* AMAÇ NE?
1- Bugün var olan ya da olmayan bazı önemli binaların kaydını tutmak istiyorum. Mümkün olduğunda hepbirlikte…
Her şey, bir şeyin yerine yapıldı. Amacım “Ay eskiler ne güzeldi” demek, ağlanmak değil. Kayıt tutmak.
Yunus Nadi gibi bir isim, Vedat Tek gibi bir isme apartman yaptırmış; tek kaydı bir tezde yer alan fotoğraf. Yazık değil mi? Bari kaydı olsun…
2- Geçmişi, anıları, o binalarla insanların ilişkilerini görerek bilerek bugünü doğru anlamaya çalışmak. Hafızayı olabildiğince doğru kurmak!
3- Bugüne kalan değerli yapıların içlerini görmek, anı, hikâye, fotoğraf paylaşımı yapmak. Bu nedenle de sık sık çağrı yapıyorum.
“Eğer böyle bir evde oturuyor ya da oturanı tanıyorsanız paylaşın, anlatın” diyorum. Oda sayısı, bugünkü durum, orada bir dönem yaşayan insanların bilgisi… Hepsi işe yarar…
4- Yaşadığımız yeri bilmek…
Çok insan bana apartmanının fotoğrafını, ismini, yerini göndererek araştırmamı istiyor. E zor tabii. İçinde oturanlar bilemiyorsa benim ulaşmam daha güç. Ama imkânsız da değil… Çabalıyorum.
5- Metinlerde mutlaka yeni bir şey söylemek istiyorum; yoksa çok güzel apartman fotoğrafları var. Benim arşivimde de bunlardan ‘binlercesi’ var. Ama hakkında bir şey öğrenmeden, bir metin yazmadan hiçbirinin benim için kıymeti yok, paylaşmıyorum.
6- İsterim ki, benim bile bilmediğim alanlardan insanlar bu verilerden yararlansın. Kimi buradan hikâye kurgulasın, bir mimarlık öğrencisi çalışmasında kullansın.
7- Sadece İstanbul’un değil, Türkiye’den pek çok yerin binalarına dair metinler paylaşalım, onlar da yazılı bulunsun. O da arşive katılsın.
* NE YAPMIYORUM?
1- Hiçbir mimarla ya da bu konuya değecek diğer uzmanlıklarla yarışmıyorum. Mimari bilgim varmış gibi davranmıyorum. Mimarlık eğitimi almadım, öyle bir iddiam da yok. İnsanlar bunun eğitimini alıyor. Bir çizime bakarak evin neresine ne konmuş saniyesinde anlıyor. Benim adını bile duymadığım pek çok ismi onlar çoktan hatmetmiş…
Niye yarışayım?
Bunu belirtiyorum. Çünkü istatistiki olarak sayısı az (yazıyla bir, sayıyla 1) ama bir mimar beyfendi “Bu işleri kolay gibi gösteriyorsunuz. Önceleri basit apartmanları anlatıyorsunuz, şimdi mimari olarak kıymetlilere geçtiniz. Bu işi uzmanlarına bırakın” tipi cümleler yazdı (Tam cümleler bunlar değil, bu benim kaba özetim).
Apartman paylaşan hesaplar benden önce de vardı, sonra da olacak (ki acayip çoğaldı). Tabii ki çokluk her daim kafa karıştırıcı da olsa bu iyi.
Türkiye kocaman; sadece İstanbul bile binlerce hikâye barındırıyor.
Ne kadarı kayıt altına alınırsa o kadar iyi. Yüzlerce kişi çalışsak başa çıkamayız.
Ayrıca mimar olmayan ama şehirde güzel ve sağlam binalarda yaşamak, onlara bakmak isteyen, geçmişe meraklı, ilgili bir vatandaş bakışının kıymetli bir şey olduğunu düşünüyorum.
Ben, konuk yazarlarım, yorum yapan yüzlerce kişi farklı bakış açıları sunuyoruz. Yararlanan yararlanır.
2- Yapmaya çalıştığım “güzel bina fotoğrafı paylaşmak değil”. Çooook şahane binalar var ama iki bilgi olsun diye bekliyorum.
3- Bir de tekrar olacak ama; “Ya eskiler ne güzeldi” demek için yapmıyorum bunu.