Samsun Apartmanı (Sakelaridis Apartmanı)

Yapım yılı: 1920’ler

Yıllar yılı önünden geçtiğim bir bina. Çok harap halini de, elden geçirilişini de, yeniden canlanışını da izledim (tabii ki fotoğraf da çekmişim). Aradım taradım bu kadar ‘ortada’ bir bina hakkında bilgi bulamayışıma -sanki ilk kez yaşıyormuşum gibi- şaşırdım.

Sonra bir gün bu sitenin en sıkı destekçilerinden iç mimar Didem Avincan bir yazıyla geldi. Yazık o kadar çok ‘iz sürmüştü ki’ heyecanla anlattığı yazı araştırmanın büyüklüğünden zor okunuyordu. Yazıyı aldırdık verdirdik kısa hale getirdik. Samsun Apartmanı bu sitede olduğu için çok mutluyum ve merhaba Yelkencizâde Lütfi Bey.

SAMSUNLULAR BURADA MI?:)

Sevgili konuk yazarım Didem Avincan anlatıyor:

“İstanbul’da geçen üniversite yıllarım boyunca memleketim Samsun bana kendisini hatırlatmayı bir şekilde hep başardı. Okula giderken kullandığım, hatta ilk bindiğim otobüsün numarası 55T idi mesela. İlk çalıştığım ofise gidip gelirken sabah akşam önünden geçtiğim bina da Samsun Apartmanı’ydı. Bir de kapı numarası 57 değil de 55 olsaydı ne güzel olacaktı!

Yıllar sonra araştırma yaparken tekrar karşıma çıkan bu apartmanın ismi acaba hep ‘Samsun’ muydu?

İyi korunmuş, dikkat çekici bir cephesi ve şahane bir konumu var. Yakınında caddeye adını veren ‘İstanbul Vali Konağı’ (Portakaloğlu Konağı) gibi önemli yapılar da var. Buna rağmen, başta apartman hakkında o kadar az veriye ulaştım ki çok şaşırdım.

1925 tarihli Pervititch Haritası’nda, içinde Vedat Tek’in evinin de bulunduğu yapı adasına yaklaşınca -o dönem Polonya Elçiliğine ev sahipliği de yapan- bugünkü Vali Konağı’nı buldum. Haritadaki ‘Sakelaridis’ isminden iz sürsem de araştırma çıkmaza girdi.

YELKENCİZADE AİLESİ

Bir posta adresi listesinde Gülseren Yelkenci isminin altında Samsun Apartmanı’na rastladım.

Apartmanla ilgili ilk tahminim 1925 sonrası, Samsunlu bir ailenin apartmanı satın almasıyla binaya memleketlerinin adını vermesi yönünde olmuştu. Gülseren Hanım’ın kayınpederi Yelkencizâde Lütfi Bey, Samsun Belediye Başkanlığı görevinde de bulunan armatör Yelkencizâde Şükrü Bey’in oğlu idi ve Samsun’da doğmuştu. Yelkencizâde Ailesi’nin (Torun Arda Serhat Yelkenci’ye bu bilgi için teşekkür ediyorum) pek çok ferdi burada yaşamış, büyümüş.

1995-1997 yılları arasında TRT’de yayınlanan ‘Cumhuriyet’e Kanat Gerenler’ adlı belgeselin 90. bölümünü Türk denizciliğinin önderlerinden Lütfi Yelkenci’ye ayırmış. Belgeselden Lütfi Bey’in milli mücadele döneminde tüm imkânlarını vatanına adadığını öğreniyoruz.

Cemal Kutay’ın ağzından bu dönemi dinlemek, oğlu Mithat Yelkenci’den babasını anlatışını duymak isteyenler için muazzam bir belgesel.

LEOPOLD İLE ANADOLU’YU KURTARMAK

Türkiye İş Bankası’nın da kurucu üyelerinden olan Lütfi Yelkenci hakkında, yazar Osman Öndeş’in Denizcilik dergisindeki metninden de alıntılar yapayım:

“Yelkencizâde Mahdumları Şirketi; Vatan, Samsun, Anadolu ve Yelkenci isminde dört büyük gemiden oluşan filosuyla İstanbul – Karadeniz limanları arasında posta vapurculuğu ve aynı zamanda her türlü ticarete açıktı. Yelkencizâde gemileri Karadeniz iskeleleri ile İstanbul arasında muntazam tarifeli seferler yapan en önemli gemilerdi.

(… Lütfi Bey’in gemilerinden birine) Anadolu adını vermesinin öyküsü Cumhuriyet’in kurulmasıyla ilgilidir.(…) İstanbul işgal altındadır. Lütfi Bey satın aldığı gemiye ‘Leopold’ adını verir ve Osmanlı sularına getirir.

Geminin gönderine Fransa bayrağını çeker ve bir Fransız gemisi görünümünde seferlere başlar.

Geminin sahibini ve milliyetini Kuvâ-yi Milliyeciler çok iyi bilmektedirler. Başka kimlerin bildiği bilinmez ama Leopold, İstanbul’dan defalarca Karadeniz’e sefer yapar. Gün Millî Mücadele günüdür. Anadolu, silah ve cephane bekler ve bu gemi her seferinde beklediklerini getirir. Lütfi Yelkenci, Cumhuriyet döneminde Leopold’a ‘Anadolu’ adını verecektir. Ardından Anadolu’ya ait binlerce anıyı sürükleyerek, yine liman liman dolaşacaktır. Cumhuriyet’in kurulmasında bu denli önemli görev üstlenmiş olan bu geminin sahibi, işletmecisi ve yönlendiricisi olmuştur.’

Osman Öndeş’in yazısından Lütfi Yelkenci’nin 1 Kasım 1957 gecesi vefat ettiğini öğreniyoruz.”

İÇERİYİ ‘ARKADAŞ GÖZÜYLE’ GÖRMEK

Bina bugün hem konut, hem de ofis-mağaza olarak kullanılıyor. Giriş katta bulunan @illanificiodiistanbul web-sitesi sayesinde içeriden birkaç kare görme imkânım oldu.

Bunu kendileri ile paylaştığımda nezaket gösterdiler ve yakından görmek üzere binaya davet ettiler. Ben değil ama arkadaşım, Mert ve Burak Gürses’in Samsun Apartmanı’nda misafiri oldu, (Didem Hanım Samsun’dayken binaya arkadaşlarını göndermesi! Şu siteye metin yazmayanlar utansın!) güncel içerden fotoğrafları bizim için @serap_yolcu_ çekti. Zarif ve sade tavan süslerinin, kartonpiyerlerin özgün olduğunu düşünüyorum, mutfak zeminindeki karosimanlar gibi. Kapı ve pencere doğramalarının da korunmuş olduğunu fotoğraflardan gördükçe mutlu oldum. Arka bahçe böyle bitişik nizam apartmanların olduğu caddelerde hep bana güzel bir sürpriz gibi geliyor.  Yaşayanlar için de bir çeşit vaha olduklarını düşünüyorum.

ART DECO TESCİLLİ KAGİR YAPI

Tezlerde rastladığım Samsun Apartmanı’yla ilgili metinlerde binanın özgünlüğünü koruduğu, tescilli kâgir bir yapı olduğu, nitelikli bir ek katının bulunduğu ve art deco üslubunda yapıldığı yazılı.

Apartmanın orta aksında yer alan çıkma, cepheyi üç bölüme ayırarak ona simetrik bir görünüm kazandırıyor. Cephenin sağında çift kanatlı demir giriş kapısı yer alıyor. Zemin kattaki diğer pencereler gibi, kapı üzerinde yer alan pencere açıklığının da üst köşeleri yuvarlatılmış. Kapı üzerinde gördüğümüz bu pencere, giriş holünde gün ışığından daha fazla yararlanılmasını sağlıyor.

Cephedeki bitkisel bezeli silmeler, furuşlar ‘art nouveau’yu çağrıştırsa da bu tür dekoratif öğeler sanki daha az sayıda olsun istenmiş.  Özellikle Fransız balkonlarındaki demir işleri ve binanın bitişindeki geometrik bezeme yapının art deco niteliklerini vurguluyor.

****

Yazıyı yayınladığımızda binanın bilinen son sahibinin Matild Manukyan olduğu bilgisi ile Tarih Vakfı’nın da uzun yıllar bu binaya olduğunu öğrendik. Aylin Örnek (Aylak Lakerda) şunları yazdı:

“1998-2000 yılları arasında bu binada, Tarih Vakfı’nda çalıştım. Ben de bir Sinop’lu olarak 57 çok güzel apartman numarası ama keşke apartman adı da Sinop olsaydı diye düşünmüşümdür. Binanın üç katını (2-3-4 diye hatırlıyorum) Tarih Vakfı kullanıyordu. Diğer bir katta da yanlış hatırlamıyorsam bir terzi vardı. O zamanlar binanın sahibi Manukyan’dı.
Cumhuriyetin 75. Yılı büyük projesi tamamıyla bu binada kotarıldı.
Tarih Vakfı 2004 yılı sonuna kadar bu binada faaliyetlerine devam etti. Yine yanlış hatırlamıyorsam kiranın bir anda çok yükselmesi sebebiyle binadan ayrıldı.
Tarih Vakfı bu binadayken Türkiye’nin entelektüel bir çok siması Tarih Vakfı’nın sürekli ziyaretçileriydi. Onların katılımıyla bir çok öncü proje ve yayın hayata geçti. Ama bu entelektüel camianın yanında benim hatırımda kalan en önemli karakterler vakfın mutfak sorumlusu Gülümser Abla, Office-boy ve Orhan Silier’in sağ kolu Şaban, Orhan Silier’in Sekreteri İs’af Abla’dır.
Hatırladığım projelerden en aklımda kalan sorumlusu olduğum Mardin Projesi’ydi. Çünkü o projede ilk olarak Murathan Mungan’la görüşülmüş, ben de bir tıfıl olarak Murathan Mungan’la aynı masada toplantı yapma lütfuna erişmiştim. Murathan Bey sonrasında proje içerisinde yer almasa da ‘Taşın ve İnancın Şiiri Mardin’ kitabı sanıyorum memleketteki eli yüzü düzgün ilk kent albüm kitaplarındandı”

KAYNAKLAR

* Osman Öndeş. Türkiye İş Bankası kurucu üyelerinden Armatör Lütfi Yelkenci

https://www.denizcilikdergisi.com/denizcilik-gundem-haberleri/turkiye-is-bankasi-kurucu-uyelerinden-armator-lutfi-yelkenci/

Bahsi geçen tezler:

* Mine Dikbaş. İstanbul Art Deco Mimarisinde Cephe ve Motif Analizi (Taksim, Cihangir, Nişantaşı, Kurtuluş ve Şişli). 1996

* Müge Meriç. Harbiye-Osmanbey Bölgesi Sivil Mimarlık Örnekleri.2004

Esra Mancı. Nişantaşı-Teşvikiye Ve Harbiye-Şişli Bölgeleri Kentsel Koruma Önerileri. 2014

* H. Canset Baykara. Şişli İlçesinde Art Deco Üslubuna İlişkin Cephe Düzenlemeleri. 1995

Furuş: Saçakların, çıkmaların altına yapılan yalnızca süsleme amacıyla konulan küçük destek ya da oymalı süsler. (D. Hasol)

** Bahsi geçen belgesel : Cumhuriyet’e Kanat Gerenler/ 90. Bölüm:

***** Fotoğraflar

Nilay Örnek (güncel bina), arşiv çalışmaları içeriden fotoğraflar Didem Avincan ve arkadaşları.

BU YAZIYI PAYLAŞIN:

WhatsApp
Email
Twitter
LinkedIn
Telegram
Facebook

YORUMLAR

1 Yorum
  • Didem Avincan
    Tarih: 13:28h, 22 Ekim Cevapla

    Aylin Örnek’in ardından Yasemin Ağırdır da aynı dönemi kendi yorumunda paylaştı, hepsini çok kıymetli bulurum bu yorumların, binanın yapısal tarihi kadar, yaşadığı-geçirdiği dönemler de aynı derecede zenginleştirici. @yasemin_agirdir şöyle başlamış:
    ‘ Minik bir düzeltme yapayım, (Orhan Silier’in sağ kolu) Şaban değil Satılmış 🙂 Evet, bina Manukyan’a aitti. Her ay başında Manukyan’ın yetkili mutemet adamı gelir, kirayı elden alırdı. Manukyan’ın vefatının ardından varisleri kirayı çok yükselttikleri ve vakfın da mali durumu kötüleştiğinden, 2004 sonunda vakfın o dönem genel müdürü olan Bekir Ağırdır mecburen binadan taşınma kararı verdi, bina uzun yıllar boş kaldı sanırım.’ Devamında: ‘ 10 yıl geçirdim o binada, her odasında yüzlerce anı var. Tarih Vakfı o dönemin epeyce önemli projelerine imza attı. Ülkenin 600 küsur entelektüeli kurucusu olduğundan, Yaşar Kemal’den Zülfü Livaneli’ye, Adalet Ağaoğlu’ndan, Oya Baydar’a, Doğan Kuban’dan Mete Tunçay’a aklınıza gelebilecek konusunun uzmanı herkesle beraberdik.’ Katkıları için herkese teşekkürler tekrar.

Bir yorum yazın

DİĞERLERİ

Yeşilköy

Deniz Park Apartmanı & Deniz Park Otel

Ne yapılış yılını ne de mimarını bulabilmiştim ama Instagram, yorumlar, okuyucu katkısı şahane!  Yeşilköy’deki ilginç binalardan biri diye düşünüp paylaştım, girişi, geniş, bahçesi hoşuma gitti. Ve ismi… Deniz Park yıllar yıllar evvel İstanbul’un, en popüler otellerinden biriymiş. 1957’de büyük bir yangınla kül olmuş; hatta yangın

Devamı »
Cihangir

Demir Palas

Bina dedektifliği işinde:) birkaç “çıkış noktası var”; biri binayı görüp merak eder, araştırmaya başlarsınız ki -genellikle zorlu olan budur-. Kimi zaman da bir biyografi-anı kitabından, mimarlıkla ilgili bir yazından ya da muhabbetten yola çıkar binayı aramaya başlarsınız ki, daha keyifli ve nispeten kolay olan da

Devamı »
Karaköy

Muradiye Han (Sabit Bey Han)

Malum 18. İstanbul Bienali, Christine Tohmé’nin küratörlüğünde Üç Ayaklı Kedi başlığıyla, Beyoğlu-Karaköy hattındaki 8 farklı mekânda başladı. Ben de iki sene önce Tiyatro Festivali’nin bu platforma getirdiği şahane bina yazılarından ilhamla tekrar İKSV’den Elif Ekinci’yi aradım (Ayşe Bulutgil sen de özleniyorsun) ve “Elif rotada yine normalde kolay kolay içine

Devamı »
Nişantaşı

Yaşaroğlu Apartmanı

Aslında bu bina yazısı için önce iki yapının –ilk Vedat Tek Evi ile Hekim İsmail Paşa Konağı– okunması gerekiyor ancak yine de kısa bir özet geçeceğim. Mimar Vedat Tek’in 1908 yılında inşa ettiği şahane bir konağı, hemen yanında minicik-biçimsiz bir arsası, o arsada da validesi

Devamı »
Adalar

Kâzım Şinasi Dersan Evi

Kâzım Şinasi Dersan gazeteci. 1888 Girit doğumlu, Paris’te Sorbonne Üniversitesi’nde Sosyal Bilimler okumuş. 1918 yılında Necmeddin Sadak ve Ali Naci Karacan (sonra onlara Falih Rıfkı Atay da katılıyor) ile birlikte Akşam Gazetesi’ni kuruyorlar. Ayrılıklar, ölümler… Dersan, o dörtlü içinden 1957 yılına kadar gazete yönetiminde kalan

Devamı »
Kabataş

M. Birkan Apartmanı

Yine bir gün kitapçı okuması yapıyordum; Müge ve Ali Cengizkan’ın ‘Haluk Baysal-Melih Birsel Rasyonalizmi’ kitabına bakarken şaşırdım. ‘Kabataş-Yarasa Sokak’ diyor, bir minik fotoğraf var, bina tanıdık. Bence orası Ayaspaşa’dır. Sarayarkası Sokak’tan Çiftevav’a dönerken tam köşedeki, merdivenlerin başındaki sarı bina… Baysal-Birsel ortaklığıyla yapılmış bir bina olduğuna

Devamı »
Gümüşsuyu

Ayaspaşa Palas

Bu sitenin en efsanevi, en nadide, en “İnanamıyorum yaaa”, en “İyi ki bu maceraya atıldım” fotoğraflarından birkaçı… İyi ki bu fotoğrafları benimle -ve dolayısıyla sizlerle- cömertlikle paylaşan birileri var, iyi ki aile fotoğraflarını biz de görebiliyoruz. Yakın tarihi böyle böyle doğru parçalarla tamamlıyoruz…. Buyrunuz fotoğrafların,

Devamı »
Büyükada'nın Yaşlanmayan Modernleri
Hasan Çalışlar Arşivi

Çok sevdiğim mimar Hasan Çalışlar’ın, Instagram’da oluşturduğu ve “Büyükada’nın Yaşlanmayan Modernleri” adını verdiği arşivine, bundan sonra sitenin bu bölümünden ulaşabileceksiniz.