Dr. Belen Evi

İstanbul’da yaşayan, Beşiktaş, Akaretler civarına yolu düşen pek çok insanın görmüş olabileceği bir ev; Mimar Maruf Önal’ın henüz akademide asistan olduğu dönemde yaptığı ilk eseri (1943-1946), Dr. Fahrettin Belen Evi.

Mimar Sinan Üniversitesi’nden Arbil Ötkünç, -iyi ki- bu bina üzerine uzun bir yazı kaleme aldığından, kaydı tutulmuş, harika bilgilere ulaşabiliyoruz.

‘PİŞMAN OLMADIĞIM İLK YAPI’

Dr. Belen Evi, o dönemde hem Maruf Bey’in çevresinde, hem de genel mimarlık anlayışında baskın olan milli akımın dışında modernist bir yapı. “Brezilya etkisiyle, Corbusier etkisiyle, Batı’nın ileri gelen modernlerinin etkisiyle modern mimariye önem verdik” diyor Maruf Bey.

Doğan Hasol’un deyimi ile “Yapı, Önal’ın hem mimarlık anlayışını, hem de dünya görüşünü özetler gibi”.

Misal, Maruf Bey, 1995 yılındaki bir söyleşisinde “Yaptığımdan pişman olmadığım ilk uygulama budur” demiş. Önal, sık sık hem binanın sahibi, çocuk doktorunun işbirliğine, hem de birlikte çalıştığı ustalara olumlu göndermeleri eksik etmemiş. “Projeyi onaylayan mühendis Ziya Alabay. Kalfa Hristo, Marangoz İbrahim Usta, Kaloriferci Koço, Alaaddin Usta, sıhhî tesisat takımları ve fayansları tedarik eden Ardaş Bezaz…”a da teşekkür ediyor Önal.

ZEMİN KAT ÇOCUK HASTALAR İÇİN

  • Ötkünç’ten aktarıyorum: “Zemin kat çocuk doktorunun muayenehanesi olarak düşünülmüştür. Muayenehanenin giriş holüne kaldırımdan düzayak ulaşılmaktadır. Sonra 6 basamak çıkarak ulaşılan bekleme holündeki sokağa bakan pencerenin parapeti yüksek tutulmuştur. Böylece kaldırımdan geçenlerin, hastaların bulunduğu bekleme holünü görmeleri önlenmiştir. Hastalar bekleme odasından muayenehaneye merdivenin arkasından geçen bir koridor ile ulaşmaktadırlar. Muayene olmuş hastalar ise merdiven holüne doğrudan açılan bir kapıdan geçmekte, böylece bekleyen hastalarla karşılaşmadan dışarı çıkabilmektedir. 

VİŞNEZADE PARKI ÜZERİNDEN BOĞAZ

  • Birinci katta ön cepheye bakan mekân oturma odasıdır. Mekân, parapeti oldukça alçak tek bir büyük pencere ile Vişnezâde Parkı üzerinden Boğaz’a bakmaktadır.
  • İkinci kattaki iki yatak odasının ikişer penceresi ise daha küçüktür ve ritmik biçimde dizilmiştir. 
  • Son kat, terası kullanan bir çatı katı gibi ele alındığı için, pencereler geride kalmakta; cephesi sokak kotundan görülmemektedir. Bodrum kata ait üç adet pencere adeta birer düşey yarıktır.

‘BİRİCİK MODERNİST’

  • Yapının kimliğini belirleyen dar (6.50 metre) ön cephesi adeta soyut olarak ele alınmıştır ve öze ilişkin düşünceyi yalın bir geometri ile ifade etmektedir.
  • “Cephe kuruluşundaki en önemli özellik, her katın pencere düzeninin, o kattaki işlevini yansıtırken aynı zamanda dış mekanı adeta içeri almasıdır. Mimar, burada, işlev ve algı arasındaki ilişkiyi hem özgün hem de modernizme özgü bir biçimde kurgular. 
  • Yapı, modernist cephesi ile döneminde biricik [unique] bir örnek olmasının yanı sıra planlaması ve iç mekan düzenlemeleri açısından da günümüzde hâlâ ayrıcalıklı bir yer tutmaktadır.
  • Elimize ulaşan belgelerle, Mete Belen’in özel arşivinde bulunan evin 1946 tarihli uygulama projesi ile Maruf Önal’ın pek çok alternatif denediği görülmektedir.

MARUF ÖNAL’DAN ETKİLENİP MİMAR OLMAK

  • Binanın cephesi bir süre önce, fiziki sorunlar nedeniyle, mal sahipleri tarafından üst katlarda tuğla ve zemin katta yapay taşla kaplanmıştır. Bu nedenle, zemin kattaki düşey bölümlemeler algılanamaz hale gelmiştir. Metal giriş kapısı ise eskidiği gerekçesiyle PVC bir kapı ile değiştirilmiştir. 
  • Değişliklikleri yapan, ev sahibinin iki oğlundan biri ve kendisi de mimar olan Mete Belen’dir. İronik olan, Mete Belen’in mimar olmaya karar verme nedenlerinden birinin, evin yapıldığı yıllarda, Maruf Önal’la tanışıp çocukken onun eskizlerinden, “mimar duruşundan” etkilenmiş olmasıdır. Kendi anlattığına göre, Mete Belen, yıllar sonra mimarlık okumak için Almanya’ya gidecek, emekliliğine kadar oraya yerleşecektir. Döndükten sonra, evi tamir ederken, Hollanda’da yaygın olarak kullanıllanıldığını gördüğü tuğla ve taş kaplamaya yönelecektir. 

ZAMANSIZ MİMARİ

  • Bunu duyan Maruf Önal merak edip evi görmeye gidecek, Radi Birol’un (2002) aktardığı üzere adeta “beyninden vurulmuşa” dönecektir. Mete Belen de (2010’da kendi anlattığı üzere) Önal’ın bu ziyaretini pencereden bakarken fark edecek, içeri girmemesine şaşıracaktır.
  • Bina, cephe kaplamalarındaki olumsuz değişlikliklere rağmen, “zamansız” 10 niteliğini korumakta, günümüzde de dikkatimizi çekmektedir.

BU YAZIYI PAYLAŞIN:

WhatsApp
Email
Twitter
LinkedIn
Telegram
Facebook

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış.

Bir yorum yazın

DİĞERLERİ

Nişantaşı

Bayer Apartmanı

Hem kapısı (o tokmaklar, o yazı… Nedir?!), hem girişi, hem içiyle görkemli bir bina Bayer.  Mimarı, burada Konak Sineması, Divan Oteli gibi vesilelerle adını geçirdiğim Rükneddin Güney; hatta girişteki sütunda da ismi kazılı. YERİNDE NİŞANTAŞI SARAYI VARMIŞ Bayer ve çevresindeki birkaç apartmanın yerinde eskiden Sultan

Devamı »
Şişhane

Müselles Apartmanı / Müselles Han 

‘Müselles’ kelimesinin anlamını yıllar yıllar önce Şişhane’deki bu binaya aşkımla öğrenmiştim. Müselles, üçgen demek… Ama aynı zamanda “üçlü”nün de karşılığı; üçlü ittifaklar, üç bölümden oluşan şeyler. Hatta teslis, ‘baba-oğul-kutsal ruh’ müselles! Belki üçlü aşk ya da caz müzik trio’ları için de kullanılabilir?! Neyse… Üç yıldır

Devamı »
Yeldeğirmeni

Valpreda Apartmanı (İtalyan Apartmanı)

Bu yazıyı okumadan önce mimar, mühendis, şehir plancısı Aron Angel hakkındaki şu yazıyı okuyun isterim… Aron Angel’in ailesi, Sultan Abdülaziz’in isteği ve davetiyle İstanbul’a geliyor -çok güzel hikâye-. O ise 6 Haziran 1916’da Kadıköy Yeldeğirmeni’nde dünyaya geliyor.  Aron Angel ile ilgili ilk yazıda bahsettiğin ‘İstanbul

Devamı »
Cihangir

Hazzopoulo Apartmanı (Aslan Residence)

Çıkan kısmın çooookk özeti: Beyoğlu Tel Sokak 29 numarada yer alan binanın (şimdi Ayramin Otel), Hanif Han ve Sadri Alışık Sokak no 25’te yer alan binayla benzerliklerini fark edip neredeyse birkaç yüz metre mesafede yer alan bu üç binanın ikiz, neredeyse üçüz olduklarını yazmıştım. Bugün

Devamı »
Beşiktaş

Deniz Apartmanı

Nüzhetiye Caddesi benim çok yürüdüğüm bir Beşiktaş yoludur; tabela 2005’te konulmuşsa da ben yeni gördüm. Deniz Apartmanı’nın girişinde “Şair Behçet Necatigil, 1964-1979 yılları arasında (demek ki vefatına kadar) bu apartmanda 23 no’lu dairede yaşamıştır” yazıyor. O gün bugündür Necatigil şiirlerinde ne kadar ev / mahalle

Devamı »
Taksim

Ay Yıldız Apartmanı

Kristal Gazinosu, Cumhuriyet Anıtı gibi yapıların fotoğraflarında heybetiyle görülen, üzerinde dev ay yıldızıyla Ay-Yıldız Apartmanı. Meydanın batısını gösteren eski fotoğrafların çoğunda var; Taksim su depolarının hemen bitişiğinde, yuvarlatılmış köşe balkonuyla… 6 katlı ama çok daha yüksek gibi. Bina 1986’da -neden bilmem- yıkılmış. Orada pek çok Cumhuriyet

Devamı »
Gümüşsuyu

Tülin Apartmanı

Alguadiş, 1894’te Lüleburgaz’da doğmuş, Saint Joseph’i bitirdikten sonra Lozan’da mühendislik okumuş, 1921’de de İstanbul’a dönmüş. O, Türkiye’nin ilk betonarme mühendislerinden biri. O zaman mimar ve mühendis ayırımı yok…  Rafael Alguadiş’in sanatsal yanı da güçlü, mimarlığı ağır basıyor ama mühendis olarak da iş yapıyor. O ZAMANLAR,

Devamı »
Büyükada'nın Yaşlanmayan Modernleri
Hasan Çalışlar Arşivi

Çok sevdiğim mimar Hasan Çalışlar’ın, Instagram’da oluşturduğu ve “Büyükada’nın Yaşlanmayan Modernleri” adını verdiği arşivine, bundan sonra sitenin bu bölümünden ulaşabileceksiniz.