80’li yıllarda bu manzaraya girecek bir apartman varsa ve hâlâ duruyorsa, onun bir hikâyesi olmalıdır! Tabii ki varmış.
MİMAR MARUF ÖNAL
Apartman Suadiye’de. BağdatCaddesi ile sahil yolunu bağlayan sokaklardan Kazım Özalp Sokak’la Kuzu Sokak’ın kesişiminde, köşede.
Hakan Bey, son halinin fotoğraflarını gönderdi, “Aaa kocaman…” dedim. “Hem de her katta birer daire, daireler 300’er metrekare” yazdı Hakan Bey.
Peki mimarı kim? Buldum; Maruf Önal
Mimar Maruf Bey’den sonraki iletide bahsedeceğim.
ÖNCE BİR SAYFİYE EVİ
Kaplancalı Ailesi, Mersin kökenli ticaretle uğraşan bir aile. 1950’lerde Kurtuluş’ta yine Kaplancalı isimli bir başka apartmanda oturuyorlar. O dönem sayfiye olan Suadiye’de de bir ev yaptırıyorlar. Kutay ve Muazzez Kaplancalı’nın 1958’de Y. Mimar Bedros Küçük’e yaptırdıkları, buradan denize girdikleri bahçeli yazlık ev 3 katlı. Her kat müstakil birer daire; her katta 3 yatak odası, 1 salon ve yemek odası var.
TÜM AİLE FERTLERİ İÇİN
Ama malum 50’lerde yaptırılan az katlı evlerin ömürleri 20 yılla sınırlı kalabiliyor; bu araziye de sayfiye evi yerine aileden Kemal Kaplancalı’nın siparişiyle bölgenin ilk uzun apartmanı yapılıyor. Tasarımı 1974’e tarihlenen 9 daireli yapının inşası, maddi nedenlerle aralık 1981’de bitiyor.
O yıl Kaplancalı Apartmanı’nın tüm dairelerinde aile fertleri oturuyormuş.
NÜKHET DURU’NUN OTURMASIYLA DA MEŞHUR
İnternetteki bilgi kırıntılarından biri apartmanın “Bir dönem Nükhet Duru’nun oturduğu apartman” olarak da anıldığını söylüyor:)
(MSGSÜ, Mimarlık Bölümü’nden Burcu Selcen Coşkun ile Arbil Ötkünç’ün bina üzerine Mimarlık Dergisi’ndeki yazısı muazzam)
Keşke mimarları ve yapıları, onlar için özel-kıymetli olanları daha çok tanısak.
Kaplancalı Apartmanı için “geç modernizm örneği, brütalist, alışılmadık plan tasarımı ve yenilikçi malzemesiyle dikkat çeken” gibi ifadeler kullanılıyor.
Oysa belki Suadiye’de öylesine önünden geçip gidiyoruz.
BRÜTALİST NEDİR?
Brütalist kelimesini bir daha kullanır mıyım bilmem ama arada öğrendiğim kadarını aktarayım. Kelime, İngilizce’deki gaddar, acımasız anlamındaki bruta’dan değil, Fransızca béton brut, işlenmemiş betondan geliyormuş. Brutalizm; kullanılan doku ve konstrüksiyonun, örtücü malzeme kullanılmadan vurgulanması, ham haliyle sergileniyor gibi oluşu imiş (bkz Le Corbusier).
Bak bak sen Kaplancalı Apartmanı’na…
AİLE ÖZGÜNLÜĞÜ KORUMUŞ
Okudukça gördüm ki, Prof. Dr. Maruf Önal’ın adı bu hesapta çok geçecek. Reks Sineması’nın da mimarı oymuş. Önal, aile dostu Kaplancalı Ailesi için bu apartmanı tasarlamış ancak onlar da binaya çok iyi bakmış, özgünlüğünü bugüne kadar korumuş. Bağdat Caddesi ve çevresindeki kentsel dönüşüme kurban gitmesinden korkuluyor anladığım.
TERASTA HAVUZ, DUŞ, BARBEKÜ ALANI
Apartman, zemin, 8 normal kat ve bir teras katından oluşuyor.
2017’de Mimarlık Dergisi’nde yer alan aydınlatıcı yazı ve fotoğraflar ışığında yazıyorum ki:) “Her daire, salon, kendi servis asansörü olan mutfak, 5 yatak odası, 3 banyo, bir tuvaletten oluşuyor. Her biri 300 m2 ‘lik dairelerin hepsinin denize bakan birer balkonu var. Binanın üzerinde bir “çatı bahçe” varmış. Özgün tasarımda, terasta bir havuz planlanmış ve uygulanmış! Ancak teknik zorluklar nedeniyle havuz kapatılmış. Terasta bu havuza hizmet vermesi için bir ocak, barbekü yeri, soyunma odası ve duş alanı mevcut imiş (Ef-sa-ne!!)
Suadiye Kazım Özalp Sokak’tan geçerken bu Maruf Önal yapısına daha bir dikkatli bakın.. Umarım içini de bir gün görebilirim.
Henüz yorum yapılmamış.