Pekiçten Apartmanı

Yapım Yılı: 1955

Bazı binalar, beni bazı şahane insanlarla tanıştırıyor. Bahar Erdensin’in inceliğine, çalışkanlığına, yazısına hayran kaldım.

Bahar Hanım anlatıyor:

“Pekiçten Apartmanı, yine bu güzel sitede yer alan, Göztepe’deki Emiroğlu apartmanının yan komşusu. Pekiçten’i yazarken, kendisinden önce var olan güzeller güzeli müstakil evden bağımsız yazamadım. O güzel ev, yine Emiroğlu Apartmanı ile ilgili paylaşımda, siyah beyaz fotoğraflarda karşımıza çıktı ilk. 

Toprak sahibimiz olan Muhlis Bey Amca’nın (Muhlis Pekiçten) küçük oğlu yüksek mimar Tuğrul Abi, hâlâ bizim apartmanda yaşıyor. Apartmandan önceki evlerinin fotoğraflarını görünce epey duygulandı, eskilere gitti. Kendisinin 1956 yılından, yıkıldığı 70’li yılların ortasına dek o güzel evde pek çok anısı var. Bir mahallenin 70 yıl içerisindeki değişimini anlamak adına da çok ilginçti anlattıkları. 

YAZLIK MÜSTAKİL EVLER ZAMANINDA…

“O zamanlar Pekiçten’in şimdi olduğu yerin karşısı çayırlıkmış. Koca mahallede, yalnız birkaç tane daha güzel bahçeli müstakil ev mevcutmuş. Eski bakanlardan, milletvekili Fikri Sağlar’ın dedesinin de karşı köşede kocaman bahçeli yazlık, müstakil bir evi varmış, yazın ailece gelip sonra tekrar Mersin’e dönerlermiş. 

O zamanlarki komşuluk da bambaşka tabii. Yaz akşamları babalar işten döndükten ve yemekler yendikten sonra tüm mahalle ahalisi; anne, baba, çoluk çocuk hep birlikte toplanıp Caddebostan’daki eski Budak Açık Hava Sineması’na (şimdi yerinde Caddebostan Kültür Merkezi var) film seyretmeye gidermiş. Evler de mahallenin bekçisi Hamdi Baba’ya emanet olurmuş. 

ARAZİ BARIŞ MANÇO’NUN BABASINDAN

“Eski banka müdürlerinden olan Muhlis Bey Amca, apartmandan önceki evi, Barış Manço’nun babasından aldığı arazi üzerine yaptırmış. Villanın mimarı Reşat San, evin mimarisini Levent’teki Emlak Bankası Evleri’nin planından geliştirmiş. Ev 1955’te yığma tuğladan inşa edilmiş.

Kırmızı kiremitleri, yer yer taş kaplama duvarları ve ahşap kocaman geniş verandaları ile çok güzel bir yapı olan ev, içinde incirden eriğe envai çeşit meyve ağacının olduğu şahane bir bahçenin içindeymiş. 

BAHÇEYE ÖZEL PEYSAJ

“Bahçe için o dönemde özel peyzaj projesi hazırlanmış, ne nereye dikilecek, ağaç ve bitkilerin alacağı rüzgar ve güneşe göre ince ince hesaplanmış. Hatta şimdi halen Pekiçten’in arka bahçesinde yer alan koca gövdeli incir ağacı da o dönemden bu yana ayakta kalmış. O da Laleli’deki dede evinden gelmeymiş, Sultan inciri (diğer adı taban inciri) cinsinden. Mevsim dolayısıyla çıplak gövdesinin bir fotoğrafını çekebildim ancak. 

Evin zemin katla üst kat planları aynıymış, 3+1. Çatı katı da 2+1. O zamanlar günlük oturma odası, misafir odası, yemek odası hep ayrı olduğundan plan ona göre yapılmış. Evin karla kaplı olduğu 60’ların başında çekilen fotoğrafta ön cephe görülüyor: Ön balkonda sağda misafir odası, ortada oturma odası, solda ebeveyn yatak odası. Üçüncü oda, tuvalet, mutfak, banyo arka cephede. Oturma odasI ile mutfak arasındaki büfenin bir bölümü açılır, mutfakla servis bağlantısı sağlanırmış. 

‘YOLDAN GEÇENE AYIP OLMASIN’

“En hoşuma giden ayrıntılar şunlar oldu: İnşaat halini gösteren Mayıs 1955 tarihli fotoğrafta, sağ tarafta kapının solunda altlı üstlü iki tane büyük çiçek penceresi görünüyor. Dikkatli bakınca cumbaya benzeyen camekanları görmek mümkün. O pencerelerin içerisinde de pencereleri varmış, kapalı fanus gibi. İdeal sabah güneşi alırmış, çiçekler için bir cennet yani. Bir de yatak odalarının Emiroğlu’na (güney / güneybatıya) bakan balkon kapılarının dışında ahşap kepenkler varmış. Kepenkler kapanınca lale şeklinde deliklerinden güneş ışığı lale şeklinde girermiş odaya. 

Öndeki veranda o kadar büyükmüş ki, evin çocukları kocaman bir pinpon masasını rahatlıkla kurup oynarlarmış. Tuğrul Abi diyor ki “Ön tarafta o kadar kocaman ve güzel bir verandamız olmasına rağmen bir günden bir güne orada bırak yemek yemeği, bir kahvaltı dahi etmemişizdir. Büyüklerimiz yoldan geçenler görür ayıp olur derlerdi, en fazla çay içerdik.” O kadar hassas ve incelikli düşünen insanlar yani. 

GÜZEL KOMŞULUKLAR

“Sonra ev 1970’li yılların ortalarında dönemin iyi müteahhitlerinden Cemal Erzincanlı’ya veriliyor ve yerine şimdiki Pekiçten Apartmanı yapılıyor. Muhlis Pekiçten, eşi Pakize Hanım Teyze ile en üst katın bir altında; çocukları da farklı dairelerde komşumuz oldu yıllarca. Biz de 1977 yılında temelden girenlerdeniz apartmana, annem ve babam hâlâ orada yaşıyor. 

Apartmanın adıyla müsemma, çok sıcak, güzel komşuluk ilişkilerimiz oldu hep. Aşure ayında aşureler daireden daireye dolaşır, bayramlarda özel ev ziyaretleri olur, şimdi rahmetli olan Mari Teyze ve Viktorya Teyze de Paskalya’da renkli yumurtalardan gönderirdi bizlere. Müzisyen kimliğiyle tanıdığımız Eda Abla da (Eda Özülkü) evlenene kadar anne ve babasıyla birlikte komşumuzdu. Arada Eda Abla’nın piyanosunun sesi gelirdi kulaklarımıza. İnsan böyle bir yazı yazmaya çalışırken yıllarca yaşadığı yere farklı bir gözle bakıyor hakikaten. Hem çok eğlenceli, hem de biraz hüzünlü bir tarafı var. 

Pekiçten ve kendisinden önceki güzeller güzeli ev, Göztepe’nin tarihi yolculuğuna dair ufak da olsa çok hoş ipuçları veriyor. Kırk küsür yıl boyunca komşumuz olan ve hayata veda eden pek çok amcalar, teyzeler geçti gözümün önünden. Hepsi de birbirinden tatlı, kıymetli insanlardı. Eminim apartmanlarının bugün hala güzel bakılan ve iyi durumda yaşatılan bir durumda olmasından dolayı onlar da mutluluk duyarlardı.”

BU YAZIYI PAYLAŞIN:

WhatsApp
Email
Twitter
LinkedIn
Telegram
Facebook

YORUMLAR

4 Yorumlar
  • shorten url for twitter
    Tarih: 20:52h, 23 Eylül Cevapla

    Wow, marvelous weblog structure! How lengthy have you been running a blog for? you make blogging glance easy. The entire glance of your site is fantastic, let alone the content material!!

    • Nilay Örnek
      Tarih: 00:15h, 05 Ekim Cevapla

      thank you; I was using Instagram, I guess we spent 8 mounts for webside

  • Sinan Yılmaz
    Tarih: 16:04h, 03 Ekim Cevapla

    Çok teşekkür ederim bu güzel yazı için. Bir şey sormak isterim:
    Acaba Bahar Hanım, aynı aileden Canan Hanım’ı tanıyor mu?

    • Nilay Örnek
      Tarih: 09:47h, 05 Ekim Cevapla

      Ben bilemedim tabii, belki kendileri yazarlar

Bir yorum yazın

DİĞERLERİ

Nişantaşı

Celâsun Apartmanı

İstanbul Nişantaşı, bugüne gelebilen bazı kaliteli ve şöhretli yapılarına rağmen -bence- arsa değeri, popülerliği ve malum inşaat merakımız nedeniyle çok hızlı değişenlerden…  Köşkler yerlerini bir dönemin ünlü mimarlarının yaptığı 2-3 katlı güzel evlere, onlar apartmanlara, onlar da başka apartmanlara bırakmış. Bu nedenle de orada, hem

Devamı »
Bahariye

Geren Apartmanı

Selim İleri’nin hayatının ilk 5 yılını, Bahariye’de, mimarı Zeki Sayar olan bu binada geçirdiğini biliyor muydunuz?  Zeki Sayar da malum; bir önceki paylaşımda, yıkılmasını hiç istemediğimiz Batum Apartmanı’nın da mimarı. Benim için Arkitekt Dergisi vesilesiyle bugüne bıraktıklarıyla bile dünya döndükçe namı yürüyesi biri… SESLİ EDEBİYAT FESTİVALİ’NDE

Devamı »
Şaşkınbakkal

Velioğlu Apartmanı

Bu işi yapmaya önünden geçip de bilmediklerimiz için, kayıt tutmak için, Cumhuriyet dönemi mimarlarına selam çakmak için başladım denilebilir; en çok da meraktan tabii ki… Ama farklı örnekler gelince kaydını tutmak da hoşuma gidiyor. Uzun yıllardır tanıdığım Harun Velioğlu, paylaştığım Kaplancalı Apartmanı’na “Bizim komşumuz, ben

Devamı »
Saraylar

Babadağlılar Çarşısı

Bahar Bayhan’ın Arkitera için Cengiz Bektaş ile yaptığı söyleşiden alıntıyla başlayalım: “Hisarönü’nde bir kadın biz alanda çay içerken geldi, ‘Sen ne iş yapıyon?’ dedi.  Önce ‘Mimarım’ dedim, sonra utandım söylediğimden ‘Yapıcıyım’ dedim. ‘Sen Dengizli’de Babadağlılar Çarşısı’na git de mimarlık neymiş öğren’ dedi. Bundan çok hoşlanıyorum.

Devamı »
Rumelihisarı

Ahmet Vefik Paşa Kütüphanesi

Nereden nereye… Hikayemiz Osmanlı döneminin, 16 dil bildiği belirtilen bir devlet adamından, ABD’li bir yazar ve ressamına, Türkiye’nin en önemli tiyatro sanatçılarından birine ve bugün Rumelihisarı’ndan Londra’ya kadar uzanıyor. Ahmet Vefik Paşa ‘vikipedia’dan bilgilerle söylersem Osmanlı devlet adamı, diplomatı, 16 dil bilen bir çevirmen ve oyun yazarı.

Devamı »
Beyoğlu

Küçük Zarifi Apartmanı

Zarifi Apartmanı’nı Beyoğlu’nun arka sokaklarında da sık dolaşan biri olarak sık sık görürdüm. Pek çok kez de fotoğraflarını çekmiştim. İstanbul Kültür Sanat Vakfı’ndan Ayşe Bulutgil, “Zarifi Apartmanı’nı biliyor musun?” diye sorduğunda ikimiz de benim bildiğim Zarifi’nin ‘küçüğü’ olduğunu, ona ‘sırtından’ komşu, başka bir sokak ve

Devamı »
Şişhane

Merkez Apartmanı (Daru Sultan Hotels Galata)

Bazı semtlerin kaderi bazı binalarla yazılıyor, isimleri o binalarla özdeşleşiyor. Beyoğlu, Şişhane için de bu bina Frej Apartmanı, Sarkusyan binası. Bina fiziksel güzelliği, görkemiyle etkili olduğu kadar hikâyesiyle de dikkat çekici. Benim için hazine gibi bir buluntu olan Çelik Gülersoy metni ve Afife Batur yazını ile

Devamı »
Büyükada'nın Yaşlanmayan Modernleri
Hasan Çalışlar Arşivi

Çok sevdiğim mimar Hasan Çalışlar’ın, Instagram’da oluşturduğu ve “Büyükada’nın Yaşlanmayan Modernleri” adını verdiği arşivine, bundan sonra sitenin bu bölümünden ulaşabileceksiniz.