Geren Apartmanı

Yapım yılı: 1941

Selim İleri’nin hayatının ilk 5 yılını, Bahariye’de, mimarı Zeki Sayar olan bu binada geçirdiğini biliyor muydunuz? 

Zeki Sayar da malum; bir önceki paylaşımda, yıkılmasını hiç istemediğimiz Batum Apartmanı’nın da mimarı. Benim için Arkitekt Dergisi vesilesiyle bugüne bıraktıklarıyla bile dünya döndükçe namı yürüyesi biri…

SESLİ EDEBİYAT FESTİVALİ’NDE KONUŞURKEN

Can Erol, geçtiğimiz yaz, ikincisi yapılan ‘Sesli Edebiyat Festivali’nde “yazarların-edebiyatçıların izinde İstanbul binaları hakkında söyleşir misiniz?” diye sormuştu. 

Üstelik bu söyleşiyi, teknik olarak bu sitenin mimarı olan – kitap kurdu Eylül Görmüş ile gerçekleştirecektik. “Bir yayını doldurabilir miyiz?” diye düşünürken, yeni yayınlandı, “cibili cibili şak şak” şakımış, yayına sığamamışız!

Yayının bir yerinde de “Üstelik dev bir kaynak olacağını düşündüğüm Selim İleri yazınına daha el atmadım” gibi bir şey söylüyorum.

Bu cümle, bizimle bina dedektifliği yapan Didem Avincan’ın kulağından kaçmamış.

Hemen ondaki bir kitabı açtığında, Selim İleri’nin doğduğu Kadıköy-Bahariye’deki Geren (Gerede) Apartmanı’nı ve bu binanın Arkitekt Dergisi’ndeki iz düşümünü bulmuş.

BİNANIN İSMİ

O dönem Geren ismi yok; “Bir kira evi” başlığıyla geçiyor. Bu arada ben binayı Google Haritalar’dan bulmuştum, Moda’da yaşayan arkadaşım Anı’dan fotoğrafını çekmesini istedim. Orada bir sürpriz vardı. Binanın tabelası -ki o da bir hayli eski görünüyor, en azından yeni değişmemiş- binanın bugünkü ismi Geren diye geçiyor. Selim Bey’in bendeki kitabında isim Gerende. Ama sonraki birkaç röportajında, mesela burada da, Geren ismini de görüyorum.

“GEREDE APARTIMANINDA DOĞMUŞUM”

İleri’nin yazdığı ya da onunla ilgili pek çok kitapta bu binadan iz var. Ben de en yakınımdaki “İstanbul, Lale ile Sümbül”ü açtım, (Everest Yayınları) sayfa 14:

“Bahariye Caddesi üstündeki Gerede (Geren) Apartımanı’nda doğmuşum. 1949 yılında, 1949 Nisan’ının son günü. Gerede Apartımanı yorgun cephesiyle hâlâ yerli yerinde. Giriş katında doğmuşum (Şimdi dükkan olan kat, NÖ).

Beş yaşıma kadar oturduğumuz o kira evini hayal meyal hatırlarım. önde, biri caddeye bakan iki oda.

Klasik ev düzenlememizde olduğunca, pencerelisi oturma odası, içerlek olanı, yemek odası.

odasından küçük, dar bir koridora geciliyor. Mutfak orada. Mutfağın avuç içi kadar bir balkonu var. Yatak odalarını gözümün önüne getiremiyorum.

Ama mutfakta, yaz günleri, keskin çiroz kokusu şimdi de iştahımı kabartıyor. Patlıcan kızartmasının kokusunu unutmuyorum. Galiba mangalımız vardi ve mangalda çok sevdiğim cızbız köfte..

Gerede Apartımanı’nın giriş katı böyle puslu ve bu kadarken, Bahariye çok daha seçik. Evet, nedense, semtimizi aradan geçen bunca zamana rağmen apaydınlık görebiliyorum.”

SOKAĞIN İSMİ…

Bahariye Caddesi’nin adı şimdi Asım Gündüz Caddesi; Asım Bey’in de Cumhuriyet’in ilk genelkurmay başkanlarından biri olduğunu, evinin de hemen kilisenin yanında olduğunu yine kitaptan öğreniyorum.

Burada Selim İleri’nin adımları peşinden daha çok bina gezeriz…

DERİNLİK MEVZUU MÜHİM!

Şimdi Arkitekt Dergisi’nden biraz teknik bilgi (Cilt: 1941 Sayı: 1941/42-03-04 123-124 Sayfa: 57-58):

“Kadıköyü’nde Bahariye Caddesinde bir arsaya inşa edilen bu kira evi, Z. Sayâr’ın eseridir. Plân arsa ifrazlarının doğurduğu mecburiyetlere uyulmak suretile yapılmıştır. Senelerdendir sokaklarımızı çerçeveleyen arsalar dar cepheli ve lüzumundan fazla derinliktedir. Binanın inşa edildiği arsa da bu nevi ifrazların bir nümunesini teşkil etmektedir. Binanın derinliği çok fazladır, buna da sebep yanında aynı derinlikte evvelce inşa edilmiş diğer bir apartmandan geride kalarak güneş ve ziyayı kaybetmemek endişesidir. Sokakların genişliğine nazaran kat adetlerini ve irtifaları tayin eden İstanbul Belediyesi her nedense bina bloklarının azamî derinliklerini tahdid etmemiş olduğundan binaların arka cepheleri girintili, çıkıntılı bir hal almakta, bazan da bu plânda görüldüğü gibi yanındaki binaya uymak mecburiyetinden saha kaybedilmektedir. Binanın her katı bir dairedir. Sokak cephesinde kabul kısmı ile servis toplanmış ve arka cephe üzerine yatak odaları konulmuştur. Binanın ortasında büyük bir aydınlık yeri vardır. Binanın iskeleti tamamen betonarmedir. Cephe proporsiyonları iyi ve ahenktardır. Haricî mimarisi sokak binalarımızda tesadüf ettiğimiz şekilleri ihtiva etmektedir.”

ARKADA BALKON DA OLMALI…

Bu arada…

Selim İleri’nin “İstanbul Hatıralar Kolonyası” adlı kitabının (Doğan Kitap) tanıtım paragrafını da paylaşayım:

Yıl 1950 falan herhalde. Kadıköyü Bahariye Caddesi’ndeki Gerede Apartmanı’nın giriş katındaki balkon. Babam, ablam Meral’lle geliyor ki, mevsim sonbahar. Ve güneşli bir öğleden sonra. Yıl şimdi 2006. Fotoğraftaki kendime bir yabancıya bakar gibi bakıyorum. Doğup büyüdüğüm İstanbul’a da çoğu kez öyle bakıyorum zaten. Bu yüzden sürüyor İstanbul Kitapları. İstanbul Hatıralar Kolonyası’nı bu yüzden kaleme getirdim. Geçmiş elli yılın dökümünde, tarihî ve soylu bir kentin bana yansımış, bende hâlâ yaşayan öyküsünü arıyorum. O öykü unutulmasını istiyorum. Fotoğraftaki çocuk bütün bunlardan habersiz elbette. Öyleyken, gelecek zamana neden asık yüzle bakıyor?”

  • Selim İleri, “Issız Ve Yağmurlu” başlıklı anı kitabında paylaştığı bu çocukluk fotoğrafının altına şu notu düşmüş; “Ablam Meral İleri’yle Bostancı ya da Caddebostan taraflarında, 1950’lerin tenha İstanbul’unda…” Şuradan aldım. 

BU YAZIYI PAYLAŞIN:

WhatsApp
Email
Twitter
LinkedIn
Telegram
Facebook

YORUMLAR

2 Yorumlar
  • Ayhan
    Tarih: 09:23h, 09 Ocak Cevapla

    Ne güzel bilgiler , elinize sağlık. İyi ki varsınız ..

    • Nilay Örnek
      Tarih: 12:53h, 13 Ocak Cevapla

      teşekkürler

Bir yorum yazın

DİĞERLERİ

Nişantaşı

Narmanlı Apartmanı

“…Narmanlı’nın girişi beyaz mermerdendi. Bir apartman girişinden çok, küçük bir sarayın girişini andırırdı. Bordo kadife kaplı markizi, bizote kristal aynası ile neredeyse nadide bir mobilya parçası sayılabilecek ahşap asansöre ulaşmak için, her iki tarafında bronz birer kadın heykeli bulunan geniş merdivenleri çıkar, ikinci kademeye gelirdiniz.

Devamı »
Nişantaşı

Berna Apartmanı

Nişantaşı Maçka Caddesi’nde, bir yanında Narmanlı, diğer yanında Aziziye Palas, karşısında Ralli Apartmanı…  Komşularının görkeminden adı az anılıyor gibi; art nouveau öğelerle süslü, 5 katlı güzel bir bina…. Binanın özelliklerinden biri -ki şanslıyız kapısında bir tabela var- Prof. Dr. Hulusi Behçet’in bu binada yaşamış olması.

Devamı »
Kızılay

Ajans Türk Binası

Türkiye İş Bankası Kadıköy Şube ve Lojmanları, ardından da pek çok Türk filminde başrolde olan Muammer Karaca Evi  vesilesiyle, Türkiye’nin kendi bürosunu açan ilk kadın mimarı Perran Doğancı‘dan söz açmıştım. Perran Hanım ile ilgili dosyamı -şimdilik- Ankara’daki -eski- Ajans Türk Binası ile bitireyim. MARKA, KALİTE

Devamı »
Nişantaşı

Bayer Apartmanı

Hem kapısı (o tokmaklar, o yazı… Nedir?!), hem girişi, hem içiyle görkemli bir bina Bayer.  Mimarı, burada Konak Sineması, Divan Oteli gibi vesilelerle adını geçirdiğim Rükneddin Güney; hatta girişteki sütunda da ismi kazılı. YERİNDE NİŞANTAŞI SARAYI VARMIŞ Bayer ve çevresindeki birkaç apartmanın yerinde eskiden Sultan

Devamı »
İstiklal Caddesi

Denizler Kitabevi / Apollon Fotoğrafhanesi

-İstiklal Caddesi’ndeki- “Denizler Kitabevi kapanıyor?taşınıyor” sözleri üzerine çok kişi, “Nilay Hanım hakkında yazsanıza” dedi.  Böyle durumlarda “Ah’ı vah’ı” çok oluyor ama bu, mekana yarıyor mu, ne kadar samimi yapıyoruz bu tartışmaları bilemiyorum. Oysa, -altını çizmek lazım kapanmayıp Galip Dede Caddesi’ne taşınan- Denizler Kitabevi’ni ben çok

Devamı »
Adalar

Rıfat Yalman Evi

Hafta içinde mimar Hasan Çalışlar’ın bir grup mimar için Kalebodur ile birlikte düzenlediği “Büyükada’nın Yaşlanmayan Modernleri” turundan bahsetmiş, Hasan’ın adıyla burada da bu evleri anlatan bir bölüm açacağımızı yazmıştım. İşte o turda gezdiğimiz, hikâyesini evin sahibinden dinlediğimiz ve çok etkilendiğimiz evlerden biri: Rıfat Yalman Evi. ZAMAN

Devamı »
Tarlabaşı

Manastır / İstanbul Sanat Merkezi

Nasıl Olunur podcastimde konuğum moda fotoğrafçısı Tamer Yılmaz’dı. Tanıyanların “Tamer Abisi”, ilk dönem çalıştığı, eşiyle tanıştığı, sonrasında belki de Andy Warhol’un Fabrikası’nı andıran yapılar oluşturmasına neden olan ilk binayı anlatıyor bana… ESKİ BİR OKUL VE KİLİSE Yıllar 1989-1990; Tamer Yılmaz, Feyyaz Yalçın ile birlikte Tarlabaşı’nda

Devamı »
Büyükada'nın Yaşlanmayan Modernleri
Hasan Çalışlar Arşivi

Çok sevdiğim mimar Hasan Çalışlar’ın, Instagram’da oluşturduğu ve “Büyükada’nın Yaşlanmayan Modernleri” adını verdiği arşivine, bundan sonra sitenin bu bölümünden ulaşabileceksiniz.