus gibi Rum avukatlar da azaldığından Ahmet Bey, Rum cemaatinin tanıyıp güvendiği ve Türkiye’de kalan az sayıdaki avukattan biri olmuş. İlk ofisi de Karaköy’deki Büyük Balıklı Han’da imiş.
Osman Bey de çalışmaya tıpkı babası gibi çok küçük yaşta, 12’sinde, babasının yanında başlamış. Çay taşımak, getir-götür, müşteri ilişkileri pek çok iş yapmış ve okumuş.
İSMİ, YAPAN KALFADAN GELİYOR
Binanın adı, binayı yapan kalfanın soyadı: Lambropoulos.
Osman Bey kızını biliyor, Fotini. Onun eşi de doktor Modyadis. Fotini -Lambropoulos- Modyadis ile doktor eşi, 1984’te, binadaki haklarını satıp Atina’ya gidene kadar da bizzat bu binada oturuyorlar.
“Müvekkilimizdi binayı yine biz idare ediyorduk. İstanbul’dan göç eden, göçe zorlananların mallarını emanet edecek düzgün insan bulamama dertleri vardı. Rum cemaati mallarını emanet edecek birilerini zor bulurlar, düzgün çalışan güvenilir insanları bulunca da iyi ilişkiler kurulur. İstanbul’daki gayrimenkul stoğu tamamen el değiştirdi denilebilir ama yine de hazine ve vakıflarla işler oluyor” diyor.
Osman Bey’i, eskiden müvekkili olan 96 yaşındaki bir beyfendi hâlâ her gece 21.30 civarı Atina Pire’den telefonla arıyor, ulaşamazsa da ertesi akşam tatlı bir şekilde hesabını soruyormuş:) “1964 yılında sürülenlerden. Bu telefonlar onu hayata bağlıyor” diyor.
Osman Bey de senede 5-6 defa Atina’ya gidermiş.
FOTİNİ HANIM DA GİDİNCE…
Apartmanı yapan kalfanın kızı Fotini Hanım ile eşi Doktor Modyatis, Türkiye’den Atina’ya gidene kadar bu binada yaşıyorlar.
“Çocukları yoktu, yaşlı bir çiftti. ‘Yeğenlerimizin yanına Atina’ya gideceğiz dediler, satış işlemlerini biz yaptık kısmet oldu, 1984’te biz aldık'” diyor Osman Bey.
Ev olarak kullanılan daireleri yavaş yavaş tahliye etmişler. Şu anda eczane olan giriş katı daire, çöp evmiş onlar aldığında. Bu daireden 2 kamyon içki şişesi atmışlar. Sonra ikinci derecede tarihi eser olan binayı koruyarak yaptıkları tadilatlardan sonra daireleri ofis olarak kiraya vermişler. Bölgenin o dönemki meşhur Tekel Bayii Ali Bey de (Ali Yenidağ, 1959-1960’lardan fotoğrafı var) dükkan kiracısı olarak orada kalmış.
MARSİLYA ÇELİĞİ VE TUĞLASI
“Aile soyadını apartmana vermek bana ters geldi, bina ismi yerine hep numara kullandık. Adresimiz Kuray Hukuk Bürosu – İnönü Caddesi, no: 32 idi; bedeliye numarayı 24 yaptı” diyor Osman Bey.
Binanın 3 metreye varan yüksek tavanları var. “Bina yığma tuğla. Bütün kat aralarında Marsilya çeliği var; tuğla ve çeliklerde tek tek damga var” diyor Osman Kuray. Binanın yapım tarihini tam bilmese de “1932’de özel idare kaydı var” diyor; ben de 1926 yılına ait Pervititch haritasında binanın varlığını görebiliyorum. İnönü Caddesi’nin en eski binalarından biri olduğunu görebiliyoruz. Aynı haritada benim ismini “Arzouman” olarak okuduğum, bu binayı v şeklinde saran bir yapı da var, şimdi onun yerini Opera Otel dolduruyor.
Osman Bey, bana binaya dair bulabildiği eski fotoğraflardan da gönderdi. Hem o caddenin en sessiz yapılarından birinin geçmişine dair bir şeyler öğrenip yazabildiğim hem de bina vesilesiyle Osman Kuray gibi hassas, arşivci ve bilgisini paylaşan biriyle tanıştığım için çok mutluyum.
- Eczacı Kenan Şumnu’ya fotoğrafı sordum; “En soldaki genç delikanlı bizim Ali Babamız. Ayazpaşa’nın esas hikayeleri onda…” dedi.
4 Yorumlar
Murat buyurgan
Tarih: 17:34h, 13 MartSokağı kucaklayan bir cephesi var. Bu hikayeler de bizi hayata bağlıyor. Sağolun varolun Nilay hanım
Nilay Örnek
Tarih: 22:11h, 17 Martçok teşekkürler
Hakan KALAYLAR
Tarih: 14:13h, 03 NisanHuzur ve hüzün verdi. Emeğinize sağlık Nilay hanım.
Nilay Örnek
Tarih: 19:24h, 09 NisanTeşekkür ederim. Yüzleşmek ve düzeltmek için bilmek gerekiyor tabii…