“Sanat Güneşi – Bodrum”; evdeki mektuplardan anlıyorum ki, bir zamanlar zarfın adres kısmına bunu yazdığınızda Kumbahçe Mahallesi, Zeki Müren Caddesi 11 numaraya ulaşıyormuş!
Malum bir zamanlar Bodrum denilince akla Zeki Müren de gelirdi.
Mimarı kim bilmiyorum, bulamadım. Mimari açıdan değerli mi, sanmıyorum. Ancak Türkiye’nin en ikonik sanatçılarından birinin yaşadığı iki katlı, manzaralı, müstakil Bodrum evi bugün Zeki Müren’in eşyalarını da sergileyen bir müze.
Sanatçı, evi 1977’de satın alıyor ama 1980’den sonra kalp rahatsızlığının ardından daha sık kullanmaya başlıyor.
Bodrum merkeze yakın, deniz manzaralı, bol odalı, bahçeli, ışığı güzel ferah bir ev.
EVİ FATMA MANSUR COŞAR’DAN ALMIŞ
Müren, evi sosyolog Fatma Mansur Coşar’dan almış. Daha önce Bodrum’da kirada otururmuş. Bir gün önünden geçerken “Satılık” ilanı gördüğü evi “Kendi kısmeti” olarak nitelendirmiş.
Bu yazı sayesinde Fatma Hanım’a baktım. Keşke tanısaydım. “Bodrum Ege’de Bir Kasaba” adlı kitabını da merak ettim, okuyacağım.
Hollandalı antropolog Carel Zwollo, Papua’dan Datça’ya Sosyal Kalkınma Çalışmaları adlı kitabında şöyle diyor: “Fatma Mansur benim için tam bir rehber idi. Bundan daha iyi bir destek bulamazdım. Çok harika bir kadın, akıllı, entelektüel, güçlü, kültürlü, esprili, korkusuz ve tam bir kozmopolit. Kocası, ailesi Balkanlardan mübadele döneminde gelen bir Datçalı. Onun Bodrum’daki evinde kalmıştım. Fatma Mansur’un evi bugün Zeki Müren’in müzesi. O dönemde Bodrum, Fatma Mansur’un desteğiyle Birleşmiş Milletler Gıda Örgütü (FAO) tarafından kurulan bir Balıkçılık Araştırma Enstitüsü’ne sahip oldu.”
O ÜNLÜ DİYET BİSİKLETİ
Zeki Müren’in 1996 yılındaki vefatına kadar yaşadığı ve bir hayli onu yansıtan ev, 2000 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından yeniden düzenlenip ziyarete açılmış. Müren evini de TSK Mehmetçik Vakfı’na bağışlamıştı.
Ziyaretçilerini çardaklı bir girişle karşılayan ev, taş döşemelerinde nazar boncuğunu da eksik etmemiş. Evde de bol bol nazarlık mevcut. Giriş katta salon, mutfak ve yatak odası var.
Yatak odası takımı, Zeki Müren’in İstanbul’daki evinden getirilmiş. -Bana göre ünlü- diyet bisikleti de orada! Ara hollerdeki vitrinlerde Müren’in kostümleri, bazı kişisel anı eşyaları, mektuplar, posterler sergileniyor.
SADE YAŞAM SALONU
Oturma odasındaki metinle sanatçının “dışarıdaki renkli ve hareketli yaşamının aksine son derece sade olmasına özen gösterdiği oturma odasında, gazete okuyarak, şiir yazarak ve televizyon izleyerek gününün büyük bir bölümünü geçirdiği ve konuklarını bu odada ağırladığı, onlarla sanat üzerine söyleşiler yaptığı” belirtiliyor. Koltuklar ve gramofon sanatçının vefatından sonra İstanbul’daki evinden getirilmiş. Şöminenin üzerindeki yağlı boya tabloda Osmanlıca 1329 tarihi var. Perdenin aslına uygun yeniden yapıldığı belirtiliyor. Benim hoşuma giden ise Zeki Müren’in pek sevdiğini düşündüğüm kuş resimleri, daha doğrusu ornitolojik gravürler.
ZEKİ MÜREN DESENLERİ HAYATIMIZDA OLMALI
Zeki Müren fotoğraflarına, pozlarına bakmaya doyamıyorum! Foto Stil’i seviyormuş Sanat Güneşimiz. Ajda Pekkanlı, Erol Evgin’li bir toplu fotoğrafta Evgin’in Türkiye’nin Tom Cruise’u olduğuna kesin kanaat getiriyorum.
Mektuplar, posterler, aman da aman o ne kostümler, ayakkabılar, broşlar, gözlükler… Hele de benim favorim, duvarlara asılmış Zeki Müren desenleri.
Yıllardır o desenlerin kumaşa, kiminin “yeniden” halıya / kilime dönmesini diliyorum.
Zeki Müren zamanında o desenleri sergilemiş, bir de hemen hemen hepsine özel, şiir gibi isimler vermiş.
Üst katın manzarası da ayrı güzel.
Evin ön bahçesinde, uzun yıllar kullandığı Buick Regal marka otomobili ve Tankut Öktem tarafından yapılmış bronz heykeli var.
Ziyaret edin derim.

















































































































































Henüz yorum yapılmamış.