Başaran Apartmanı’nı mutlaka -bir dönem altındaki- Konak Sineması yazısıyla birlikte okumalısınız. Ben Başaran Apartmanı hakkında şimdi ‘kuru’ kalan bir metin paylaştım ama apartmanı yaptıran dönemin tütün tüccarı Hakkı Başaran’ın torunu Ayşe Atakan Genç’in anlatımları metni canlandırdı… Birilerinde ‘bulut halindeki’ bir bilginin, kayıtlı bir metne, hafızaya dönüşmesi harika… Buyrunuz…
Nişantaşı’nda, Vali Konağı Caddesi’nin Harbiye’ye yakın tarafında bir apartman.
Bugün bakınca mimar da olmayan benim gibiler için muhtemelen pek de bir şey ifade etmeyecek bir bina.
Ama biraz bilmek var ya… Bilmek her daim başka bir his yaratıyor.
Çünkü benim sadece anılarda okuduğum bir sinema var; Konak Sineması. Döneminin efsane mekânlarından. Sinemanın girişi bu apartmanın altı.
HAKKI BAŞARAN YAPTIRMIŞ
Apartmanı ve daha sonra Konak Sineması’nı arazinin sahibi, bir dönemin tütün tüccarı Hakkı Başaran yaptırıyor.
Bunu bir tek Arkitekt Dergisi doğru yazıyor. Diğer pek çok kaynakta sinemayı yaptıran İbrahim Başaran ki, bu bilgi yanlış; ‘öz hakiki kaynaklar’a ulaştım. Doğrusu Hakkı Başaran.
GENİŞ FERAH BİR DE BAHÇESİ VARMIŞ
Fotoğraflarda Başaran Apartmanı’nın bir yanında ahşap köşk, diğer yanında geniş bir boşluk görmek çok acayip. Bugünkü hali düşünülürse… Arkası da ferah imiş. Maçka Parkı’nın bir parçası olan parktan o günlerde ‘çocuk parkı’ diye söz ediliyor.
Bu arada binanın mimarı Muhittin Binan’a da baktım; ahşap kapı ve pencereler üzerine kitapları var.
9’AR ODALI DAİRELER
Arşivden binaya bakar isek:
(ARKİTEKT Cilt: 1949 Sayı: 1949-03-04 (207-208) Sayfa: 50-53)
“Bu bina, İstanbul’da, Nişantaşı’nda Vali Konağı Caddesi’nde, Çocuk Bahçesi karşısındadır. Her birinde, dokuzar oda olmak üzere, beş tam daire, bir zemin katı ve yarım dairelik bodrum katından teşekkül eder. Bodrumda, arka bahçeye ayrı iki geçit ile çamaşırlık, kalorifer, kapıcı daireleri bulunmaktadır. Dairelerin , servis girişi, arka bahçe vasıtasiyle, büyük iç avludan temin edilmiştir. Binanın, Vali Konağı Caddesi’ne bakan kısmı, cephe genişliğince, ikamete ayrılmış ve arka bahçeye bakan kısım yatak odalarına tahsis olunmuştur. Binanın yegâne dış mimarisini teşkil eden cephe proporsiyonları çok nisbetli ve olgundur. Plân tertibinde, piyeslere ve servislere verilen eb’at isabetlidir. Bu güzel eserinden dolayı (mimar) Muhittin Binan’ı tebrik ederiz.”
TORUNUN KIZINDAN BİR MESAJ…
Ben Instagramdaki @herumutortakarar adlı hesaptan buna yakın bir metni paylaştıktan sonra Yasemin Uygur sanırım, Instagram’da @yasekase şu yorumu paylaştı:
“Merhaba, bahsettiğiniz Başaran Ailesi’nin 4’üncü jenerasyon torunuyum (N.Ö.: En sevdiğim, bu torunlar!). Maalesef ben hiç Konak Sineması’nı yaşayamadım ancak annemden dinlediğim müthiş hikâyelerle büyüdüm. Başaran Ailesi fertleri bu apartmanda oturuyorlardı. Hakkı Başaran’nın iki erkek ve bir kız çocuğu vardı. Hepsi rahmetli oldu. Konak Sineması da Başaran ailesine aitti. İki erkek kardeşin iş hayatında anlaşamaması Konak Sineması’nın dönemim tefecisi Banker Kastelli’ye satılmasına sebep olmuş. Pasaj olarak planlanmış ancak hiçbir şey yapılamadan hâlâ duruyor. Saygılarımla… Bu arada fotoğraftaki yemek odası hâlâ annemde duruyor.”
EŞYALARI SAKLAMAK İÇİN AYRI EV TUTMUŞ
E bu mesajı okuyan ben bayıl:)
“Bu arada fotoğraftaki yemek odası hâlâ annemde duruyor” ne demek:) inanılmaz. 1949’da çekiymiş fotoğraf.
Yasemin Hanım ile yazıştık, beni annesi Ayşe Atakan Genç ile telefonla tanıştırdı. Müthiş bir kadın. Konak Sineması bilgileri o yazıda, harika…
Ayşe Hanım o, dönemin eşyalarını saklamak için ayrı ev tutan biri.
O Hakkı Başaran’ın kızının kızı. Ama dayılarının arasındaki anlaşmazlık apartmanın şaşalı halini etkilemiş.
Hakkı Bey’in 1966 senesindeki ölümünün ardından dayılar ve özellikle gelinler arasındaki sürtüşmeler iyice artmış. Ayşe Hanımlar 6’ncı yani en üst katta otururlarmış o zaman. Küçük dayı 2’nci, büyük dayı 3’üncü katta. Babalarının ölümünün ardından bir kat daha eklenmiş; yani 7’nci kat 1970’lere gelinmeden aile tarafından oraya eklenmiş.
‘BİR RÜYA İDİ’
“Ne yazık ki biz çok gençtik. Ben 50 doğumluyum. O evin alabildiğim her eşyasını saklıyorum daha büyük yaşta olsaydım daha fazla şeyi kurtarırdım” diyor Ayşe Hanım.
O konuşurken 400 metre kare daireler, ‘aşçının odası, aşçının tuvaleti, mutfağa girmeden kahve yapılacak yer, birbiriyle pek anlaşamayan gelinlerin yemek odasına ayrı girmesini sağlayan kapılar’ gibi ayrıntılar giriyor muhabbete. Çok zevkli, biraz dedikodulu.
“Bir rüya idi” diyor Ayşe Hanım.
Önünden öylesine geçtiğim o beton binaya bambaşka bakıyorum artık; gerçekten bir rüya imiş…
* Bu arada Instagram’da @fcarkitekt mimarla ilgili şu yorumu yazmıştı, onu da ekleyeyim:
“Muhittin Hoca aynı zamanda, tüm eski mimarların olduğu gibi, çok iyi ince yapı / ahşap detay çözümleyicisidir… ‘Ahşap Kapılar ve Pencereler’ detay kitapları okul yıllarımızın kurtarıcısı olmuştur.)
* Fotoğraflar bugünden, 1949’dan ve Konak Sineması’yla olan 1968’den wowturkey’den.)
1 Yorum
Pingback:Konak Sineması | Her Umut Ortak Arar - Nilay Örnek
Tarih: 16:32h, 02 Ekim[…] Çünkü her şey, mimari açıdan bana pek de değerli görünmeyen Başaran Apartmanı’nı “Konak Sineması da bu binanın altındaymış bir zamanlar” diyerek, metni ve bilgileriyle paylaşmamla başladı. (Buradan okuyabilirsiniz.) […]