Dikranyan Efendi Yalısı

Yapım Yılı: 1895

Bu projeyle -sanal alemde de olsa- ne ilginç, ne güzel insanlar tanıyorum.

Dimitri (Vafiadis) Daravanoğlu, yaklaşık 5 yıldır, sözlü tarihin izinde bir aile müzesi projesi üzerinde çalışıyormuş.

O, Rum, Ermeni ve İtalyan asıllı bir ailenin İstanbul’daki son üyelerinden. Instagram’da yürüttüğü @2mi3museum Dimitri’nin Müzesi Projesi kapsamında bulgularını yazılı hale getiriyor.

İşte şimdi, onun yazısından kısalttığım haliyle Dikranyan Efendi Yalısı.

SOĞAN KUBBESİ MEŞHUR

Kefeliköy’de önünden geçen yolla yalı olma özelliğini zamanla kaybetmiş bir köşk var: Dikranyan Efendi Yalısı. Kefeliköy, Sarıyer’in sahil şeridinde, Kireçburnu ile Büyükdere arasında kalan İstanbul’un küçük semtlerinden biri. Yalı, 1895’te mimar Raimondo D’Aranco tarafından yapılmış ve yalının ilk sakinleri Dikranyan Ailesi olmuş. Geçirdiği bir yangının ardından 1920’lerde restore edilen yalının soğan kubbesi 1969 yılında eklenmiş. Yalı, 1954’te Hamparsun Çolakal, 1969 yılında ise Mehmet Yörük tarafından satın alınmış. 1954 öncesinde orada 25 sene yaşayan aile ise Vafiadis Ailesi.

25 YIL BURADA YAŞAMIŞLAR

1930’lu yıllarda Dikranyan Efendi Yalısı, Kayseri Ermenileri’nden kürkçülükle uğraşan, Kürkçüyan ailesinden iki kardeşe aitmiş. Kardeşler aileleriyle birlikte burada yaşıyormuş.

Büyükdede Hurmuzios Vafiadis, Dikranyan Efendi Yalısı’nda yaşayı çok istediği için Kürkçüyan Ailesi’ne burayı satması için sürekli tekliflerde bulunmuş fakat her seferinde reddedilmiştir. Ama bir gün Vafiadis’e kiracı olabileceği söylenmiş. 25 yıl da kiracı olmuşlar. Kürkçüyan Ailesi de o dönem Kefeliköy’de yaşamaya devam etmiş; kızları Seta ile Aleko Vafiadis çok yakın arkadaş olmuş. (Aleko, Seta ve annesi Arpine, 30 Ağustos 1947)

Bir köşkte 25 yıl boyunca geniş bir aile ve arkadaşlarla yaşamak şüphesiz beraberinde birçok anı getirir. Köşkte sadece ailenin bir ferdi haline gelmiş Mimi adında bir jako papağanı ile Chita adında avuca sığabilen bir maymun da yaşamaktadır.

MAYMUN VE PAPAĞANLARLA YAŞAM

Önünden keyifle yüzülen bu yalıda, sadece insanlar değil ailenin birer ferdi haline gelmiş Mimi adında bir jako papağanı ile Chita isminde avuca sığabilen bir maymun da yaşamış.

Şöyle aktarıyor büyükler: “Mimi, kelimeleri öğrenebilen ve tekrar edebilen bir papağandı. Bazı günler, Kefeliköy’deki balıkçılar dinlenmek için Dikranyan Efendi Yalısı’nın merdivenlerinde oturur ve burada sohbet edermiş. Küfür de ederlermiş. Günden güne, Mimi bu küfürlerin bir kısmını öğrenmiş ve tekrar etmeye başlamış. Günün birinde dinlenen balıkçılar kapıyı çalmış ve Aşhen’e evden birinin kendilerine küfür ettiğini söylemiş. Aşhen ise küfür edenin papağan olduğunu ve bu küfürleri onlardan öğrendiğini balıkçılara anlatmış.”

6-7 EYLÜL İLE KADERİ DEĞİŞENLERDEN

6-7 Eylül 1955 günlerinde, Vafiadis Ailesi Kefeliköy’deymiş. Saldırganlar, onların Ortaköy’deki evine girmiş ve birçok eşyayı kırıp çoğunu da almış. Kefeliköy’de bir adam (aile “ismini bildiğimiz ama söylemek istemediğimiz” diyor) saldırganlara ailenin oturdukları evi göstermiş. Aile haberleri ve saldırganların seslerini duyunca kapılarını kilitlemiş, kapının arkasına bir İsa ikonası yerleştirmiş. Saldırganlar bu eve giremeyince de aile bunu ikonanın bir mucizesi olarak yorumlamış.

Kefeliköy’de geçen günlerinden ardından, Vafiadis ailesi sırayla Arnavutköy, Sarıyer ve Tatavla olarak da bilinen Kurtuluş’a taşınmış, ardından ailenin yeni nesli İstanbul içinde farklı semtlere ve Atina’ya yerleşmiş. 

Kefeliköy, Dikranyan Efendi Yalısı’ndaki anılar büyükler tarafından uzun yıllar boyunca anlatılmış.

BU YAZIYI PAYLAŞIN:

WhatsApp
Email
Twitter
LinkedIn
Telegram
Facebook

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış.

Bir yorum yazın

DİĞERLERİ

Manavgat

Jale İnan & Mustafa İnan Evi (Azumare Lounge)

Antalya Side’nin son yıllarda nasıl bir değişim geçirdiğinin farkında değilmişim. 2025 Mart’ındaki 1.5 günlük Side maceramın oldukça verimli geçtiğini söyleyebilirim. Antik kenti dolaşıp deniz kenarında vakit geçirdikten sonra, “Azumare’deyiz” dediler. Deniz kıyısında, ağaçların içinde bir mekân… Bir inşaat mühendisi olan Ahmet Bey’le sohbet ederken bu

Devamı »
Çekirge

Bay Selim Süter Evi

Nilüfer Kent Tiyatrosu’nun Murat Daltaban yönetmenliğinde sahneye koyduğu 1984‘ü izlemek için Bursa’ya gittiğimizde ertesi gün Fotoğraf Müzesi’nin kütüphanesine bir kitap gördüm; Nezaket Özdemir’in “Çekirge Köşkleri” (Sentez Yayıncılık). İlk açtığım sayfada da “Selim Süter Evi”. ARKADAŞIM SELİN SÜTER’İN DE EVİ TABİİ Arkadaşım var, tanıdığım en nezaketli insanlardan

Devamı »
Beylerbeyi

Jak Kamhi Villası

Çok söylüyorum, hep söyleyeceğim kentteki değişimleri anlamanıza yarayacak, tarihe doğru bakmanızı sağlayacak “kayıt yok”; olan kayıt düzensiz, bağlamsız, dolayısıyla neredeyse yararsız. Kopuk. Salt, arşiv hizmetiyle, mimari ve tasarım alanında yapmaya çalıştıklarıyla nadir “şükür var” dediklerimden. Havuzu önüne almış Jak Kamhi Villası fotoğrafını ilk Salt’ın arşivinde

Devamı »
İlkadım

Kefeli Apartmanı

Bu hesap ve siteye uzaktan hep güzel katkısı olan iç mimar Didem Avincan ne zamandır bana “Samsun’da bir binayı yazacağım” diyordu. Bana gönderdiği bir haber linkini okudum; Prof. Dr. Yücel Tanyeri, habergazetesi.com‘daki köşesinde şöyle diyordu: “Kefeli Apartmanı, çocukluğumuzda Samsun’un en görkemli yapısı idi. 1950’li yıllarda Samsun’un

Devamı »
Nişantaşı

Güzel Apartmanı

Özellikle Valikonağı’na bakan cephesine “Eskiden ne güzelmiş” diyerek baktığım bir apartman, yıllardır boş, Nişantaşı Anadolu Lisesi’nin yanında-karşısında. Fotoğraflarımı çektim ve -iyi ki- ziline baktım. Tanıdık bir isim; çok beğendiğim moda tasarımcısı Hatice Gökçe.  Ona yazdım, “Bana yazar mısınız o apartmanı?” dedim ve şahane bir metin

Devamı »
Nişantaşı

Levent Apartmanı

Mimaride yuvarlak öğelere zaafım var galiba… Bu bina da benim için şahane… Nişantaşı’nın Harbiye tarafında, Pangaltı’ya çıkan Süleyman Nazif Sokak üzerinde, Levent Apartmanı. Kimi zaman sırf güzelliğini göreyim diye yolumu değiştiriyorum. Her açıdan ayrı bir görkemi var. Metinlerden anlıyorum ki eskiden deniz de görüyormuş. İçinde

Devamı »
Kurtuluş

Baraz Apartmanı

“Dedem ihaleyle satın almış burayı. Biz ailece, yıllarca burada yaşadık. Sakin bir mahalleydi burası. Kurtuluş Caddesi’nin arkası boş araziydi. Bu sokaklarda futbol oynardık. Kurtuluş, İstanbul’un en medeni yeriydi. Kapılara kilit vurulmazdı” diye anlatıyor Türkiye’nin ilk sanat galerisi sahiplerinden Yahşi Baraz…  “Burayı” dediği yer Kurtuluş Caddesi,

Devamı »
Büyükada'nın Yaşlanmayan Modernleri
Hasan Çalışlar Arşivi

Çok sevdiğim mimar Hasan Çalışlar’ın, Instagram’da oluşturduğu ve “Büyükada’nın Yaşlanmayan Modernleri” adını verdiği arşivine, bundan sonra sitenin bu bölümünden ulaşabileceksiniz.