Moda Papatya Fırın

Moda Caddesi ile Rıza Paşa Sokağı’nın kesişiminde pıtı pıtı tatlı bir binadır, altındaki fırın da ona çok yakışır.

Geçen biri paylaştı, ben de hikâyelerden “Tanıyan var mı?” yazdım.

Tanışıklık tanıdık birinden geldi Alper Güçlü mesaj attı: “Eşim İdil’in ailesinin apartmanı, elimizde ne varsa sana gönderelim”.

Zamanında binanın restorasyonuyla uğraşan da tesadüf, arkadaşım çıktı: Yüksek mimar-restoratör Yavuz Çelenk. Yavuz ile Alper 1906 Goad Haritaları’nda da varlığı görülen kagir yapının restitüsyon raporundan, 80’li yıllardaki fotoğraflarına ne bulabildilerse gönderdiler bana.

Anıtlar Kurulu’nda bu kadar malzeme yoktur. Buyrun:)

X BEY’İN YAPTIĞINA BAK SEN

Binanın -ve nispeten rahmetli babası Bekir Bey’in- 80’lerden itibaren hikâyesini ise İdil’den okuyalım. Konuk yazarım İdil Özkan:

“Babam Vakıfbank Karaköy Şubesi’nin müdürü. Hem bankada müşterisi olan hem de sıkça gittiğimiz bir tatil yerinin ortaklarından, zamanın emlak ve arazi zengini iş adamlarından, al satçı X. Bey (ismini vermiyim) bama ‘Gel bak şurada 15 bin TL’ye bir mülk kapattım, sen de hissedar ol’, diyerek babama bir iyilik yapıyor. 

Babam o zamanın parasıyla 7 bin 500 TL vererek, binanın yarı hissesinin sahibi oluyor. 

X. Bey bir kaç ay sonra babama diyor ki: ‘Ben böyle küçük işlerle uğraşamam, sen bunun hepsini al benden, sana da iyi yatırım olur. Babam 7 bin 500 TL daha veriyor ve bina 1980’li yılların başında (82-83 olabilir) bizim oluyor. 

Çok kısa süre sonra X. Bey’in aslında tüm binayı 7 bin 500 TL’ye aldığını ve babama 15 bin TL’ye sattığı ortaya çıkıyor:) Nedense babam pek kızmamış, bu hikâyeyi de hep gülerek anlatırdı. ‘Dolandırdı bizi ama sağolsun, o olmasa benim elime böyle bir fırsat geçmezdi, sayesinde bugün iyi bir yatırım yapmış olduk’ derdi. 

‘KABUK GİBİ’

Bina elimize geçtiğinde metruk vaziyette, annemin anlattığına göre kabuk gibi, dışı var içi yok. Babam binanın içini yaptırıyor, işyeri haline getiriyor. O sıralarda çoktan bankadan emekli olmuş ayrılmış, bir ayakkabı işine girilmiş o da batmış ama elinde kalan güzel İtalyan ayakkabılar var. Babam giriş katını önce ayakkabı mağazası daha sonra döviz bürosu yapıyor. Hatta yanlış hatırlamıyorsam bir ara hem ayakkabı satılıyor hem de aslında döviz bürosu olarak faaliyette gibi komik bir kombinasyon oluyor.

İDİL BİRET’TEN BARIŞ MANÇO’YA

O sırada annemin yüzyıllık piyanosu da evdeki tadilat nedeniyle mağazada duruyor. Moda’nın eski sakinlerinin uğradığı bir yer. İdil Biret giriyor içeri bir gün, piyano dikkatini çekmiş herhalde. O sırada ben konservatuarda piyano öğrencisiyim ismimi zaten annem İdil Biret’ten özenip vermiş, babam fırsatı kaçırmıyor, İdil Biret’in telefonunu alıyor, bana utanç içinde ne söyleyeceğimi bilmeden İdil Hanım’ı aratıyorlar, birkaç dakika konuşuyoruz. Tabii İdil Hanım çok kibar, ‘Aaa ben de İdil’ diyerek güldüğünü hatırlıyorum telefonda. 

Yine o dönemlerde Moda sakinlerinden Barış Manço da uğruyor mağazaya. Meğer binayı almak istiyormuş, müzik merkezi yapmak için. Babam binayı satmıyor ama müzik merkezi fikri hoşuna gitmiş olacak ki o sıralar (ben Amerikada müzik okuyorum) ‘Sen dön burayı müzik okulu yapalım’ gibi şeyler söylediğini hatırlıyorum.

BANKA BİLE OLMUŞ

Son olarak bir de ihtilal zamanları sanırım emekli bir general varmış, sonradan İstanbul Belediye Reisi olmuş, o satın almak istemiş binayı. Annem bina çok eski olduğu ve ekonomik olarak zorlandıkları için satmak istemiş ama babam kabul etmemiş. Bir şekilde gönlünü vermiş o binaya ve bize kalsın istemiş.

Daha sonra babam işlerini kapatıp, kendine çatı katında ufak bir ofis yapmış. Giriş katı da HSBC Bankası’na kiralanmış, onlar da bodrum katını kasa yapmışlar. HSBC çıktıktan sonra yerine bugün de orada olan Papatya Fırın gelmiş.”

YAVUZ ÇELENK’İN RAPORUNDAN TEKNİK BİLGİLER

“Yapı Kadıköy İlçesi, Moda Semti, Caferağa Mahallesi Mevkii’nde Moda Caddesi ile Rıza Paşa Sokağı’nın kesişiminde konumlanmıştır. Yapının konumu bahsi geçen iki sokağın birleşimde olduğundan dolayı, cadde boyunca bitişik nizamlı ve çoğu konut fonksiyonlu yapılarla çevrilidir. 

Sivil Mimari örneği olan yapı, 135 m2 arsa alanına sahip olup, günümüzde apartman mahiyetinde kullanılmaktadır. 31 pafta, 136 ada, 1 parselde kain yapı, “Bodrum Kat + Zemin Kat + 2 Normal Kat + çatı katı” şeklinde olup, yaklaşık 460 m2 yapı alanına sahiptir. Dikdörtgen plan düzenindeki yapı, yaklaşık 19.21×4.66m ebatlarındadır. Yapının kat alanları ise, bodrum kat 136 m2, zemin kat 90 m2, üst kat 238 m2 şeklindedir. Yapının iki girişi vardır. Ana giriş; zemin kattan olup, güney batı yönündedir. Diğer giriş ise, yine zemin kattan olup, kuzey batı yönündeki bahçe tarafındadır.

Yapıya ait bulunabilen en eski tarihli harita olan 1906 tarihli Goad haritasıDIR (…) Apartman olan yapının iki girişi daha vardır, 2 nolu giriş apartmanın girişi, 4 nolu giriş bahçeden ulaşılan dairenin kapı numaralarıdır.”

BU YAZIYI PAYLAŞIN:

Share on whatsapp
WhatsApp
Share on email
Email
Share on twitter
Twitter
Share on linkedin
LinkedIn
Share on telegram
Telegram
Share on facebook
Facebook

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış.

Bir yorum yazın

DİĞERLERİ

İstiklal Caddesi

Kanzuk Eczanesi (Güney Palas)

Eski gazete taramayı sevenler ya da bugün hâlâ varmış, ürünlerini kullananlar “Kanzuk” markasına aşina olmalılar; Kanzuk glüten, Kanzuk pastil, Kanzuk öksürük şurubu… Çizimli, kocaman ilanlar ve Beyoğlu’nda bir adres; İstiklal Caddesi No: 253 Geçenlerde bir fotoğraf gördüm, Beyoğlu’ndaki Kanzuk Eczanesi’nin 1800’lerde çekilen cephesiydi. Gün içinde

Devamı »
Rıhtım

Türkiye İş Bankası Kadıköy Şube ve Lojman Binası

Başka bir bina yazacakken -pek çok defa olduğu gibi- anonim bir Facebook sayfasında ‘eski güzel Türkiye fotoğrafları’ gibi bir seriye bakarken buldum kendimi… Ve bir fotoğraf! O kadar tanıdık ki… Bugün bambaşka, bugün “oymuş gibi yapan ama o olmayan bir yer”, Kadıköy ‘rıhtımında’ o geniş

Devamı »
Nişantaşı

Aydın Apartmanı

Reşat Ekrem Koçu’yu oku oku, yazdıklarını didikle didikle bitiremiyorum. Yine İstanbul Ansiklopedisi’nde göz gezdirirken Hakkı Göktürk’ün kaleme aldığı “Bahtiyar Sokağı” maddesinin altında bir apartmandan bahsedildiğini gördüm; sokağın, Süleyman Nazif Sokak ile bir araya geldiği noktadaki Aydın Apartmanı. “Yalnız zemini kagir, üstü ahşap 6 katlı Aydın

Devamı »
Harbiye

Kervansaray Apartmanı

Apartmanların giriş katının dükkân ya da benzeri kâr getiren yapılar olarak tasarlanması fikri, -en azından Türkiye’de gördüğüm kadarıyla- neredeyse apartman fikriyle eş zamanlı… Ama bizim göz hizamızda onlar olduğundan muhtemelen, bir binanın altındaki işletmenin karakteri tüm binanın algısını etkiliyor. Harbiye’deki Kervansaray Apartmanı. GİRİŞ TÜM ALGIYI

Devamı »
Taksim

Pertev Apartmanı

İtalyanın en tanınmış Çağdaş Yunan Edebiyatı uzmanlarından, İstanbul doğumlu Mario Vitti’nin Sula Bozis tarafından Türkçe’ye çevrilip İstos tarafından yayınlanan “Doğduğum Şehir /İstanbul 1926-1946” adlı kitabının kapağı beni çarpmıştı. Gezi Parkı’nın bir zamanlar var olan merdiven tırabzanlarından (merdiven korkulukları artık metal) çekilmiş fotoğrafta, arka planda sırasıyla

Devamı »
Nişantaşı

Nine Apartmanı

Programı hazırlayan Cem (Erciyes) ile Kansu (Şarman), beni bu site, bu oluşum vesilesiyle programa davet ettiklerinde (buyrun yayın burada) ben de onlara sürpriz yapıp, Reşat Ekrem Koçu’nun yıllarca birlikte çalıştığı, çok sevdiği Sabiha Rüştü Bozcalı’nın evlerinin izini sürmeye karar verdim. Önceki metinlerde ayrıntılı bilgiler de

Devamı »
Şişhane

Metrohan

Çıkan kısmın özeti: İstanbul Kültür Sanat Vakfı’ndan Ayşe Bulutgil ile Elif Ekinci, 27. İstanbul Tiyatro Festivali vesilesiyle, festivale ev sahipliği yapan bazı binaları yazacak “o binalar konusunda uzman” kişilerle iletişim kurmuş ya da kurmama vesile olmuş idi. Ve şimdi, iki çok tatlı ve harika hikaye

Devamı »
Büyükada'nın Yaşlanmayan Modernleri
Hasan Çalışlar Arşivi

Çok sevdiğim mimar Hasan Çalışlar’ın, Instagram’da oluşturduğu ve “Büyükada’nın Yaşlanmayan Modernleri” adını verdiği arşivine, bundan sonra sitenin bu bölümünden ulaşabileceksiniz.