Ballıdağ Sanatoryumu

Yapım yılı: 1955

Kastamonu, değerinin az bilindiğini düşündüğüm şehirlerden; doğasından pastırmasına, eski yapılarından mantarına çok kıymetli, Daday ilçesi ayrı güzel.

Benim Kastamonu’yu sevme nedenim, orayı birlikte gezdiğim Ece Aydın’dır sanırım.

Eski bir öğretmen olan annesinin adı İksir. Onun adına açtıkları etkileyici konaklama mekanı İksir Çiftlik Evi’nde, eski konak evlerden dönüştürülmüş odalarda kaldığımız sürece at da binmemiştik yoga da yapmamıştık ama mantar turundan çevre gezilerine çok keyifli zaman geçirdiğimizi söyleyebilirim.

İşte o dönem, Ece hikayesini anlata anlata, oranın yeniden bir şekilde hayat bulmasını dileyerek bizi terk edilmiş Ballıdağ Sanatoryumu’na da götürmüştü.

Çok etkilendiğimizi söylemeliyim. Ben onlarca fotoğraf çekmişim; Sinan Hamamsarılar da yazıda gördüğünüz bu muhteşem videoyu çekmişti. Etkileyici!

Garip de bir histi… Merkeze biraz uzak olmasının da etkisiyle o dönem az yağmalanmış, pek çok eşya dün aciliyetle oradan çıkılmış gibi bırakılmıştı.

Videolar, fotoğraflar çekmiştik…

HAYALET HİKAYELERİNDEN BİRİ…

İşte yıllar sonra Ballıdağ Sanatoryumu’yla, 18. Venedik Mimarlık Bienali’nde, Türkiye Pavyonu’nda gösterilmekte olan @hayalethikayeler videolarında tekrar karşılaştım…

O da terk edilmiş, “Hikayesini dinlesek, anlasak, dönüştürsek” denilen binalar arasındaydı…

1955-2018 yılları arasında hizmet veren, oksijeni, konumu, tedavisiyle kimini tanıdığımız pek çok ismi sağlığına kavuşturan, doğa içindeki bu görkemli harabe hakkında birkaç satır yazmak istedim. Mimarı kim, bulamadım.

HAVADAN KEŞFEDİLİYOR

Hacettepe Üniversitesi Biyoloji Enstitüsü emekli öğretim üyesi Prof. DrSadık Erik kendi sitesinde çok kapsamlı bir yazı yazmış. Oradan alıntılarla anlatmak isterim. İstanbul Heybeliada Sanatoryumu ardından Süreyyapaşa Göğüs ve Kalp Cerrahisi Hastanesi’nin kapasitesi yetmeyince uygun yer arayışı başlıyor.

İşte sonrası, Prof. DrSadık Erik’in sitede tamamını paylaşacağım yazısından:

“(…) Uygun yer arayışları içinde, bakir, havası temiz, oksijen deposu bir orman cenneti olan Daday’daki Ballıdağ mevkii akla geliyor. (Bir söylentiye göre, 1950’li yılların başında dönemin başbakanı Adnan Menderes ve İsviçreli uzmanlar helikopterle havadan keşif yaparlarken. Ballıdağ’ı fark ediyorlar, beğendikleri bu bölgede sanatoryum kurulmasına karar veriyorlar). (…)

İSVİÇRE’DEN ÖRNEK MİMARİYLE…

Ballıdağ’a karar verildikten sonra, 1954 yılında İsviçre’deki hastane mimarisi örnek alınarak, 300 veya 350 yataklı  sanatoryum inşa  ediliyor. Elli üç bin dönümlük bir orman denizi içinde, çevreyi fazla bozmadan  yapılan hastane binası ve  eklentileriyle  ülkenin dört bir tarafından gelen (Urfa, Mardin, Diyarbakır, İskenderun Demir-çelik işçileri )  verem ve diğer göğüs hastalığı olanlara şifa kaynağı oluyor. Değerli şair ve yazarımız , Hababam’ın Babası, Rıfat Ilgaz da burada 3 ay tedavi görüyor.

(…) Sanatoryumun en aktif çalışma dönemi 1970-1980 arası. 150 kadar personel vardiya ile  çalışıyor. O yıllarda henüz sanatoryumlar, verem savaş dispanserleri ya da hastanelerin  ilgili bölümleri yaygın olmadığından, tüm hastalar, Heybeliada, Süreyyapaşa veya  Ballıdağ’a yönlendiriliyor.”

DAĞ BAŞINDA OLMAK! AVANTAJ-DEZAVANTAJ

Ancak okuduğum bazı haberlerden anladığım kadarıyla pek çok çalışan burayı “dağ başı” olarak görmüş, tayin isteyen çokmuş.

Oysa bunu sanırım bugün bile gidince görebilirsiniz ki, hastanenin içinde pek çok yaşama-eğlence ve etkinlik alanı var.

Sadık Bey de bu durumu şöyle özetlemiş: “(…) personelin konforlu bir yaşam sürmesi için her şey düşünülmüş. Çocuk oyun alanları, yürüyüş yolları, spor salonları ve sıkı durun, hoşça vakit geçirmeleri için tiyatrosu bile yapılmış. Yani o dönem Daday’ında mükemmel bir yaşam merkeziymiş. Böyle bir merkezin, ilçenin sosyo-ekonomik yaşantısında da olumlu etkiler yapması kaçınılmazdı doğal olarak.”

O ÇUVALDAN ÇIKMALI

Prof. DrSadık Erik, hastanenin geçirdiği aşamaları da şöyle özetliyor: Ballıdağ Göğüs Hastalıkları Hastanesi  SSK Hastanesi Sağlık Bakanlığı Hacettepe Üniversitesi Kastamonu Tıp Fakültesi  Orman Genel Müdürlüğü  Kapanış.

Kısa bir Google gezinmesinde hastanenin yıkılıp otel yapılmasından, yatılı okul, dinlenme, turizm tesisi gibi işlevlerle dönüştürülmesine pek çok fikir-proje görülebiliyor. Ancak hiçbir şey yapılmamış.

Umarım bu yapı, Sevince Bayrak ile Oral Göktaş’ın 18. Venedik Mimarlık Bienali – Türkiye Pavyonu’ndaki “Hayalet Hikâyeleri: Mimarlığın Çuval Teorisi”ndeki “çuvaldan” çıkar! Ne ne olsa çuvalda soğan ile patates aynı görünür:)

BÜTÜN BU METNİN ARDINDAN…

Bütün bu yazdıklarımın ardından Ballıdağ Sanatoryumu’nu Instagram’da paylaşınca öğrendim ki, pandeminin bir döneminde yıkılmış:(

Sitedeki “mevcut yapılar” bölümünden “artık yok”a aldım onu da, üzgünüm.

BU YAZIYI PAYLAŞIN:

WhatsApp
Email
Twitter
LinkedIn
Telegram
Facebook

YORUMLAR

8 Yorumlar
  • Furkan
    Tarih: 05:44h, 16 Aralık Cevapla

    merhabalar, çekimleriniz çok hoşuma gitti. Çekimlerinizi yaptığınız kameranızı ve -varsa- diğer ekipmanları öğrenebilir miyim? iyi günler

    • Nilay Örnek
      Tarih: 16:00h, 17 Aralık Cevapla

      iPhone o yıllarda hangi modeli varsa o ya da bir altıdır, tepeden olanlar da Gopro.

  • Aşkın ÇEVİK
    Tarih: 13:32h, 31 Temmuz Cevapla

    Merhaba. Hastaneye gidip orada fotograf çekmek için izin almamız gerekmekte midir?

    • Nilay Örnek
      Tarih: 12:59h, 01 Ağustos Cevapla

      Yazıdan anlaşılıyor olmalı aslında “yıkıldı”.

  • Ünsal
    Tarih: 00:46h, 29 Aralık Cevapla

    3 yıl Daday da görev yaptim. Orası 2018’de kapanmadi, ben 2017 de Daday’dan ayrılmadan çok yıllar önce harabeye döndüğünü duymuştum. Aynen sizin gibi görmek istedim Dadaya tayin oldugumda. Gerçekten büyük ihanet. Hele ki Kastamonu’ya bile 30 km uzaktayken. Herkes görev gereği dağ basinda olabilir. Ama sonuçta mesai sonrası İl merkezinde kalabilirlerdi. Tamamen doktorların hastalarına ihanetinin acı tablosu.
    Şimdi Ankara Keçiören de trafik,beton,egzos ve hava kirliliğinin tam ortasında
    Tamda hastaların istediği ve iyilesebilecegi gibi bir yerde :(( sizce :/

  • ibrahim demir
    Tarih: 12:47h, 20 Şubat Cevapla

    Bu cennet mekan Daday ilçesinde Azdavay yolu üzerinde bulunuyordu. Burası Sosyal Sigortalar Kurumu (SSK) Ballıdağ Sanatoryumu idi. Sanatoryum halindeyken baştabiplik yapan değerli insan Dr. Sefa ÖZŞAHİN sayesinde 1993 yılında burayı tanıma imkanım oldu. O zaman SSK Kastamonu Hastanesi Başhekimi, sonrasında özel hastane sahibi olan ve sırayla bütün siyasi partilerden milletvekili seçilmeye çalışan kişi burayı çalıştırmayıp, buradaki hastaları kendi hastanesine yönlendirmeye çalışıyordu. Sanatoryum idari bakımdan Kastamonu SSK Hastanesine bağlı olduğundan bu hastaneden izin almadan malzeme alamıyor, personel temin edemiyor, onarım yaptıramıyordu. Durumu öğrenince SSK’da etkili bir konumda bulunduğumdan Sanatoryumun Kastamonu SSK hastanesine bağlılığını kaldırmak için Hastane statüsünü dönüştürülmesini sağladım. Kurumun pek çok imkanını buraya sevkettirdim. Hatta buranın bulunduğu alana Kurum personeli için bir dinlenme tesisi kurulması için çok uğraştım ancak maalesef alan 49 yıllığına Orman Bakanlığından kiralandığı için sosyal tesis yapımını sağlayamadık. Sonrasında önce Yaşar Okuyan denen zat, sonrasında aynı zamanda buralı olan Murat Başeskioğlu bahsettiğim kişi ile işbirliği yaparak hastaneyi kapattı. 2023 yılında ziyaret için gittiğimde bina yıkılmıştı ve yerine turistik tesis yapılıyordu. İçeri girmemi ve fotoğraf çekmemi kapıda bulunan yarmalar engelledi. Burası ibretlik bir ihanet hikayesidir. Unutulmamalıdır, unutturulmamalıdır. Sağlıcakla…

    • Nilay Örnek
      Tarih: 18:13h, 22 Şubat Cevapla

      teşekkürler yazdığınız için

  • elif öztürk
    Tarih: 12:24h, 18 Mart Cevapla

    Böyle bir hastanenin varlığını ve sonrasını şimdi öğrendim çok üzücü buldum bir sağlıkçı olarak orada çalışmak isterdim ….muazzam bir hastaneymiş

Bir yorum yazın

DİĞERLERİ

Galata

Agostini Apartmanı

Sürekli “Kıymetli bir tarihi apartmanda oturuyorsanız beni kahveye davet eder misiniz?” deyip duruyordum ya, Erdem Topsakal “Biz burada oturuyoruz” diyerek iki fotoğraf göndermiş, beni kahveye davet etmiş.  Fotoğraflar o kadar güzel ki “Ya tabii olur da.. Malum korona; biraz zaman alır, hali hazırda bu kadar

Devamı »
Manavgat

Side Müzesi

Yüksek mimar Banu Uçak, Her Umut Ortak Arar’ın Instagram’daki ilk gününden bu yana en, en, en büyük destekçilerinden, moral kaynaklarımdan biri… Paylaştı, görüş yazdı, destek verdi, ışık tuttu. Ben de “Hadi yaz, hadi yaz” diyordum, bir oturuşta aynı aileye bağlı bir müze, bir de villa

Devamı »
Adalar

Mizzi Köşkü (Al Palas)

“Uzun mesafattan rüyet kabil olduğunu gösteren bir televiziyon aleti gibi gözlerim bir harika-i hissiyeyle sizi uzaklardan görmeye çabalıyor.” – Hüseyin Rahmi (Gürpınar), 1912-13 (R 1328), Kuyruklu Yıldız Altında Bir İzdivaç, Mihran Matbaası, İstanbul, s. 144. Bu yazı, mimar ve araştırmacı-yazar Büke Uras’ın, yakın arkadaşı Moris

Devamı »
Tomtom

Atlas (Konstantinapoli) Apartmanı

İstiklal Caddesi’ni kesen en meşhur sokaklardan, adı Mason locasıyla da anılan Nuri Ziya Sokak’taki (aslen Nur-u Ziya malum) Belvü Apartmanı‘nından bahsederken yanındaki binaya dair merakımdan da bahsetmiştim. Fransız Sarayı ile Belvü arasında kalan yapı hep ilgimi çeker; pek bir gizemli, isimsiz… “Atlas Apartmanı” ismini bulmam

Devamı »
Kadıköy

Bursalı Rıza Bey Köşkü

Bursalı Rıza Bey hakkında -şimdilik- bir şey bulamasam da beyefendinin -belki de eşinin- zevki köşkün ön cephesinde yaşıyor. Rıza Bey köşkün ikinci sahibi. Köşkü kendisi yaptırmamış ama 1924’te satın aldıktan sonra köşkün ön cephesini kendisi süsleterek, yeniden yaratmış. Köşke bakarak Bursalı Rıza Bey ve eşinin

Devamı »
Nişantaşı

Keçeci Apartmanı

Duygu Aydemir, tam da burada yapmak istediğim şeylerden birini gerçekleştirmem için bana şahane bir mesaj atmış. Bir binanın hikâyesi olması için illa ki içinde dünyaca ünlü şahsiyetlerin oturması ya da Art Nouveau öğelerle süslü olması gerekmiyor.  Bugün Nişantaşı’nda bir ailenin 4, hatta Duygu Hanım’ın 11

Devamı »
Tomtom

Başarı Apartmanı

Bugün hem Bronz Sokak hem Başarı Apartmanı bahsini açıyorum. Ben bir şeyler buldum; Erdal Öz’den İsmail Cem’e kimler kimler bu apartmanda oturmuş… Bence imece bilgi paylaşımı ile daha kimler/neler çıkar? Hep radarımda olan apartmanlardan ama bugünkü şahane katkı Ebru Latifoğlu’dan… Bayılıyorum böyle katkılara. Böyle ipucuyla gerisi iplik

Devamı »
Büyükada'nın Yaşlanmayan Modernleri
Hasan Çalışlar Arşivi

Çok sevdiğim mimar Hasan Çalışlar’ın, Instagram’da oluşturduğu ve “Büyükada’nın Yaşlanmayan Modernleri” adını verdiği arşivine, bundan sonra sitenin bu bölümünden ulaşabileceksiniz.