Sarıyer Verem Savaş Dispanseri

Yahut Çobanoğlu Köşkü…

Onur Sar (Instagram’da @chez_onur ) ilk günlerinden bu yana bina hikayeleri paylaştığım hesabımın en coşkulu, yorumlarıyla, katkısıyla insana en iyi gelen takipçilerinden.

Bana geçenlerde -ki bayağı oldu- bir ahşap köşk hikâyesi yazdı ama tez yazar gibi cümle ayrıntı ile yazdığından, “Ne olur Instagram versiyonu” yapalım dedim, sağolsun arada evlendi yine de ihmal etmedi yazdı.

NAİLE – TEVFİK SAĞLAM

Onur Sar anlatıyor:

“Her şey nikâhım öncesinde Sarıyer Verem Savaş Dispanseri’ne gitmemizle başladı. Tarihi

Orta Çeşme Sokak üzerindeki ahşap köşkün hemen arkasında, bahçe içinde tek katlı taş bir bina. Hem dispanser hem de önündeki ahşap köşk ilgimi çekti; kaynakları incelemeye başladım. 

İki bina var; taş binadaki dispanserin tarihini takip etmek kolay. Dispansere ismini veren kişi Naile Sağlam. 

Org. Ord. Prof. Dr. Tevfik Sağlam ’ın eşi. Tevfik Bey, 1882 doğumlu. Eğitimini müteakip askeri doktor olarak çalışıyor. 1928’de ordudan emekli oluyor, ertesi yıl İstanbul Tabip Odası’nın ilk başkanı oluyor. 

İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü, UNICEF Türkiye Milli Komisyonu Yönetim Kurulu Başkanlığı gibi

idari/akademik görevler üstleniyor. 1963’te vefat ediyor.

VEREMLE SAVAŞTA…

“Bizi ilgilendiren asıl özelliği ise #verem mücadelesine çok büyük katkı sunmuş olması. 1927’de doktor arkadaşlarıyla birlikte İstanbul Verem Mücadelesi Cemiyeti’ni kuruyor. Dernek, 1932’de Erenköy’de bir sanatoryum, 1935’te ise Eyüp’te bir dispanser açıyor. Tevfik Bey hem muayenehanesinde hasta bakıyor hem de veremle ilgili bilgilendirici yayınlar kaleme alıyor. Dönemin gazetelerini inceleyince hem veremin ne denli ciddi bir tehdit olduğunu hem de Tevfik Beyin bu hastalıkla ilgili ne kadar fazla çalıştığını görmek mümkün. 

Eşi Naile Hanım ise (Osmanlı sarayında hazinedarlık da yapan) köklü bir ailenin kızı. Aile İstanbul’da Haznedar Yoğurtları ve Haznedar Tuğla şirketlerini kuruyor. Naile Hanım da eşi gibi, toplum yararına faaliyetlerde bulunuyor. 1936 ve 1941’de Çocuk Esirgeme Kurumu İstanbul Şubesi’nin yönetim kuruluna seçiliyor. Ne var ki, kısa süren bir hastalığın ardından 1943’te İstanbul’da vefat ediyor.

‘DİSPANSERLERİN EN BÜYÜĞÜ’

“Dr. Sağlam, eşinin vefatından sonra da veremle mücadeleye devam ediyor. 18.12.1947 tarihli

Cumhuriyet’te, veremin yılda 40 ila 50 bin arasında hayata mal olduğunu belirtip ulusal çapta görev yapacak Milli Tüberküloz Savaşı Derneği’nin kurulacağını haber veriyor. Aynı yazıdan, eşinin ismini taşıyacak bir enstitünün kurulacağını öğreniyoruz.

29.12.1949 tarihli gazetede Dr. Sağlam, eşinden miras kalan gayrimenkulü, eşinin vasiyetine uygun biçimde, derneğe bağışladığını açıklıyor. Dernek, bu bağışı Erenköy sanatoryumunda büyük bir verem pavyonu kurmak veya şehirde başka bir yerde dispanser açmak amacıyla kullanma hakkına sahip oluyor. 

6 yılın ardından, 16.07.1955 tarihli gazeteler, Sarıyer’de bir verem savaş dispanserinin açıldığı, “Şehirdeki dispanserlerin en büyüğü olan müessesenin” Naile Sağlam’ın bağışıyla hayata geçirildiği için bu isimle anılacağı haberini veriyor. Hââ dispanser olarak faaliyet veren taş binanın tarihçesi kısaca böyle. Peki yanındaki ahşap köşk?

100 YAŞINDAN BÜYÜK

Ahşap köşk, Orta Çeşme Caddesi üzerinde, Salim Ağa ve Recep Efendi sokaklarının karşısında bulunuyor. Mühendis Necip Bey’in çizdiği, 1. Dünya Savaşı öncesini gösteren 1918 tarihli (Osmanlıca ve Fransızca) haritada bu binayı görüyoruz. Binanın 100 yaşından büyük olduğunu düşünmek yanlış olmaz. Köşkün sahibine ilişkin ise farklı bilgiler var. 

İki ayrı kişinin (2010’da bloğunda yazan Tülay Çellek ve 2018’de Sarıyer Times’ta yazan İbrahim Ballı) yazılarında, köşk Çobanoğlu Köşkü diye anılıyor. Bunlara göre, Albay Dr. Fehmi Çobanoğlu köşkü verem savaş derneğine bağışlıyor. Fehmi Bey, 1885 Bolu doğumlu bir askeri doktor. 1950’de Demokrat Parti Erzurum milletvekili seçiliyor. 1967’de ise vefat ediyor.

KÖŞKÜN MÜLKİYETİ

Köşkün mülkiyetine dair bir diğer bilgi ise, 19.03.2019’da Kızılay Genel Müdürü Dr. Kerem Kınık tarafından Twitter’da veriliyor: “Bina, İstanbul Verem Savaş Derneği adına 13.07.1954 tarihinde [yani hemen yandaki taş bina inşa edilmeden ve dispanser açılmadan 1 yıl önce, Dr. Sağlam eşi adına bağış yaptıktan 5 yıl sonra] satın alım neticesi tescillidir. Sultan Bayazıt Han Veli Vakfı’ndan icareteynli olarak beyanla kayıtlıdır.” 

Son zamanlarda sıklıkla duymaya başladığımız şu ünlü vakıf.

İkisi de askeri doktor olan Sağlam (1882-1963) ve Çobanoğlu (1885-1967), tanışıyor olabilir.

Tanışmasalar bile Çobanoğlu, Sağlam’a ve derneğe itimat ederek köşkü derneğe bağışlamış veya satmış olabilir. Ama dispanserin açılışına dair (Cumhuriyet ve Milliyet gazetelerinde çıkan) haberlerde köşkten veya böyle bir bağıştan bahsedilmiyor. 

Dr. Kınık ise, binanın 1954’te İstanbul Verem Savaş Derneği adına satın alındığını ve tescil edildiğini söylüyor. 1949’daki gazetede ise, Dr. Sağlam’ın eşinin mirasını derneğe bağışladığını görüyoruz. Bu iki bağışın ilişkili olduğu söylenebilir.

LOJMAN OLARAK AHŞAP KÖŞK

Seher Handan’ın Instagram’daki yorumu da zihnimi açtı: “Hemşire olan teyzem senelerce bu dispanserde çalıştı ve lojman olarak kullanılan köşkte anneannem ve kızı ile yaşadı. Küçüklüğümün en güzel anılarının geçtiği yer. Yazınızı görünce çok sevindim.”

BU YAZIYI PAYLAŞIN:

WhatsApp
Email
Twitter
LinkedIn
Telegram
Facebook

YORUMLAR

2 Yorumlar

Bir yorum yazın

DİĞERLERİ

Nişantaşı

Tarcan Apartmanı

Yazar Hıfzı Topuz, ‘Nişantaşı Anıları’nda, “Bir kulüp gibiydi” diye tanımladığı Nişantaşı-Kamelya Apartmanı’nın ziyaretçileri arasında Selim Sırrı Tarcan’ın kızı Azade Hanım’ı da sayıyordu. Paylaştığımda, Defne Koryürek şöyle yazdı: Selim Sırrı Tarcan’ın kızı Azade Hanım, Nişantaşı’nda Alattin’den Topağacı’na inerken, Şakayık Sokak’ın köşesinde Tarcan Apartmanı’nın giriş katında otururdu

Devamı »
Beşiktaş

Hekim İsmail Paşa Konağı

Vedat Tek Evi’ne gelmeden bakacağımız ikinci bina Hekim İsmail Paşa Konağı. Mimar Vedat Tek’in annesi malum, besteci, şair ve yazar Leyla Saz (Kendisine hayran olduğum için metnin sonuna onunla ilgili birkaç yayın ve yazının linkini ekleyeceğim). Üzerine film yapılası bu şahsın babası hekim İsmail Paşa’nın

Devamı »
Cihangir

E Evi (Bülent Erkmen Evi)

Binayı, binlerce kere önünden geçtiğim Cihangir Caddesi’nde önce Kaktüs Kafe’nin kalabalığı, ardından da ağaçların arasında tesadüfen gördüm. “Ne ilginç bina” deyip incelerken, neredeyse dürbünle okuyabileceğim o küçük yazıyı fark ettim: “Bu yapı Mimarlar Odası 4. Ulusal Mimarlık Sergisi 1994 Yapı Dalı Ulusal Mimarlık Ödülü kazanmıştır.

Devamı »
Çeşmealtı

Nebioğlu Tatil Köyü (Nebioğlu Turistik Tesisleri)

Ya nereden nereye! Bu metinleri yazarken yaptığım yolculukları kime nasıl anlatabilirim bilmiyorum. Bir yapı hakkında yıllar sonra orada yaşamış olan, tarihini bilen, hatta mimarların ailelerinden öğrenilebileceklerin ne kadar ufuk açıcı olduğuna her gün şahit oluyorum. “Bir kahvenin 40 yıllık hatrı olduğuna şahit olabilirsiniz” mesala bu

Devamı »
Adalar

Rıfat Yalman Evi

Hafta içinde mimar Hasan Çalışlar’ın bir grup mimar için Kalebodur ile birlikte düzenlediği “Büyükada’nın Yaşlanmayan Modernleri” turundan bahsetmiş, Hasan’ın adıyla burada da bu evleri anlatan bir bölüm açacağımızı yazmıştım. İşte o turda gezdiğimiz, hikâyesini evin sahibinden dinlediğimiz ve çok etkilendiğimiz evlerden biri: Rıfat Yalman Evi. ZAMAN

Devamı »
Ulus

Ankara Tenis Kulübü

kapsul.com.tr benim çok sevdiğim ve yararlandığım bir oluşum. “Türkiye ve dünya gündemini senin için takip edip özetler, her gün aynı saatte sana ulaştırır” diyorlar sitede kendilerini tarif ederken; iyi de bir özet. Abone oluyorsunuz, size sizin seçtiğiniz saat aralığında haberler geliyor. Sitenin Genel Yayın Yönetmeni

Devamı »
Harbiye

Kervansaray Apartmanı

Apartmanların giriş katının dükkân ya da benzeri kâr getiren yapılar olarak tasarlanması fikri, -en azından Türkiye’de gördüğüm kadarıyla- neredeyse apartman fikriyle eş zamanlı… Ama bizim göz hizamızda onlar olduğundan muhtemelen, bir binanın altındaki işletmenin karakteri tüm binanın algısını etkiliyor. Harbiye’deki Kervansaray Apartmanı. GİRİŞ TÜM ALGIYI

Devamı »
Büyükada'nın Yaşlanmayan Modernleri
Hasan Çalışlar Arşivi

Çok sevdiğim mimar Hasan Çalışlar’ın, Instagram’da oluşturduğu ve “Büyükada’nın Yaşlanmayan Modernleri” adını verdiği arşivine, bundan sonra sitenin bu bölümünden ulaşabileceksiniz.