Sanatçı Eren ve Bedri Rahmi Eyüboğlu çiftinin İstanbul Kalamış’taki atölye evleri, geçtiğimiz günlerde (Eylül-Ekim 2025) Bedri Bey’in 50’nci ölüm yıldönümü nedeniyle ziyarete açıldı.
Kardeşim de evi -Kale Tasarım ve Sanat Merkezi ile Şehrin Panoları işbirliğiyle- gezenler arasındaydı. Onlara evi, sanatçı çiftin torunu Sabahattin Rahmi Eyüboğlu gezdirdi ki, videoları izlerken Aslı’ya bayağı özendim, torun Rahmi Bey bayağı hoş sohbet, candan bir ev sahibi, şahane anlatıyor. Bir yerde de “Bedri Bey’i siz Bedri Rahmi olarak bilirsiniz, aslında Ali Bedrettin’dir, aile içinde Bedir veya Karaoğlan’dır. Dostları Bedros der, daha yakın dostları Reis der” diyor.
herumutortakarar.com için bu sanat dolu evi Aslı Örnek yazdı. Buyrun…
- Bedri Rahmi Eyüboğlu Sokağı, Kalamış’ın en güzel sokaklarından biri. Sokaktaki yer karolarında Bedri Rahmi şiirleri var. İki sanatçının hayatında önemli yer tutan müze ev, biriktirdikleri objeler, -resim, mozaik, seramik, gravür- sanat eserleri ve hayatlarından kesitlerle dolu.
- İki köpekli geniş bahçenin sol yanında bir çardak var. Divan Otel Taksim’in balo salonundaki eserin ve Vakko’nun Nakkaştepe’deki binasındaki heykelin ilk döküm çalışmalarıyla bahçede karşılaşıyoruz. Derken evin tam üzerinde yer alan ‘Ev Kuşu’ isimli üç kuş figürlü mozaiğin altındaki kapıdan giriyoruz.
İLK ATÖLYE, SONRA ATÖLYE-EV
- Eyüboğlu Ailesi’nin 1956 yılında bir Levanten aileden aldıkları arsaya, mimar Turgut Cansever 1958’de bu binayı yapıyor. Mekân, atölye olarak tasarlansa da maddi nedenlerle (galiba 1962’de) evi hem ev hem de atölye olarak kullanmaya başlıyorlar.
- “Dedem vefat ettiği 1975 yılına, babaannem de 1988 yılına kadar bu evde yaşıyor” diyor torun Sabahattin Rahmi Eyüboğlu ve ekliyor: “67 yaşındaki bu bina ayakta duruyorsa, babamın sayesinde. Babam (Mehmet) paragöz biri olsaydı, burada Bedri Rahmi ya da Eren Eyüboğlu Apartmanı görürdünüz”.
- “Anladığım kadarıyla ilk yağmurda evi su basınca Mimar Turgut Cansever’le dedemin arası açılıyor. Turgut Bey böyle bir gerilim yaşayınca başka bir mimar arkadaşına rica ediyor ve evin üstüne ayrı bir müdahaleyle ahşap bir çatı yapılıyor. Böylece evde resim saklanabilecek bir yer oluyor. Turgut Bey kendisini anlattığı kitabında bu evden bahsetmez.”
AŞIK VEYSEL, RUHİ SU, HÜMEYRA
- *Evde zamanında sazlı-sözlü toplanmalar olurmuş. Ruhi Su, Aşık Veysel, Hümeyra bu evde çalıp söyleyenler arasında. Aşık Veysel söyleyince, Ruhi Su onun üzerine bir şey söylemek istemezmiş. Aşık Veysel onu ikna edince, “Onun sesini de duyduk” diyor Sabahattin Rahmi Eyüboğlu.
- Evin giriş katında yemek ve oturma odası var. Burada çifte ilham veren eserlerin yanı sıra, aile fotoğrafları ve Kartal Baba Figürü’nün ilk hali yer alıyor.
- Ahşap merdivenlerden yukarı çıktığımızda yüksek tavanlı bir atölye bizi karşılıyor. Modernizm akımının bir örneği olan müze evde; banyo ve tuvaletler dışında hiçbir odada kapı yok. Evin atölye olarak kullanılan kısmı ise yüksek tavanlı ve boydan boya camla kaplı. Döşeme ve merdivenler dönemin ruhuna uygun olarak ahşap.
O TELEFON REHBERİ NEDİR:)
- Atölyede Bedri Bey’in şiirleri, duvarlara yapıştırılmış kâğıtlarda arkadaşlarının telefon numaraları (O dev telefon rehberine ba-yıl-dım, büyütüp büyütüp baktım N.Ö.), tablolar, eksizler, aile fotoğrafları ve diplomasının yanı sıra Nazım Hikmet portresi de dikkat çekiyor. Ahşap duvarların bir bölümünde boydan boya kilimler dikkat çekiyor. A
- Merdivenden aşağı indiğinizde karşınıza çıkan mutfaktan arka bahçeye çıkıyorsunuz. Arka bahçede Brüksel panosunun restorasyonu yapılıyor. Panonun hikâyesi de ilginç… Eyüboğlu’nun 1958 yılında Brüksel Fuarı Türkiye Pavyonu için tasarladığı mozaik pano, fuardan sonra Türkiye’ye getirilmiş. Ancak tam da 27 Mayıs ihtilali zamanı. Ülke can derdindeyken 227 m2’lik etkileyici mozaik panonun 137 metrekarelik bölümü kayboluyor. Kayıp kısım bir şekilde Kıbrıs’a götürülüyor. Ordunun eline geçiyor. Kıbrıs Savaşı’nda bir el değiştirme oluyor ve halk arasında, 120 kiloluk güçlü motifleri korunma aracı olarak kullananlar da oluyor. Açılan ateşlerden bu mozaikler sayesinde kurtulduğu için bunları hatıra olarak saklayanlar olmuş. “Panonun 27 metrekarelik bölümü de Uğur Dündar sayesinde kurtarıldı” diyor torun Eyüpoğlu. Bulunan kısımlar Eyüboğlu Evi’ne geri getirilmiş. Ancak bu kadar macera geçiren pano, şiddetli bir fırtınada şimşek alan ağacın üzerine yıkılmasıyla kırılmış!
- 2005’te yapılan imar planlarında bahçe ve müştemilat kısmı yolda kalan binanın kurtarılması için kamuoyu oluşturulmuş, başvurular yapılmış. Bugün pek çok yüksek bina arasında kalan ev, 2009’da korunması gerekli kültür varlığı olarak tescillenmiş.
















































































Henüz yorum yapılmamış.