Nüzhetiye Caddesi benim çok yürüdüğüm bir Beşiktaş yoludur; tabela 2005’te konulmuşsa da ben yeni gördüm. Deniz Apartmanı’nın girişinde “Şair Behçet Necatigil, 1964-1979 yılları arasında (demek ki vefatına kadar) bu apartmanda 23 no’lu dairede yaşamıştır” yazıyor.
O gün bugündür Necatigil şiirlerinde ne kadar ev / mahalle yaşamı olduğunu düşünüyorum. Ki şairin şiirlerine çok da hakim değilim.
Ama en “Bilmiyorum” diyen bile bir iki Necatigil şiiri biliyor olabilir!
“Hani bir sevgilin vardı / Yedi sekiz sene önce, Dün yolda rastladım / Sevindi beni görünce.
Sokakta ayaküstü / Konuştuk ordan burdan, Evlenmiş, çocukları olmuş. / Bir kız, bir oğlan.
Seni sordu / Hiç değişmedi, dedim / Bildiğin gibi… Anlıyordu.
Mesutmuş, kocasını seviyormuş, / Kendilerininmiş evleri.. /Bir suçlu gibi ezik, / Sana selâm söyledi.”
NECATİGİL-EV-MEKAN İLİŞKİSİ
Dizeleri misal, çok tanıdık değil midir?
Sonra baktım Necatigil-ev-mekan ilişkisi üzerine pek çok metin kaleme alınmış. Tez bile var.
Şehnaz Şişmanoğlu’nun master tezi “Behçet Necatigil ve Şiirin Ev Hali” mesela. Oradan alıntı:
“Behçet Necatigil, poetikasına ilişkin önemli ipuçları verdiği Bile/Yazdı adlı kitabında eve ilişkin olarak şunları söyler: ‘Ben mum alevinde pervane gibi hep aynı odakta yazdım şiirlerimi: Ev ve her günkü yaşamalar. Rilke’nin Panter’i gibi aynı parmaklıklar içinde. Toplumun ve imkânlarımın bana bağışladığı dar dörtgende gözlerimi her açtıkça karşımda büyük şehrin orta-fakir sınıf ev, aile ve çevrelerini buldum. Benim bugüne kadar varmak istediğim gerçekler, hiçbir zaman bu sınırların ötesinde olmadılar'”
Bir apartman bana günlerdir #Necatigil şiirlerini okutuyor, üstelik Deniz Yüce Başarır’ın Hilmi Yavuz ile yaptığı Ben Okurum podcast’i de tam zamanında geldi. Daha başındayım ama tavsiye ederim.
Ne ilginç; bir apartman insana kaç şiir okutabilir. Ne güzel oldu okuyorum günlerdir.
Geniş dünyaya bir odakla bakmak ne kadar çok şey öğretebiliyor; apartmanlarla bunu görüyorum.
Henüz yorum yapılmamış.