Datça Kocaev / Mehmet Ali Ağa Konağı

Fotoğrafları Halil Kendir’de gördüm ve vuruldum. O zaten Datça’daki bu özel yapıyı anlatmıştı ama burada da, bu arşivde de olsun istedim. Bana 70 küsur kadar fotoğraf gönderdi ve konuk yazarım Halil Kendir:

“Yöre halkı tarafından ‘Kocaev’ olarak adlandırılan ‘Mehmet Ali Ağa Konağı’ (1791-1801) yalnız Datça’da değil, bütün Akdeniz bölgesinde günümüze ulaşabilmiş en eski birkaç sivil mimari örneğinden biridir.

Kalemişi nakışlar; duvarlar ve pencerelerin üst kısmına gelen bölümleri çepeçevre süslemektedir. Kapı girişindeki duvar süslemelerinde manzaralı panolar, İstanbul görüntüleri, cami, kasaba ve kır tasvirleri bulunmaktadır. Hemen alt kartuşlarda ise Yedi Uyurların isimleri yer almaktadır.

Kocaev’in ahşap işçiliği, tıpkı kalem işleri gibi seçkin bir sanat anlayışının ürünüdür. Tavanlar ve ahşap bölmeler, işlemeleriyle 19.yüzyıl Türk ahşap oymacılık sanatının özgün örneklerini oluşturmaktadır.

Giritli Ali Ağaki, Datça yarımadasını sultandan dirlik olarak alınca idari ve askeri yükümlülük gereği, yöreyi kolayca denetleyebileceği bir merkez oluşturur. Reşadiye mahallesinin en yüksek noktasından denize doğru bakan görkemli yapı, Ağaki’nin mirasçıları olan Tuhfezadelerin malikânesidir. 1950’li yıllarda aileden hayatta kalan olmayınca konak Tereke Hâkimi tarafından satışa çıkarılmıştır. Tütün deposu, sinema, okul ve düğün salonu olarak bir süre kullanılır. Konak tüm bu zaman içinde değişikliklere uğrayarak yıpranır ve kısmen yıkılır. 2004 yılında restore edilmiştir.”

ŞİMDİ ARTIK BİR MÜZE OTEL

Yukarıda Halil Kendir’in anlattığı Kocaev şimdilerde, anladığım kadarıyla zevkli “bir müze otel”. Çok merak ettim, umarım yakın zamanda gidebilirim.

Otelin internet sitesinde binanın tarihçesi de var, oradan aldım, aktarayım:

“Giritli Ali Ağaki, Datça yarımadasını sultandan dirlik olarak alınca idari ve askeri yükümlülükleri gereği, yöreyi kolayca denetleyebileceği bir merkez oluşturur. Reşadiye mahallesinin en yüksek noktasından denize doğru bakan görkemli yapı, Ali Ağaki’nin mirasçıları olan Tuhfezadelerin malikanesidir. Ailenin ‘Tuhfezadeler’ olarak anılması, muhtemelen Datça dirliğinin bir ‘armağan (Arapça ‘tuhfe’) olarak atalarına verilmiş olmasından kaynaklanıyor.

‘Kocaev’ yalnız Datça’da değil, bütün Akdeniz bölgesinde günümüze ulaşabilmiş en eski birkaç sivil mimari örneğinden biridir. Geniş bir arazi içinde iki katlı bir yapı olarak tasarlanmıştır. Zemin kat taş duvarlarla inşa edilmiştir. Kuzeye bakan cephesinde, yine taş kemerlerle çevrili bir revak oluşturulmuştur. Bu revak, birinci katta, bu kez ahşap direklerle çevrili olarak Konağın beş odasının açıldığı bir sofaya dönüşmektedir. Birinci katın dış duvarları taş, odaları birbirinden ayıran ve odaların sofaya bakan duvarları ahşap konstrüksiyondur. Odalarda külahlı ocaklar bulunmaktadır. Bu katta ayrıca tipik Osmanlı hamamının küçük bir örneği olan külhanlı ve kubbeli bir hamam yer alır.

1800’LÜ YILLAR

‘Kocaev’ diye anılan konut, 1800’lü yılların başında Tuhfezade Mehmet Ali Ağa’nın babası tarafından yaptırılmış. Bulgular ve tanıklıklar, Kocaev’in en görkemli dönemini Mehmet Ali Ağa’nın sağlığında yaşamış olduğunu gösteriyor. O yıllarda Ağa aynı zamanda da Rodos’ta belde yöneticisi. 50’li yılların başında aileden hayatta kalan olmayınca Konak ve diğer miras Tereke Hakimi tarafından satışa çıkarılır. Konak birkaç kez el değiştirir. Tütün deposu, sinema, okul ve düğün salonu olarak kullanılır. Konak tüm bu zaman içinde değişikliklere uğrayarak yıpranır kısmen yıkılır.

2000’Lİ YILLAR

Kocaev, Pir ailesi tarafından satın alındığında neredeyse harabeye dönmüş bir durumdaydı. Restorasyon çalışmalarının her aşamasına , binanın ilk ve özgün yapısının izleri rehberlik etti. Fazlasıyla yorgun olan yapının restorasyonda hasar görmemesi için Konak önce tümüyle çelik konstrüksiyon altına alındı. Ahşap bölümlerin onarılması için Konağın bahçesinde büyük bir marangoz atölyesi kuruldu.

Kocaev, bugün eski görkemli günlerine döndü. Beş dönümlük bir alanı kaplayan bahçesi ve doğu kanadında kesme taştan inşa edilen yeni konaklama bölümleri, ana binayla bütünlük içinde iki yüz yıllık bir tarihi günümüze ve geleceğe taşımak için hazırlandı.

BU YAZIYI PAYLAŞIN:

WhatsApp
Email
Twitter
LinkedIn
Telegram
Facebook

YORUMLAR

1 Yorum

Bir yorum yazın

DİĞERLERİ

Nişantaşı

Yayla Apartmanı

Yayla Apartmanı’na dair bulabildiğim tek fotoğraf bu. 1939 yılında İstanbul’daki Valikonağı Caddesi üzerinde mimar Vedat Tek tarafından inşa edilmiş. Türkiye’deki Art Deco mimarlığının en görkemli binalarından biri sayılıyor. Apartman Yunus Nadi için inşa edilmiş. Bu bilgi ile ‘yürüdüm’ ama o koldan da bir bilgi, fotoğraf bulamadım. 

Devamı »
Talimhane

Türk Bisturi Apartmanı

Taksim Talimhane, Divan Apartmanı‘nın yazısının altına gazeteci Deniz Alphan şöyle yazmıştı: “Küçüklüğümde biz de Şehit Muhtar Caddesi’nde iki üç apartman aşağıda Türk Bisturi Apartmanı’nda otururduk. Apartmanın sahibi bir operatör doktordu, herhalde mesleğinden dolayı bu adı seçmişti. Benzer özelliklere sahip bir binaydı. Sokaklar oto yedek parçacıların

Devamı »
Beylerbeyi

Jak Kamhi Villası

Çok söylüyorum, hep söyleyeceğim kentteki değişimleri anlamanıza yarayacak, tarihe doğru bakmanızı sağlayacak “kayıt yok”; olan kayıt düzensiz, bağlamsız, dolayısıyla neredeyse yararsız. Kopuk. Salt, arşiv hizmetiyle, mimari ve tasarım alanında yapmaya çalıştıklarıyla nadir “şükür var” dediklerimden. Havuzu önüne almış Jak Kamhi Villası fotoğrafını ilk Salt’ın arşivinde

Devamı »
Harbiye

El Irak Apartmanı

İlk yapım yılını, mimarını ya da isminin El Irak oluş nedenini bulamamış olmam beni biraz üzdü. Geçmişe dair bulabildiğim en eski bilgi, apartmanın 21 Temmuz 1939’da 120 bin lira karşılığında Lili ve Alexandrine Günzberg’e satıldığı. Satanlar arasında en büyük hissedar Lusi Sion imiş, diğer hisse

Devamı »
Nişantaşı

Pamuk Apartmanı

Aile apartmanları olan Pamuk Apartmanı da bu ilişkinin kalbindedir. Yazarın Kara Kitap’ında Şehrikalp Apartmanı adıyla geçen Pamuk Apartmanı, artık pek ünlü. Ben bu fotoğrafları Koreli bir turistle aynı anda çektim mesela. YIKIK-YANIK KONAKLAR DEVRİ… Muhtemelen Pamuk, babasından bütün ayrıntıları biliyor -sık anlatırmış-, ben mimarını bulamadım

Devamı »
Şişhane

Pera Palas

Bir konuk yazarımız var… Şimdilerde kültür-sanat içerikli pek çok iş yapan Can Erol, bize, bir dönem pazarlama müdürü olduğu Pera Palas’ı yazdı.  Pera Palas onlarca kere gittiğim, pek çok kez hikâyesini okuyup, odalarını gezerken ilginç yaşanmışlıklarını dinlediğim bir mekân… Ama insan her bakışta yeni bir

Devamı »
Büyükada'nın Yaşlanmayan Modernleri
Hasan Çalışlar Arşivi

Çok sevdiğim mimar Hasan Çalışlar’ın, Instagram’da oluşturduğu ve “Büyükada’nın Yaşlanmayan Modernleri” adını verdiği arşivine, bundan sonra sitenin bu bölümünden ulaşabileceksiniz.