İlk yapıldığında bayağı antik tiyatro havasındaymış. Hatta ta kendisiymiş:) Bir yarışmayla kazanılan proje yapılmış, 1947 yılında açılmış ama sonrasında sahne kullanımının daha iyi olması için çok aktif hale getirilmemiş, bir yıl içinde bile çokça değişiklik yapılmış. “Proje ve Kontrol: Y. Mimar Nihat Yücel ve Nahil Uysal” diyor Arkitekt dergisi 1948 yılı sayısında.
SAHNE ALTINDAN GEÇİT
Yine dergiden aktarayım:
“Perde aralarında seyircilerin gezinme ihtiyacını da sağlıyacağı gibi, iki nihayetinde büfeler, giriş kısmının yanında da gişeler, memur odaları ve telefon odaları vardır.
(…) Seyirci yerleri ortasına sinema gösterilmesine imkân veren bir projeksiyon mahalli yerleştirilmiş, bu mahal önünde şeref locası düşünülmüştür. Sahne 200-300 figüranın serbestçe hareket edebileceği kadar geniştir. Sahne binalarının muhtelif geçit ve kapıları bir anda sahneyi doldurup boşaltabilme imkânını verir. Sahne altında her iki binayı birleştiren bir geçit vardır. Bu kısım aynı zamanda bir dinlenme yeri olabilmesi için geniş tutulmuştur. Artistlerin büfesi de buradadır.
‘DÖŞEMELER UZUNKÖPRÜ TAŞIDIR’
“Sahne binaları ikişer katlı olup solist artistler, figüranlar, makyaj, terzi, kondüit, orkestra şefi odaları ile gardroplar ve elbise depolarını ihtiva etmektedir.
Döşemeler Uzunköprü taşıdır.
Tiyatrodaki tesisat malzemesinin yabancı memleketlerden temini bugün için kabil olmadığından işletmeye açılabilmesi için şimdilik normal tenvirat yapılmıştır.
İnşaat tamamlandıktan ve bilhassa sahne için icap eden elektrik tesisatı yapıldıktan sonra tiyatroda her türlü eserler, opera, bale ve konserler verilebilecektir.”
Henüz yorum yapılmamış.