Bazı semtlerin kaderi bazı binalarla yazılıyor, isimleri o binalarla özdeşleşiyor. Beyoğlu, Şişhane için de bu bina Frej Apartmanı, Sarkusyan binası.
Bina fiziksel güzelliği, görkemiyle etkili olduğu kadar hikâyesiyle de dikkat çekici. Benim için hazine gibi bir buluntu olan Çelik Gülersoy metni ve Afife Batur yazını ile Frej Apartmanı’nın hikayesini yazmıştım. Okumanızı tavsiye ederim.
Rum mimarlar, zenginlik, miras meseleleri, olaylar ve olaylar, hatta akıl hastalıkları ya da “iddia edilen akıl hastalıkları” enteresan ortaklıklar.
FREJ APARTMANI O KADAR BASKIN Kİ…
Frej Apartmanı bence çok dişi, ama aynı zamanda pek Alfa bir karakter; çok baskın. Şişhane’de her şey, onu merkez alarak tarif ediliyor gibi. Bölgede bir bina aramaya kalktığınızda Frej de Frej…
Peki karşı köşesini tutmuş, Şişhane fotoğraflarının olmazsa olmazı, ‘o sade ama görkemli bina’? Adı, hikâyesi yok gibi…
Durumunu Harbiye’de, Şişli-Nişantaşı yıl ayrımındaki ikonik binaya çok benzetiyorum. Bugün Turkish Bank olan Lucie (Topalyan) Apartmanı’nın adını bulana kadar göbeğim çatlamıştı. Herkesin varlığını bildiği ama kimliği çıkarılmamış bir çocuk gibi, yaş almış o bina da…
‘MERKEZ’ ÇOK MERKEZİ OLUNCA…
Şişhane ‘merkezindeki’ bu binanın, hakkında araştırma yaptığım Apostolos Pistikas‘ın eseri olduğuna dair şüphelerimle fotoğrafını twitter ve Instagram’dan paylaşmama rağmen bir kişinin bile ismini bilememesi beni şaşırtmadı.
Sonra iki kişiyle yazıştık, onlar da benim gibi araştırarak ipuçlarını birleştirerek ismi hakkında tahmin yürütüyorlardı, “Merkez Apartmanı”.
1932 tarihli Pervititch haritasında bina henüz yok ama alanı belli, Çiçek Han ve Zümrüt apartmanları gibi onun ismi de kurşun kalemle yazılmış, Merkez. Ama o kadar da merkezde ki insan bunun isim olup olmadığından emin olamıyor.
YAŞAYAN YAZINCA EMİN OLDUM
Binanın ismi yokken binadan araştırma yapmak zor; ama Merkez Apartmanı ismiyle denemeler yapınca bir tez, bir blog yazısı çıkıyor. Ama benim isimden emin olma nedenim bir anı kitabı (tesadüfen bulmuştum yazarın ismini, kaybettim, ayrıca bulup yazacağım).
8 Ağustos 1941’de Alman Hastanesi’nde dünyaya gelen yazar, doğar doğmaz Şişhane’deki Merkez Apartmanı’na götürüldüğünü, o büyüyünce, amcasının oğlunun da onlarla yaşamaya başlamasıyla evin dar geldiğini ve ikinci kattaki kiracılarını tahliye ettiklerini yazıyor. Ve ben emin oluyorum; orada yaşamış biri var ve burası kesinlikle adıyla yeriyle ‘merkez’dir.
Mimarımız ise Apostolos Pistikas.
ARTIK BİR OTEL
Merkez Apartmanı, geçtiğimiz yıllarda Marmara Apartmanı (Gümüşsuyu), geçtiğimiz günlerde de hem Ata Atabek (Atalar) binası, sonra şimdi adının Ateşler Binası olduğunu bulduğum Pistikas Apartmanı vesilesiyle bahsettiğim Apostolos Pistikas’ın imzasının hâlâ durduğu ve görünür olduğu binalardan.
Bina restorasyondan geçmiş bugün artık bir otel; Daru Sultan Hotels Galata.
Otele internetten baktığımda Osmanlı İmparatorluğu göndermeli şaşaalı dekorasyonu beni önyargılara boğduğundan binada mimara, binanın eski haline ilgisiz insanlar bulacağımı düşündüm. Öyle olmadı.
İMZASI DURUYOR
İlk önce kapının yanındaki imzayı gördüm; Ateşler Binası’nda yani Pistikas’ın yaşadığı, yaptığı Pistikas Apartmanı’na bir plaket asılmasına sevinsem de imzasının kapı yanındaki yerinden silindiğini ya da üzerinin kapatıldığını görmek beni üzdü. Burada imzayı görünce pek sevindim. Resepsiyondaki genç beyfendi de beni şaşırtan biçimde binanın geçmişiyle yakından ilgiliydi.
Binanın girişindeki döşemelerin orijinal olduğunu, 1930 sonrası yapılmış olabileceğini söyledi -ki bunu Pervititch haritasından biliyoruz-.
Haliç ve Galata Kulesi manzaralı binanın tavanları yüksek olmalı. Beni şaşırtan şey ise binanın sandığımdan daha küçük bir yerleşim alanı olmasıydı. Resepsiyonun olduğu alana oturmuş tüm bina.
Bu bina ile Apostolos Pistikas dosyama ‘şimdilik’ ara veriyorum; onu birlikte anılmadığı binalarıyla anmaktan gurur duydum. Mirasının başına gelenleri yazdım, bari ismiyle ve binalarıyla yaşasın.
Henüz yorum yapılmamış.