Tevâfuk; hakkettiğin, haklı tesadüf. Hepimize kısmet olsun.
Baştan başlayayım; Bayburt’tayım, Baksı Müzesi’nde. Baksı’nın muhteşem kütüphanesini bulmuşken Argos ve İstanbul’un 80 ve 90’lardaki sayıları ve bir kitabı ödünç aldım iki günlüğüne…
Kitap Turgay Tuna’nın ‘Hebdomon’dan Bakırköy’e’ adlı kitabı. Bazı bölgeler için bazı insanlar şanstır; Turgay Tuna da benim gibi anneden birkaç kuşak Bakırköylü olanlar için büyük şanstır.
Kitabı aldım, götüremeyeceğim ya, hem okuyor, hem de sonra okuyacağım, bakacağım sayfaların fotoğrafını çekiyorum Bayburt’ta…
Gündüz onlarca fotoğraf çektim.
Gece odama gittim; Tunahan Özcan bana bir mesaj atmış; “Merhabalar Nilay Hanım. Bugün Bakırköy sahilden dönüşte şöyle 3 katlı ahşap ve görünüş anlamında hayli eski gözüken fakat sağlamlığını koruyan bir yapıya denk geldim (belki o kadar sağlam değildir). İçinde yaşayan da var. İkinci katın balkonunda stor perdeler ve yaşama dair birkaç iz görünüyor evde. Belki yeni siteniz için bir ürün olur, mimari olarak dikkatinizi çekerse.”
İşte tevâfuk budur.
Benim gündüz Tuna’nın kitabından fotoğrafını çektiğim evlerden biri. Turgay Tuna, “Eski Bakırköy’ün günümüze kalan nadir evlerinden biri. İstanbul Caddesi’nde Papazyanlar’ın evi-1998”
Papazyanlar kim diye baktım; Bakırköy’ün Makriköy döneminin ailelerinden biri olmalı.
Ama o kadar çok Papazyan -hele ki o dönemde- var ki… “İmamoğlu” soyadı gibi olmalı.
Feriköy’deki -bir dönemin- ünlü biçki-dikiş kursu Papazyanlar’ın.
“20. yüzyılın en önemli trajedyeni olarak görülen”, Shakespeare oynayan Vahram Papazyan ya da 1912 Yaz Olimpiyatları’na kendi imkânlarıyla katılarak, Osmanlı İmparatorluğu’nu olimpiyat oyunlarında temsil eden ilk iki sporcudan biri yine bir Papazyan, o da Vahram… Ama o Bebekli sanki.
Hangisinin ailesi Bakırköy’den bilemedim. Ama bu güzel tesadüfe sevindim.
Henüz yorum yapılmamış.