Yeşiltepe Blokları

Ertem Eğilmez’in 1974 yapımı Zeki Alasya, Metin Akpınar, Kemal Sunal, Halit Akçatepe, Tekin Akmansoy, Perran Kutman gibi ‘şampiyonlar ligi’ kadrolu ‘Köyden İndim Şehire’ filmi, tarlalarında buldukları Bizans altınlarını Ankara’daki kuyumcu hemşerileri Ali Rıza’ya bozdurma ve bir çuval altını paylaşamamaların komik hikâyesini anlatır. 

Film büyük oranda Ankara’da geçer. 

Eğilmez, film boyunca sırtlarında bir çuval altınla dört Kayserili kardeş, Himmet, Saffet, Gayret, Hayret’in gözünden Ankara’yı gezdirir bizlere. Ceplerinde paraları olmayan, altın bozdurmak için İstanbul’dan dönmesini bekledikleri (Kendisi bir türlü dönmez, dönmediği için de Zeki Alasya’nın oynadığı Himmet karakterini bayramlık ağzını bozdurur) Ali Rıza’nın dönüş süresi kardeşler kentin tüm sembol yerlerinden en az bir defa geçmek durumunda kalırlar. [*] 

SEMBOL MEKANLARDA GEÇİT

Anafartalar Caddesi, Ulus-Atatürk Heykeli’nin yer aldığı meydan, Gençlik Parkı, Cinnah Caddesi yokuşu, Stat Oteli (şimdilerde kapısının önünde dev Yeniçerilerin olduğu kafeye benzer bir yer var), Kore Anıtı gibi bugün bile Ankara’nın sembol mekânları filmde kullanılır. 

Eğilmez izleyiciye klasik bir Ankara turu attırdığı gibi şehrin temsil ettiği Cumhuriyet ideolojisini, bürokratik ağırlığını da bir adım öne çıkarır. 29 Ekim töreni, resmi geçitler, polis, asker, Ulus’taki Atatürk heykeli gibi sembolik temsiller film boyunca karşımıza çıkar. Filmin akışı elbette sadece resmi düzlemde gitmez. Sivil mimari da karşımıza çıkar; bunlardan biri de Ali Rıza’nın oturduğu Yeşiltepe Blokları’dır.

Bugün Emek Mahallesi’de bulunan 10 katlı, bir dev iskambil destesi gibi yan yana sıralanmış Yıldız Blokları, 1956 yılında mimar Demirtaş Kamçıl ve Rahmi Bediz tarafından tasarlanır.

YEŞİLLER İÇİNDEKİ YEŞİLTEPE

2014 yılında yayımlanan ‘Sivil Mimari Bellek Ankara 1930-1980′ başlıklı çalışmada yerleşkenin 8 bloktan oluştuğu ve tüm bu blokların yıllar içinde tamamlandığı aktarılır. Yine aynı çalışmada blokların zemin kat üzerinde 9 kat olarak inşa ettiği vurgulanır. Yapıların teras katı prizmatik, üstü açıktır. Binanın giriş kısmına adım attığınızda aydınlık ve açık havayı olduğu gibi içeriye dolduran bir atmosferle karşılaşılmaktadır. Bununla beraber bloklar ağaçlıklı, yeşil alanın öne çıktığı park alanı üzerinde yer almaktadır. Yerleşke, geniş park ve bahçesiyle başta çocuklar olmak üzere her yaş grubu için kurtarılmış bölgedir. Ağaç altında uzun yürüyüşler ve oyun oynamak için uygun bir alandır. Özellikle giriş katında oturan ve manzarası parka bakan apartman sakinleri, doğrudan yeşil alanla iç içedir. Zaten bahar ve yaz aylarında site içerisinde dolaşma fırsatınız olursa çimin üzerine koltuklarıyla ağaç altında oturup, kahvesini içip kitap okuyanlara, köpeğini gezdirenlere rastlayabilirsiniz. 

SANATÇI, BÜROKRAT VE SİYASİLER….

Yeşiltepe Blokları modern görünümü, yeşillikli park alanı ve görece lüks iç mimarisiyle dönemin sanatçıları, bürokratları ve siyasi elitlerin tercih ettiği bir yaşam alanı olur. Yeşiltepe Blokları’yla filmde Ali Rıza’nın, altınları çalma planın parçası olarak Himmet, Saffet, Hayret ve Gayret’i evine yatılı misafir olarak davet ettiğinde karşılaşırız. Ali Rıza kırmızı lüks Chevrolet’iyle 2 nolu bloğa havalı bir şekilde yanaşır. 

Kayserili kardeşler, üzerlerinde Vakko işi masa örtüsü desenli, bugünün iktidar partisinin vazgeçilmez ceketleri, kafalarında Demirel kasketleriyle havalı bir şekilde inerler. (Bu ceketin kısa süre sonra Zübük’te de giyilecek olması manidardır.) Filmin yapım hikâyesine dair elimizde net bilgiler yok. Lakin varsayımdan hareket edebiliriz.  Netice itibariyle Yeşiltepe dönemin en prestijli konutlarından biridir. Dolayısıyla Ali Rıza gibi kuyumcu ve Ankara’nın yeni profil zenginlerinden birisinin Yeşiltepe Blokları gibi o dönemin hem modern hem de lüks sayılabilecek yapılarından birinde oturması gayet anlaşılır. 

Her blokta asansör ve ayrıca çöp asansörü vardır. Kullanışlı ve modern görünümlü iç yapılarıyla Yeşiltepe Blokları, dönemin dikkat çeken yerleşkeleri arasında yer alır. 

SUNA KAN DA YAŞAMIŞ

Filmde de Himmet, Gayret ve Saffet’in eşleri eve hayranlıkla bakıp evin ne kadar lüks olduğunu vurgularlar. Filmde blokların iç kısımlarını az da olsa görme şansımız olur. Salon ve yatak odasından kesitler görürüz. Altınları, üzerindeki tuluma saklayan Himmet’in omzuna dokunulunca yere tereyağ gibi kayarak düştüğü sahnede salonun ve mobilyaların detaylarına rastlayabiliriz. Salonun dönem için kullanışlı ve her odaya açılan kapısı, mobilyalarıyla dikkat çeker.

Yeşiltepe Blokları sadece lüks bir yaşamı temsil etmez. Aynı zamanda modern yaşam pratiği sunabildiği, apartman sakinlerinin ihtiyaçlarını karşılayabildiği için de önemlidir. Zaten bu durumun bir uzantısı olarak uzun yıllar sanatçılar, bürokratların ikame ettiği bir yerdir. 

Yakın zamanda Gain’de yayımlanan Ankara Apartmanları isimli belgesel dizisinin bir bölümü Yeşiltepe’ye ayrılmıştır. Belgeselde konuşan eski bir Yeşiltepe sakini olan mimar-akademisyen Nur Çağlar, bloklarda bir dönem Suna Kan’ın yaşadığını aktarır mesela. Bu durum şaşırtıcı değildir çünkü Ankara, Cumhuriyet’in vitrin kenti olarak tasarlanmıştır. Kent yapılaşması da bu anlayışa göre inşa edilmiştir. Modern, kullanışlı ve yeşillikli bir habitat içinde yerleşim bölgeleri ve elit bir yaşam alanı kurulmuştur. 

AH ANKARA!

Tabii tarihsel çizgi 1970’li yıllara doğru bozulacaktır. Sevgi Soysal’ın, ‘Yenişehir’de Bir Öğle Vakti’nde panoramasını çizdiği gibi, şehrin elitleri giderek değişmekte, yeni sermaye sahipleri ortaya çıkmaktadır. Kavak ağaçları yollara devrilecek, şehrin demografisi değişecek ve sonu dinozorlu, dev robotlu, kırık fıskiyeli, alt geçitli bir yere dönüşecektir Ankara. Kuyumcu Ali Rıza da kentin yeni yüzlerinden biridir. Hemşericiliği, açık gözlülüğü, kısa yoldan köşe dönmeciliğiyle geçmişten bugüne atılan bir halattır bir anlamda. Ali Rıza’nın altındaki kırmızı Chevrolet’i, 144 parçalık Çekoslovak porselen yemek takımı (Hayret ve Himmet tabakları kıracaktır o ayrı mesele), sehpanın üzerine dizilen ithal viskilerle yeni dönemin habercisidir. Ankara ve Türkiye artık  giderek bir zamana aittir. 

Yeşiltepe Blokları bugün etrafı kentsel dönüşüm, 20 yıllık ağır Gökçekzede haliyle, alt üst olmuş geçmişiyle, AŞTİ kargaşası, trafiği, her daim geçiş üstünlüğüne sahip çakarlı arabalar ve helikopter sesleriyle çevrili olsa da kent kaosuna duvar ören Elf diyarlarını hatırlatan geniş yeşil alanı, kendine has mimari yapısıyla hâlâ unutulmuş tarihin içinden seslenip Ankara’nın bir dönem heybesinde gururla taşıdığı ütopyasının bir simgesi konumunda.

Yararlanılan kaynaklar:

********

  • Yeşiltepe Blokları’nın Salt Mimarlık Arşivi’nden aldığımız bazı fotoğraflarını Metehan Özcan çekmiş. 2023 Kasım’ında yazışırken, Salt’ın Salon sergisi kapsamında Ulvi Cemal Erkin‘in sitedeki dairesini çektiklerini yazınca inceledim. Şahaneymiş. Ayrıntılı görmek isteyenler için link burada https://artsandculture.google.com/story/6QXB3Ld0JKk-JQ

BU YAZIYI PAYLAŞIN:

WhatsApp
Email
Twitter
LinkedIn
Telegram
Facebook

YORUMLAR

1 Yorum
  • Sulu sako
    Tarih: 02:09h, 08 Temmuz Cevapla

    Altınlar yine sayılacak himmet ağabey

Bir yorum yazın

DİĞERLERİ

Cevizlik

Bakırköy’de girişini M. Tezmen’in resimlediği bir apartman

Haziran ayında restorasyon uzmanı, yüksek mimar bir beyfendi, Engin Aktürk, Bakırköy’de kentsel dönüşüme giren bu binadan fotoğrafı Twitter’da benimle ve belediyeyle paylaşıp “Resmi koruyamaz mıyız?” diye sormuş. Ben mesajı o dönem görmeyip dün bir yorum üzerine fark ettiğim için önce heyecanlandım. M. Tezmen imzalı, belli

Devamı »
Nişantaşı

Barıştıran / Demirağ Apartmanı

Demirağ Kira Evi, Maçka; balkonları da o kadar karakteristik ki, “Ben bunu kolay bulurum” dedim. Tabii ki öyle olmadı! Bulamadım. O günlerde bayramdı, ben apartman isimlerinin de fotoğraflarını çekiyorum malum, 400’ü aşkın fotoğraf arasından Nişantaşı’ndaki Barıştıran Apartmanı’nın adını seçtim. 2016 ve 2017 yıllarında fotoğraflarını çekmişim,

Devamı »
Gümüşsuyu

Marmara Apartmanı

Malum, ‘art nouveau’ zarif dekoratif süslemelerin ön plana çıktığı, kıvrımların, sarmalların, bitkisel desenlerin, çiçeklerin sıklıkla kullanıldığı bir sanat akımı. İnönü Caddesi’nde bugüne gelebilen başka ‘Art Nouveau’ örnekler var ama bu apartman onlara da benzemiyor. Daha sade, daha ‘cool’. Bilgi bulamıyor, emin de olamıyorum uzun süre…

Devamı »
Harbiye

Surp Agop Sıra Evleri

Bu sıra evleri, Fransa’da okumuş Osmanlı döneminin Ermeni mimarlarından Aram Tahtacıyan tasarlıyor; amaç, Elmadağ Surp Agop Hastanesi Vakfı’na gelir sağlamak. Daha sonra bu evler hastanede kalan, yaşayan bazı yoksul insanların da yaşam yeri oluyor. Afife Batur arşivlerinden anladığım, hastaneye çok gider olmasın diye kullanılan malzemede

Devamı »
Nişantaşı

Vehbi Bey Apartmanı

“(Narmanlı Apartmanı)… Vehbi Bey Apartmanı gibi döneminin modası ‘Art Deco’ izleri taşımasa da, zamanın en modern yapılarından biriydi. Narmanlı’nın sahibi Hacı Mustafa Efendi’nin, kızına mirasında bu apartmandan pay ayırmaması üzerine, kendi gibi Erzurumlu damadı Vehbi Bey’in, eşinin gönül kırıklığını tamir için, iki ev sonrasındaki arsayı

Devamı »
Saraylar

Babadağlılar Çarşısı

Bahar Bayhan’ın Arkitera için Cengiz Bektaş ile yaptığı söyleşiden alıntıyla başlayalım: “Hisarönü’nde bir kadın biz alanda çay içerken geldi, ‘Sen ne iş yapıyon?’ dedi.  Önce ‘Mimarım’ dedim, sonra utandım söylediğimden ‘Yapıcıyım’ dedim. ‘Sen Dengizli’de Babadağlılar Çarşısı’na git de mimarlık neymiş öğren’ dedi. Bundan çok hoşlanıyorum.

Devamı »
Gümüşsuyu

Ercümend Kalmık Müzesi (Skarlatos Evi)

İstanbul Gümüşsuyu’nun en özel binalarından biri; kapısındaki tabelaya göre Ercümend Kalmık Müzesi ancak yıllardır kapalı. Daha önce Kazım Taşkent’in Ayaspaşa’da yaşadığı Doğan Apartmanı hakkında yazdığımda, pek çok aile üyesinin komşu binalarda yaşadığını aileden olan ve bana yurtdışından yazan İpek Alp’ten öğrenip o binaları da yazmıştım. Apartman 23

Devamı »
Büyükada'nın Yaşlanmayan Modernleri
Hasan Çalışlar Arşivi

Çok sevdiğim mimar Hasan Çalışlar’ın, Instagram’da oluşturduğu ve “Büyükada’nın Yaşlanmayan Modernleri” adını verdiği arşivine, bundan sonra sitenin bu bölümünden ulaşabileceksiniz.