Genellikle dev blok yapıları ben pek sevmem. Bu yüzden de Gümüşsuyu’nda, İnönü Caddesi üzerinde her ama her gün, hemen hemen her açıdan görüp de hiç fotoğraflamadığım yapılardandır;
Bugünkü adıyla Akar Palas ve ismi hiç değişmeyen Üçler Apartmanları.
Benim gözümde yan yana duran iki dev apartman.
Hele de o Üçler, pembe rengi, yenilenmesine rağmen yine dökülen hali, pimapenlerle (yazık sanki bu durum pimapen markasının suçu gibi söylüyoruz ya, ne garip; bir marka yaratıyorsun, kötü kullanım yüzünden zevksizlik sembolü gibi anılıyor! Neyse…) kapatılmış balkonlarıyla değil beğenmek bakmamaya çalıştığım yapılardan.
DÖNEMİNE GÖRE DEĞERLENDİRMEK
Ama işte pek de beğenmediğim bu iki apartman bana çok şey öğretti.
Öncelikle, apartman sevdamın ilk zamanlarında bu binaların ‘eski halleriyle’ karşılaştığımdan, eleştirmeden önce geçmişe bakmanın yararlı olduğunu gördüm.
İpuçlarını doğru görmenin önemini fark ettim.
ÇİFTEVAV SOKAK
Meğer o dev blok, 5 katlı bir apartman olarak başlamış hayatına…
İlk, Mühendis İbrahim Galip B. Apartmanı (Mühendis Fescizade İbrahim Galip Bey Apartmanı da denebilir) yapılmış.
Fotoğraflarda da görüyorum ki, sokağın ismi şimdi olduğu gibi 1930’da da Çiftevav. Ancak o dönem Çiftevav’ın girişi Alman Konsolosluğu ile Galip Bey Apartmanı’nın yanından başlarken, şimdi yine Alman Konsolosluğu ve Galip Bey Apartmanı’nın bitişiğine inşaa edilen Üçler Apartmanı’nın yanından başlıyor.
Bu arada ‘ÇifteVav’i ismini de çok severim, maalesef video kaydı internette yok ama Levent Erden, yıllar önce NTV’deki İstanbul Kafası adlı ilk programında bu ismin hikâyesinin peşine düşüyordu. Pek güzel hikâye o da… Bulursam buraya ekleyeceğim.
MİMAR ABİDİN’DEN OKUYALIM
Binayı, Arkitekt dergisinin ismi henüz ‘Mimar’ iken 1931 yılında orada yayımlanan yazıdan alıntılarla tanıyalım.
Mimar Abidin, şöyle anlatmış (1931-11-12 Sayfa: 355-364):
“Bütün teferrüatında yapı sahibinin münevver arzulan ve mimarın san’atkâr fikir ve kaleminin birleşmesile ikmal edilen bu bina, İstanbul’da esefle gördüğümüz zevksiz birer menfaat mahsulü binlerce çirkin ve acayip apartmanlardan büsbütün farklı olmuştur.
Mühendis İbrahim Galip, yapısının mimari bir kıymet ve hususiyeti haiz ve konforlu olması için şayanı şükran fedakârlıklarda bulunmuştur. Arsa Ayaspaşa’dan Kabataşa inen dik bir sırt üzerindedir.
Hesabatı mühendis Yakup (İnşaat idarei fenniyesi) yapmıştır. Proje ve detayları mimar Hüseyin (İnşaat idare, fenniyes) tatbik etmiştir. Döşemeler ses nakletmemesi için betoın arme kirişler arasına mücef* bloklar konarak teşkil edilmiştir. Harici dolgu duvarlar araları 10 santim boş bırakılmış iki sıra delikli tuğladan yapılmıştır. Bu iki sıra tuğla 50 santimde bir bağlantı teşkil edecek surette örülmüştür. (…)
‘MOZAYİK’ ÇİNİ KAPLI
“Salon döşemeleri parke, holler ksilölit, servis koridoru, banyo, mutfak ve ofis zemini 10X10 eb’adında yerli mozayik çini döşenmiştir.
Pencereler kanatlıdır ve içeriye doğru açılırlar. Denize bakan camlar yalnız da silinebilsin diye yukarı doğru açılırlar. (Şimdi maalesef alakası yok).
Kapılar içerisi çatkılı ve iki tarafı düz kontrplak kaplıdır. Yağlı boyalar ripolindir. Yalnız beşinci kat çerçeve ve kapılarına elektrikli pistole ile Duco boyası tatbik olunmuştur. Binanın harici kapısı meşedir. Kenarları mermer süveli ve arkasında gizli, renkli ışık tertibatı olan buzlu camlıdır. Asansör merdivenin ortasında ve çatkısı nikel kaplamalı jivre camlı bir çerçeve ile mahfuzdur. Çatı kısmen teras halindedir. Teraslar meyil betonu üzerine ruberoit konarak ve bunun üzerine de pirinçleri Bursa taşından yapılmış yerli mozayik çini kaplanmıştır.
DEMEK TERAS VE HAVUZ VARDI!
“(…) Çatı kısmen teras halindedir. (…) Yapı sahibinin ikametine mahsus olan beşinci kat detay itbariyle diğer katlardan biraz farklıdır. Holde fonu stuck, kenarları ve zemini mermer olan bir havuz yapılmıştır (Ne; havuz mu?). Hol ve salon tavanlarında hususî ışık tertibatı vardır. Bina caddeden biraz geride yapıldığı için (tabii ki şimdi öyle değil) önde alçak bir duvarla çevrili ufak bir bahçe bırakılmıştır. Bahçenin küçük medhali çok sade ve çok güzeldir.”
Şimdi bu bina bir apartmandan çok ofislerin olduğu bir bina.
Muhtemelen üzerinde teras yok (hatta kat eklenmiş diyeceğim, emin olamıyorum ama bir taraftan da metindeki 5 kat olmuş 7 kat.)
* Mücef, içi boş demekmiş
Henüz yorum yapılmamış.