Mimarı Adil Denkdaş.
1936 tarihli Arkitekt Dergisi sayesinde, yapıldığı dönemdeki hali hakkında pek çok bilgi mevcut.
Dergide ismi yok, sadece ‘Kira Evi’ olarak anılıyor.
‘Kira Evi’nin anlamını dergiyi okudukça anladım. Apartmanlaşmanın yeni yeni başladığı dönemde arazi sahiplerinin, eski tek katlı -çoğunlukla ahşap- evleri yerine apartman yaptıranların başlıca gayesi kira geliri. O dönemde bu olgu yeni ve “Bilmem kimin apartmanı”ndan çok “Bilmem kimlerin kira evi’ tabiri kullanılıyor.
3 SALONLU, ÇATI KATI HİZMETÇİ ODALI
Arkitekt Dergisi’nde Tüten Apartmanı’yla ilgili şunlar yazıyor (Dergideki imlayı değiştirmeyerek):
“Ayaspaşada Gümüşsüyü caddesinde 21 numaralı arsa üzerine tütün tüccarlarından Sabri Tüten’e ait bu 10 katlı apartıman, bir kat sahası (350) metre murabbaı olmak üzere her katta üç büyük salon, altı oda, bir banyo, bir duş mahalli ayrıca iki helâ, bir ütü odası, mutfak ve ofisi hâvi altı tam kat ve bodrumda nısıf sahada iki apartıman ve üçüncü bodrum katında çamaşırlık ve çatı katında da hizmetçi odaları olmak üzere banyoları, sıcak su, elektrik kalorifer ve asansör tesisatile beraber (120) bin liraya inşa edilmiştir.
ASANSÖR VİYANA’DAN, İŞÇİLER TÜRK
Birinci bodrum katı seviyesinde üç otomobil alacak bir de garaj vücude getirilmiştir.
(…) Her katın salonları Rus parkesi ve oda döşemeleri yerli parke döşelidir. Tekmil salon daireleri yağlıboya yapılmış ve duvarlar içine gömme ceviz kaplama ağaçtan yerli kütüphane ve dolaplar konulmuştur ve ayrıca çeloteks kaplı çitali hususi nişler tertip edilmiştir. Elektrik tesisat bir çok yerde gizlidir. Asansörü hususi surette Viyana’da çelik olarak Wertheim müessesesi tarafından yapılmıştır. Binanın betonarmesi Mühendis Sabri Demirtaş tarafından hesaplanmıştır. Binanın diğer bilûmum işçilikleri umumiyetle Türk işçileri tarafından yapılmıştır.
1.5 sene devam eden inşaat müddeti zarfında mal sahibi binanın en ufak teferrüatına kadar mimarının rey ve muvafakatini almaksızın hareket etmemiştir.
Bu sebeple binanın her noktası zevkli bir konforun bütün inceliklerini taşımaktadır.”
Arkitekt Dergisi 1936-05-06 s. 133-139
KAHVEYE GELİRİM
Apartmanı paylaşırken “Komşular beni bir kahveye çağırın, çikolatamı çiçeğimi alır gelirim” yazmıştım. Teklifim hâlâ geçerli. İnsan merak etmiyor mu? Hâlâ 3 salonlu mu, katlar dairelere bölündü mü? Manzara nasıl? Ah ah… Hele de o girişteki çeşme yok mu! Çok ilginç.
Henüz yorum yapılmamış.